Aristo bundan yüzyıllar önce insanın temel amacının mutluluk olduğunu ifade etmiştir. Hem sosyal hayatımızda hem de iş hayatımızda mutlu olmaya çok önem veririz. Bunu bazen başarır bazen de başaramayız.
Buradan yola çıkan Mihaly Csikszentmihalyi’nin “Flow” kitabı, insanların en üst düzeyde performans gerçekleştirirken bundan en üst düzeyde nasıl memnun olacaklarına odaklanır. Akış (Flow) olarak adlandırdığı bu durum, bir görevle tam bir bütünleşmeyi ifade eder. İnsan akış durumunda kendinden geçer, yaptığı işe odaklanır, zamanın nasıl aktığının farkına varmaz. Kitap, işte bu akış durumuna ulaşmanın temel prensiplerini ve koşullarını açıklar.
Akış haline ulaşmak için önerilen bazı temel unsurlar şunlardır:
1. Belirli Hedefler Belirleme: Kendi yeteneklerine meydan okuyacak, ilginç ve gerçekçi hedefler belirleyerek odaklan.
2. Zorluk ve Yetenek Dengesi: Hedeflerin, yeteneklerinle uyumlu olmalı. Zorluk ve yetenek arasındaki denge, akış durumuna ulaşmada önemlidir.
3. Anlam ve Anlam Verme: Faaliyetlerine anlam katarak, genel amaçlara uygun bir anlam bulmaya çalışmak
4. Odağını Kaybetmemek: Dikkatinin dağılmaması için çevresel etmenlere karşı direnç geliştir. Tek bir konuya odaklanmak, akış haline geçişi kolaylaştırabilir.
5. Geri Bildirim Almak: Hedeflere ulaşmak için sürekli geri bildirim almak, gelişimini takip etmene yardımcı olabilir.
6. Özyönetim ve Kontrol: Kendi davranışlarını ve duygularını yönetmekte becerikli olmak, akış durumuna geçmeyi kolaylaştırabilir.
Akış haline geçmekle ilgili olarak bilinçlilik seviyesi önemli bir rol oynar. Mihaly Csikszentmihalyi’nin teorisi, akışın, kişinin yetenekleri ve zorluk seviyeleri arasında denge kurarak, optimal bir performans seviyesine ulaşmasıyla ortaya çıktığını öne sürer.
Bilinçlilik seviyesi, kişinin mevcut anı tamamen kucaklaması ve dikkatinin tek bir noktaya odaklanması ile ilgilidir. Akış durumuna geçmek, genellikle kişinin şu anı tamamen deneyimleme yeteneğiyle ilişkilidir. Bu, bilinçli bir farkındalık durumu olabilir, çünkü kişi, mevcut görevle tam bir bütünleşme içinde bulunur.
Bilinçlilik seviyesinin yüksek olması, dikkatin dağılmadan, mevcut anın önemini anlamayı ve faaliyetin içsel anlamını kavramayı kolaylaştırabilir. Bu da akış durumuna geçişi destekleyebilir. Bu nedenle, bilinçlilik ve dikkat, akışa ulaşmada önemli unsurlar olarak görülebilir.
İnsanın akış haline geçebilmesi içindeki psikolojik düzensizliği kontrol edip bunu tek bir yönde uygulamayı başarması ile mümkün olabilir. Doğal olarak akış bilinçli bir faaliyetin sonucudur. Bazen içinde bulunulan ortamdan memnun olmayan insan bilinç seviyesini değiştirerek mutlu olmayı da başarabilir.
Akış içinde Autotelic denilen bir kavramı barındırır. Bu kavram insanın yaptığı işi kendi içerisinde amaçlamasını ifade eder. Yani yaptığı işin kendisinin güzel olduğu anlamına gelir. O işi yapmak zaten başlı başına güzel bir şeydir. İşte bu durum akış halini oluşturur. Örneğin LGS için matematik sorusu çözmek değil, matematik çözmenin kendisi güzel bir şeydir.
Akış, sanattan bilime, fabrikadan üniversiteye tüm iş kollarında yaşanabilecek bir deneyimdir. Eğer insan kendi yeteneklerine uygun bir iş ile ilgilenir ve bu iş kendisini yeteri kadar zorlarsa o zaman akış haline geçebilir. Eğer yetenekleri işin gerekliliklerinden yüksekse bu durumda insan sıkılır. Diğer taraftan insanın yetenekleri işin gerekliliklerini karşılamıyorsa insan kaygılanmaya başlar. Her iki durumda da akış hali oluşmaz.
Antik Yunan düşünürlerinden Democritus "Bir tane gerçek nedeni keşfetmeyi Pers İmparatorluğu'nu yönetmeye tercih ederim" demiştir.
İnsan tüm yaşamı boyunca boş zaman oluşturmaya kendisini adamıştır. Bunun için şöyle bir varsayımı vardır. Boş zaman mutluluk getirecek. Oysa yapılan araştırmalar bunun tersini göstermektedir. İnsanlar, başka insanlar ile kaynaştıklarında, çimleri biçtiklerinde, arabaları ile ilgilendiklerinde yani bir aktivite içinde olduklarında mutlu olduklarını ifade etmektedirler. Örneğin pazar günü sabah yürüyüş yapıp güzel bir kahvaltı yapan insanlar sonrasında yapacak bir şey bulamamaktan yakınmaktadırlar.Akış haline giren insanlar kendilerini daha güçlü, daha aktif, daha yaratıcı hissetmektedirler. Yapılan araştırmaların sonuçlarına göre çalışan insanların %54'ü akış halini tanımlarken, zamanını boşa geçiren (TV izleyen, evde oturan) insanların sadece %18'i böyle bir akış halini ifade etmişlerdir. Yönetici pozisyonunda çalışan insanların akış halini deneyimleme oranı %64 iken mavi yakalı çalışanlarda ise %47 olarak gözlemlenmiştir. Bu boş zamanlarda tamamen tersine dönüyor. Yöneticilerin boş zamanlarda akış haline geçme oranı%15 iken mavi yakalarda bu %20 olarak ölçümlenmiş.
Boş zamanlar adı üzerinde boş ve yapılandırılmamış olduğu için doğru şekilde konumlandırmak her zaman mümkün olmuyor. C.K.Brightbill gelecek sadece eğitimli insanların değil aynı zamanda boş zamanlarını doğru şekilde yönetmeyi bilen insanların olacaktır demiştir.
Akış konseptinin üzerine odaklanan başlıca diğer kitaplar da şunlardır:
1. "Finding Flow: The Psychology of Engagement with Everyday Life" - Mihaly Csikszentmihalyi
2. "The Rise of Superman: Decoding the Science of Ultimate Human Performance" - Steven Kotler
3. "Drive: The Surprising Truth About What Motivates Us" - Daniel H. Pink
4. "Mindset: The New Psychology of Success" - Carol S. Dweck