Merhaba kıymetli okurlar,
Bugün sizlere pazarlamanın kapsamından ve günümüz şirketlerinin pazarlamaya olan bakışlarından bahsetmek istiyorum.
Öncelikle artık hepimiz eminim pazarlamanın satış ile aynı anlama gelmediğini biliyoruzdur. Çünkü bu bilgiyi gerek eğitim hayatımızda gerekse de sonraları iş hayatımızda birçok sefer duymuşuzdur.
İnsanlar pazarlama ile pazarlamanın bir sonucu olan satışı neden karıştırıyor diye düşünebiliriz. Çünkü ikisinin de temelinde karşıdaki insanı nasıl satın almaya razı ederim anlayışı yer almaktadır. Karşıdaki insanı veya karşıdaki kitleyi anlamak ve onu veya onları satın almaya razı etmek...
Bu sebeple denilebilir ki pazarlama öncelikle psikolojiyi anlamaktır. İnsan psikolojisini anlamaktır. Bir tüketicinin hangi şartlar altında satın almaya hazır olduğunu anlamaktır. Bir insanın nasıl düşündüğünü keşfedebilmektir. Bu konuda pazarlama birimlerinde yapılan en büyük hatalardan biri insanların nasıl düşündüğüne karar verirken aslında biz olsaydık ne yapardık diye düşünmeleridir. Bu sebeple birçok pazarlama çalışanı insanların tamamını kendilerinin sosyo-ekonomik statüsünde ve kendi davranış kalıpları içinde olduğunu düşünürler. Oysa bir insanın hangi ortamda nasıl bir ruh hali içinde olacağını keşfetmek bu kadar kolay değildir ve teknik bilgi gerektirir. İşte bu sebeple pazarlama biriminde çalışanların sadece üniversitelerin işletme, ekonomi, mühendislik birimlerinde çalışanlardan değil aynı zamanda psikoloji okuyanlardan da seçilmesi gerekir. Her pazarlama biriminin bu tarz çalışanlara ihtiyacı vardır. Bu çalışanların olmadığı ortamlarda pazarlama birimleri insan psikolojilerini kendileri anlayıp buna göre iş görmeye devam ederler.
Pazarlama çalışmalarını satın alma teklifi öncesi ödül verilmesine dayandıran bir işletmeyi düşünelim. Öncelikle bu işletmenin hangi insana nasıl bir ödül verilmesi gerektiğine karar vermesi gerekir. Gençlere internet mi, kadınlara makyaj seti mi? buna karar vermek için insanların nasıl düşündüklerini anlamak zorunludur. Bu da insan psikolojisinin anlaşılmasından geçer.
Peki bu yeterli midir? Hayır, çünkü pazarlama aynı zamanda sosyolojiyi bilmektir. Sosyoloji toplum bilimi demektir. Biraz daha geniş tanımlarsak; toplumsal ilişkilerin yapısını, nedenlerini ve etkilerini araştıran bilim dalı olarak bilinir. Toplumun kendi içerisindeki etkileşiminden doğan geleneklerin, toplumsal yapıların ve kurumların oluşmasına veya ortadan kalkmasına yol açan etkenleri inceler.
Pazarlama faaliyetleri yapanlar sosyolojiyi, yani toplumun hangi ortamlarda neler beklediğini, hangi ortamlar karşısında neler yapmaya çalıştığını, hangi ortamlarda satın almaya daha açık, hangi ortamlarda ise kendisine yöneltilen teklifleri görmediğini anlamaları gerekir. Sosyoloji bu anlamda pazarlama çalışanları tarafından önemsenmelidir.
Örneğin bir kitleye satın alma teklifi çıkılacağı bir ortamda insanların huzursuz bir halde olmamaları gerekir. Bir toplumu etkileyen kötü bir olay olduğunda kurumların sosyal medya faaliyetlerini durdurmaları bu sebepledir. Toplumlar kendilerine teklif sunan kurumların kendilerinin duygularını paylaştıklarını düşünmek isterler. Bu sebeple kötü olayların yaşandığı ortamlarda satın almaya yanaşmayacakları gibi aynı zamanda kendilerine teklif sunanları da eleştirmekten geri kalmazlar. İşte bu sebeple toplumu anlamak oldukça önemlidir.
Özetle pazarlama; insanı anlayan, toplumun beklentilerini kavrayan, teknik bilgi sahibi insanların çalıştığı departman olmalıdır. Bugün bunu birçok kurum yeni yeni keşfediyor. Bu kurumlardan biri neden sizinki olmasın...
Hepinize iyi günler diliyorum.
5 Aralık 2015 Cumartesi
17 Kasım 2015 Salı
Niş Pazarlama Nedir?
Göreceli olarak benzer niteliklerde mal ve hizmetlere gereksinim duyan, bir ya da daha çok benzer özelliği paylaşan, küçük bir tüketici kitlesinin istemlerini daha iyi karşılamak amacıyla geliştirilen pazarlama faaliyetlerine Niş Pazarlama denir. Niş pazarlamada herkesin biraz sevdiği mallar/hizmetler üretmek yerine, az kişinin çok fazla sevdiği malların/hizmetlerin üretimini gerçekleştirmek ve pazarlamak söz konusudur. Kitlesel pazarlarda bütün pazar için tek bir ürün modeli yapılırsa herkesi biraz memnun eder. Niş pazarlamada ise az sayıda insanı çok tatmin edecek ürünler arz edilir.
Niş pazarlamanın önemi, boşluklardan kaynaklanır. Yani, piyasada görülmemiş ya da kimsenin aklına gelmemiş bir boşluk vardır ve eğer siz bu fırsatı kullanırsanız, sağlam bir pazar elde etmiş olursunuz.
Niş Pazarlamanın Özellikleri Nelerdir?
Niş pazarlamacılar müşterilerinin isteklerine uygun özelliği olan mallar üretirler, öyle ki müşterileri onların istedikleri fiyatı vermeye hazırdır.
Pazarlama faaliyetleri kolaylaşır. Belirli bir endüstri kolunda veya coğrafik alanda yoğunlaşan firmalar daha etkin pazarlama stratejileri geliştirebilir. Geniş bir müşteri kitlesini tatmin edecek mallar/hizmetler üretmek, onlara geniş bir dağıtım ağı ile ulaşmak ve çok fazla tutundurma faaliyeti yapmak yerine, dar kapsamlı pazarlama stratejileri ve daha az kaynak kullanımı ile yoğun biçimde küçük bir pazar dilimine odaklanır.
Pazar dilimi tanımlanabilecek kadar belirlidir ve müşteri kitlesi firmanın uzmanlık alanlarından bir veya birkaç tanesine uymaktadır.
Niş pazardaki müşterilere kolayca tanımlanabilen dağıtım kanalları aracılığı ile (geleneksel medya, sosyal medya, konferanslar vb.) ulaşılabilir.
Niş Pazarlamanın Uygulanabilmesi İçin Gerekli Koşullar
Faaliyet gösterilecek coğrafya, uygun dağıtım kanalı üyeleri, hedef müşterilerin satın alma güdüleri, pazara girmek için uygulanabilecek önemli stratejik noktalar tanımlanmalı,
Rakiplerin hedef ve stratejilerini anlayabilmek için, geçmişte pazara yeni giren rakiplerine karşı nasıl bir politika izleyip, mücadele ettikleri öğrenilmeli,
Pazara girmek için teknolojik olarak hazır olunup olunmadığı belirlenmeli,
Firmanın yetenekleri ve rekabet edebileceği güçlü olduğu yanlar belirlenmeli,
Niş pazara girmeden önce pazarlama araştırması yaparak, elde edilen sonuçlara uygun bir şekilde pazarlama karması geliştirilmeli,
İşletme, ortaya çıkabilecek rekabeti önleyebilecek güçte olmalı.
Niş Pazarlamaya Geçerken Hangi Aşamalar İzlenmeli?
Mevcut müşteri tabanı ve pazarın dışında halen hizmet verilen mevcut pazar fırsatları incelenerek, bir pazar bölümü veya bölümleri seçilir,
Gelişmekte olan pazarlar ve onların pazarlama trendleri araştırılır,
Hizmet verilen pazar nişiyle ilgili olarak yayınlardaki gelişmeler sürekli olarak izlenir,
Firmanın mallarına/hizmetlerine en çok ilgi gösteren, satın alan veya satın alma eğilimi olan müşteri grupları, onların özel istekleri ve gereksinimleri pazarlama araştırması yoluyla belirlenir,
Mevcut ve potansiyel müşteriler, belirli temel davranışları göz önüne alınarak gruplandırılır,
Basın ve yayın aracılığıyla doğrudan pazarlama kampanyaları ve tutundurma faaliyetleri düzenlenir,
Üretilen malın/hizmetin hedef kitlesine daha iyi ulaşabilmesi için gerekiyorsa mesaj ve medya aracı değiştirilebilir
Hazırlayan: Ela Erkan
Niş pazarlamanın önemi, boşluklardan kaynaklanır. Yani, piyasada görülmemiş ya da kimsenin aklına gelmemiş bir boşluk vardır ve eğer siz bu fırsatı kullanırsanız, sağlam bir pazar elde etmiş olursunuz.
Niş Pazarlamanın Özellikleri Nelerdir?
Pazarlama faaliyetleri kolaylaşır. Belirli bir endüstri kolunda veya coğrafik alanda yoğunlaşan firmalar daha etkin pazarlama stratejileri geliştirebilir. Geniş bir müşteri kitlesini tatmin edecek mallar/hizmetler üretmek, onlara geniş bir dağıtım ağı ile ulaşmak ve çok fazla tutundurma faaliyeti yapmak yerine, dar kapsamlı pazarlama stratejileri ve daha az kaynak kullanımı ile yoğun biçimde küçük bir pazar dilimine odaklanır.
Pazar dilimi tanımlanabilecek kadar belirlidir ve müşteri kitlesi firmanın uzmanlık alanlarından bir veya birkaç tanesine uymaktadır.
Niş pazardaki müşterilere kolayca tanımlanabilen dağıtım kanalları aracılığı ile (geleneksel medya, sosyal medya, konferanslar vb.) ulaşılabilir.
Niş Pazarlamanın Uygulanabilmesi İçin Gerekli Koşullar
Rakiplerin hedef ve stratejilerini anlayabilmek için, geçmişte pazara yeni giren rakiplerine karşı nasıl bir politika izleyip, mücadele ettikleri öğrenilmeli,
Pazara girmek için teknolojik olarak hazır olunup olunmadığı belirlenmeli,
Firmanın yetenekleri ve rekabet edebileceği güçlü olduğu yanlar belirlenmeli,
Niş pazara girmeden önce pazarlama araştırması yaparak, elde edilen sonuçlara uygun bir şekilde pazarlama karması geliştirilmeli,
İşletme, ortaya çıkabilecek rekabeti önleyebilecek güçte olmalı.
Niş Pazarlamaya Geçerken Hangi Aşamalar İzlenmeli?
Gelişmekte olan pazarlar ve onların pazarlama trendleri araştırılır,
Hizmet verilen pazar nişiyle ilgili olarak yayınlardaki gelişmeler sürekli olarak izlenir,
Firmanın mallarına/hizmetlerine en çok ilgi gösteren, satın alan veya satın alma eğilimi olan müşteri grupları, onların özel istekleri ve gereksinimleri pazarlama araştırması yoluyla belirlenir,
Mevcut ve potansiyel müşteriler, belirli temel davranışları göz önüne alınarak gruplandırılır,
Basın ve yayın aracılığıyla doğrudan pazarlama kampanyaları ve tutundurma faaliyetleri düzenlenir,
Üretilen malın/hizmetin hedef kitlesine daha iyi ulaşabilmesi için gerekiyorsa mesaj ve medya aracı değiştirilebilir
Hazırlayan: Ela Erkan
Etiketler:
marketing,
niche,
niche marketing,
niş pazarlama,
pazarlama
Facebook Reklam Modelleri
Facebook kullanıcı alışkanlıklarına göre her an yeni reklam modelleri ve platformlarıyla karşımıza çıkıyor. Mobil cihaz kullanımının yükselişi reklam alışkanlıklarını da değiştiriyor.
Dijital pazarlama uzmanlarının, pazarlama stratejilerinin bir parçası olan Facebook reklamlarının değişimi, harcamaları da değiştiriyor.
İnternet Site Tıklamaları: Bir internet siteniz var ve bu internet sitenize trafik çekmek, ziyaretçi sayınızı artırmak istiyorsanız bu reklam modelini kullanabilirsiniz.
İnternet Site Dönüşümleri: İnternet sitenizde belli dönüşümler tanımlayarak (satış, üyelik, bülten aboneliği gibi) bunların performanslarını artırmaya yönelik bir amacınız varsa bu reklam türünü kullanabilirsiniz. Ancak bunu kullanabilmeniz için internet sitenize dönüşüm kodu eklemeniz gerekmektedir.
Sayfa Gönderisi ile Etkileşim: Facebook sayfanızda paylaştığınız gönderilerde etkileşim (yorum, beğeni, paylaşım ve fotoğraf görüntülemeleri) artırmak, postlarınızı ve sayfanızı daha fazla kişiye göstermeyi amaçlıyorsanız bu reklam modelini kullanabilirsiniz. Bu modelde fotoğraf, video ve metin ön plana çıkarılabilir.
Sayfa Beğenmeleri: Facebook sayfanızın beğeni sayısını artırmayı amaçlıyorsanız bu reklam modelini kullanabilirsiniz. Burada doğru bir hedefleme yaparak sayfa beğeninizi artırmakla kalmayıp özellikle bir ticaret sitesiyseniz müşteri sayınızı da artırdığınızı söyleyebilirsiniz.
Uygulama Yüklemeleri: Site uygulamanız veya bir mobil uygulamanız var ve bunu duyurmak, uygulamalarınızın kullanım ve indirilme rakamlarını artırmak istiyorsanız, Facebook uygulama yüklemeleri reklam modelini kullanabilirsiniz.
Uygulama Etkileşimleri: Kullanıcıların uygulamadaki etkileşimlerini artırmayı amaçlıyorsanız bu reklam modelini kullanabilirsiniz.
Yerel Bilinirlik Reklamları: Fiziki bir mağazanız varsa ev insanları mağazanıza çekmeyi amaçlıyorsanız bu reklam modelini kullanabilirsiniz. Burada önemli nokta ise mağazanızın çevresindeki kişilere ulaşabilecek olmanızdır.
Etkinlik Yanıtları: Facebook etkinliğinizi duyurmak ve etkinliğinize verilen yanıtları artırmak için bu reklam modelini kullanabilirsiniz.
Teklif Alımları: Müşterileriniz için bir kampanya oluşturup bununla ilgili teklif ve indirim sunmak istediğinizde bu reklam modeli uygun olacaktır. Teklif alımları ile insanların mağazanızda yararlanabilecekleri fırsatların tanıtımını yapabilirsiniz.
Video Görüntülemeleri: Markanızı, kampanyalarınızı, ürünlerinizi vs. anlatan bir videonuz varsa ve bu videoyu insanlara ulaştırmak istiyorsanız bu reklam modeli sizin için uygun olacaktır.
Hazırlayan: Ela Erkan
26 Ekim 2015 Pazartesi
Affiliate Marketing veya Satış Ortaklığı Nedir?
Affiliate Marketing
veya Satış Ortaklığı Pazarlaması reklam verenlerin ürün ya da hizmetlerini
internet ortamında pazarlamaları ya da satış yapmaları karşılığında
komisyonculara bir bedel ödedikleri pazarlama türüdür.
Aslında bu
başkalarının ürünlerini satmak demektir. Bu herhangi bir ürün (kamera, giysi,
yazılım, web sitesi, elektronik kitap, site üyeliği gibi) olabilir. Satış
ortağı olduğunuz ürün için size verilen satış linkini sitenize, bloğunuza,
forum veya sosyal ağlar gibi herhangi bir yere koyarak tanıtım yapmaktır. Bir
ziyaretçi sitenize veya satış linkinizi koyduğunuz yere gelerek linkinizi
tıklarsa ürünü satın alabileceği siteye ulaşır. Ziyaretçi ürünü satın aldığında
ise siz de bu satın alma işleminden komisyon kazanırsınız. Ürün sahipleri,
ürünlerinin tanıtımlarını daha düşük bütçeyle yapabilmek ve potansiyellerini
büyütmek için ürünlerini tanıtacak satış ortakları ararlar. İnternet ürün
sahiplerinin hem ürünlerini düşük bir bütçeyle pazarlayabilecekleri hem
ürünleri için çok büyük bir pazar bulabilecekleri hem de bu pazara tanıtım ve
satış yapabilecek imkânını sunmaktadır.
Affiliate Marketing
Modelleri aşağıda gösterilmektedir:
Tıklama Başına Ödeme: Bu satış ortaklığı modelinde
tanıtımını yaptığı ürüne gelen ziyaretçi, yazdığın yazıdaki linke veya sitede
referans linkin ile bulunan bannere tıklayarak ürün sahibinin sitesine gitmesi
ile gerçekleşen bir sistemdir. Ülkemizde tıklama başına ödeme yapan firmalar;
Google Adsense, Gittigidiyor, Hepsiburada.com, Adcash.com gibi birçok firma
bulunmaktadır.
Üyelik Başına Ödeme: Bu satış ortaklığı modelinde, reklam
verenlerin sitesine yönlendirdiğin ziyaretçilerin, siteye kayıt olması ile
işleyen bir sistemdir. Ülkemizde bu sistemi kullanan firmalar; Markafoni,
Grupanya, Trendyol, Locco, Travian gibi sitelerdir.
Satış Başına Ödeme: Bu satış ortaklığı programında kendi
tanıtımın ile satılan ürünlerden oluşan bir sistemdir.
6 adımda satış
ortaklığı nasıl yapılır
1. Satış ortaklığına aracı olan bir ağa üye olun.
2. Bu sitelere satış ortağı olup hakkında
bilgilendirici makaleler yazacağınız bir ürün bulun.
3. Ücretli bir site veya ücretsiz bir blog
edinin. Bu arada site adınız konunuzla alakalı olmasına dikkat edin.
4. Satış ortağı olduğunuz ürün ile alakalı
makaleler yazın.
5. Yazdığınız makaleleri sitenize ekleyin ve üye
olduğunuz ağdan almış olduğunuz takip kodunu yazınızın içerisine uygun yerlere
yerleştirin.
6. Sitenize ziyaretçi
çekmek için makale sitelerine hazırlamış olduğunuz yazıların sonunda kendi blog
adresinizi ekleyin.
Daha sonra satış
ortağı olduğun ürün hakkında Google da arama yapıp sitene gelen ve makale
sitelerinde yazılarını okuyup ilgisini çektiğin tüketiciler, senin
yönlendirmenle doğrudan ürün sayfasına gidecektir.
Türkiye’de en çok
bilinen Affiliate siteleri ise aşağıda gösterilmektedir:
1. Xticaret.com
2. Gelirortakları.com
3. Maxgelir.com
4. Clickmerkez.com
5. Affiliate
enginier.com
6. Zanox.com
7. Clickbank.com
8. Plimus.com
10. Adtriplex.com
Hazırlayan: Ela Erkan
Etiketler:
affiliate,
affiliate pazarlama,
satış ortaklığı
Omnichannel Nedir?
Omni channel, mağaza, internet, call center, mobil
ve sosyal network gibi kanalları içine alan ve müşterinin tüm kanallarda aynı
deneyimi yaşadığı bir pazarlama şeklidir. Örneğin, diyelim ki online bir işlem
yaparken işlemin yarısında bir kart bilgisinin eksik olduğunu fark ettiniz;
müşteri hizmetlerini aradığınızda tüm sürece baştan başlamanız gerekiyordu.
Ancak omni channel dünyasında, farklı kanallar birbirlerine bir meta kanal
oluşturacak şekilde bağlı ve müşterinin bir noktadan başladığı servise başka bir
kanaldan devam etmesine ve hatta üçüncü bir kanaldan sonlandırmasına olanak
tanıyor.
Omni-channel’ın 5 özelliği ise aşağıda
verilmektedir.
Birbirini
tamamlayan fiziksel ve dijital deneyimler sunabilmek: İyi
bir omni-channel hizmet verebilmenin en büyük özelliklerinden biri, tüm
kanalların birbirini destekleyici olması, özellikle de fiziksel ve dijital
kanallar arasındaki sorunsuz akış. Yapılması gereken özellikle fiziksel ve
dijital kanallar arasındaki bu akışı sorunsuz ve hatta eğlenceli hale
getirebilmek. Örneğin, Barclays kullanıcıları mobil uygulamadan call center’a
kendilerini tekrar tanıtma zahmetine girmeden geçiş yapabiliyor.
Kanallar
arası tutarlılığı artırmak : Djital arayüzler arasındaki tutarlılığı sağlamak
kritik önem taşıyor. En büyük zorluk, farklı kanallarda sunulan fonksiyonların
içeriklerini tutarlı hale getirebilmektir. Mobil öncelikli, yani online
işlemleri öncelikli olarak ya da yalnızca mobil cihazlarıyla yapan
kullanıcıların oranı gün geçtikçe artıyor. En iyi omni-channel örneklerinde de,
mobil platformlarda sunulan içeriğin webde sunulan içerik ile aynı olduğunu
görüyoruz. İkinci zorluk ise dijital kanalların yapısal özellikleriyle ilgili
sorunları çözebilmektir. En iyi omni-channel örnekleri, farklı kanallar
arasında aşağı yukarı aynı bilgi mimarisini sunuyor, yani aynı menüyle hem web
uygulamasında hem mobil uygulamasında karşılaşıyorsunuz.
Bağlama
uygun teklifler sunabilmek: Bir cihazın hangi bağlamda kullanıldığı dijital
platformun fonksiyon ve özelliklerini belirleyebilmek için çok önemli bir
ayrıntı haline geliyor. Allrecipes, iyi bir örnek teşkil etmektedir. Yemek
tarifleri sunan bu portalın web sitesinden tarifleri inceleyip ilham alıp
tariflerdeki malzemeleri alışveriş listesine ekleyebilirken, mobil uygulama
alışveriş sırasında kullanılacak kanal olarak konumlandırılıyor ve seçilen
tariflerin alışveriş listesine eklenen malzemeleri bu kanaldan
görüntülenebiliyor. Tablet uygulaması ise yemek yapma sırasında kullanılan ana
bilgi kaynağı olarak konumlandırılmış ve bağlama uygun bir şekilde tasarlanmış.
Yemek hazırlarken ıslak, kirli ve yapış yapış olan parmak uçları yerine parmak
eklemleriyle kullanabileceğiniz büyük butonlar kullanılmış.
Var
olan ekosistemlerden yararlanmak: Örneğin; Simple Bank, müşterilerinin işlemleriyle
ilgili makbuz ve dokümanlarını Dropbox’ta saklayabilme olanağı tanıyor. Dwolla
Labs ise dwolla hashtag’yle alıcının ismini ve tutarı “mention” ederek, Twitter
aracılığıyla hızlıca para transferi yapabiliyor.
Dijitali
insancıllaştırmak: Her ne kadar dünya gittikçe dijitalleşse de,
insani temas hala hizmetin en önemli unsuru. Cisco tarafından yapılan bir
araştırmada, banka müşterilerine bankalarının şubelerinin tamamen dijitalleşmesi
durumunda ne yapacakları sorulduğunda, katılımcıların %50’den fazlası bu
durumdan memnun olmayacağını söylerken, %22’si böyle bir durumda bankalarını
değiştirebileceğini belirtiyor. Yine aynı araştırmaya göre, en teknolojik
müşteriler bile kredi gibi karmaşık görünen finansal ürünler hakkında bilgi
almak için ayda ortalama üç kez banka şubesine gidiyor. Yüz yüze iletişim
kurabilme olanağı, müşterilerin kendilerini güvende hissetmelerini sağlıyor.
Dijital kanallarda da mümkün oldukça bu hissi yaratmanın gerekli olduğunu
görüyoruz. Online finansal danışmanlık şirketi Personal Capital Face Time
aracılığıyla online tavsiyeyi kişiselleştirerek yapıyor ve bu sayede,
kullanıcıların ihtiyaçları olduğunda, birine ulaşabilecekleri hissini
güçlendiriyor.
Hazırlayan:
Ela Erkan
Etiketler:
omni channel,
omnichannel
23 Ekim 2015 Cuma
Bankacılıkta Gelecekte Neler Olacak?
Merhaba kıymetli okurlar,
Bugün sizlere bankaları ileride bekleyen sorunlar
hakkında yazmak istiyorum. Belki bankalar birçok insan tarafından pek
sevilmemektedir ama birçok ihtiyacımızı temin etme noktasında da bu finansal
aracılardan vazgeçemiyoruz. O zaman bu işletmeleri nasıl bir geleceğin
beklediğini merak ediyor olmalıyız. Bu yazıda size bu konulardan bahsedeceğim.
Öncelikle etrafımızda Türkçesini tam olarak
söyleyemeyeceğim bir kavram dolanıyor. Buna Disruptive Banking deniyor. Bu
kavram aslında bankacılığı yıkmak, değiştirmek, yeni bir bankacılık ortaya
koymak gibi anlamlara geliyor. Peki, bunun ortaya çıkmasının sebebi tam olarak
nedir?
Öncelikle bu süreci insanların ve işletmelerin
çağın gerekliliklerine çabuk uyum sağlayıp birer bilinçli tüketici olmaları ve
ihtiyaçlarının fazlalaşması ama öbür taraftan sabırlarının azalması ile
özetleyebiliriz. Bu durumda bankalar gittikçe kendilerini daha fazla müşteri
tarafından sevilen yapılara dönüştürmeye çalışıyorlar. Bu da çağın en önemli
kelimesi olan teknoloji ile gerçekleşiyor. Bu durumda bankalar artık bankacılık
değil teknoloji tedarikçisi gibi çalışıyorlar.
Bankalar bu ortamda birçok gelişme ile başa çıkmaya
çalışırken karşılarına özellikle ve öncelikle aşağıdaki konular geliyor:
- · Omnichannel
- · Sosyal Medya etkileşimleri
- · Bankacılık yapmaya aday tech ler ve diğer şirketler
- · Yeni düzenlemeler (hukuki düzenlemeler)
- · Yeni gelişmeler (3d printing, IoT)
- · Şubeye gitmek istemeyen bir nesil
Bu konuların aslında ana sebebi de connectivity
veya bağlantılılık kavramıdır. 2013 yılında bile 10 milyar cihazın birbirine
bağlı olduğu sanılıyor. Bu da aslında müşterilerin hemen her yerden hemen hemen
herkesle ve her kurumla bağlantılı hale geçebileceğini gösteriyor.
Bunun yanında müşteriler zahmetsiz bir öğrenim
sürecinden geçmek istiyorlar. Bu da her kanalda benzer bir deneyim yaşamaları
ihtiyacını ön plana koymaktadır. Müşteriler mobil şubede nasıl bir süreç
yaşıyorlarsa internet şubede hatta ATM lerde bile bu süreci, ekranları kısacası
deneyimi yaşamak istiyorlar. Bunun adına da omni channel deniyor. Omnichannel
kavramına giden yolda geçirilen aşamalar aşağıda belirtilmektedir.
İkinci konu olan Sosyal Medyaya girdiğimizde ise
karşımıza şu başlıklar çıkıyor:
- Bankalar Sosyal Medya’yı dinlemektedirler. Bu durum müşterilerin ne düşündüklerini, neden şikâyetçi olduklarını, ne yapmak istediklerini ve nelere ilgi gösterdiklerini çok net bir biçimde yansıtmaktadır. Bu da Sosyal CRM denilen bir kavramın doğmasına ve gittikçe popüler olmasına neden olmaktadır.
- İnsanlar bankalara vermedikleri bilgileri Sosyal medyada vermektedirler.
- ·
- Bankanın hizmet veren kanalları «aware» olmalı. Müşteri nerede ne hizmeti neden alamadı diye bilmelidir. Müşteri sosyal medyada şikâyet etmektedir. Bu şikâyetleri önce banka duymalı ve önlemini almaktadır.
Üçüncü konu olarak teknoloji şirketlerinin
bankacılık yapmaya başlaması yer almaktadır. Bildiğimiz gibi birçok popüler
şirket artık finansal hizmetler vermeye de başlamıştır. Apple Play’i buna örnek
olarak gösterebiliriz. Hatta bu nedenle 2030 yılında financial times a göre en
büyük 5 finansal hizmet sağlayıcı olarak aşağıdaki kurumlar gösterilmektedir:
- · Apple
- · T Mobile
- · Vodafone
Hatta birçok şirket bankaların yaptığı bazı
faaliyetlerin yerine geçip müşterilere daha odaklanmış hizmetler vermektedir.
Bunlara örnek olarak P2P işlem yapan lending club, transverwise vb. verilebilir.
Hatta bu yüzden Bill Gates “Bankacılığa hep ihtiyaç duyulacak ama bankalara
değil” diye bir söz bile söylemiştir. Bunu İngiltere’de son 10 yılda 2.000
banka şubesinin kapanması teyit etmektedir.
Bunların yanı sıra yakında bu gelişmelere bağlı
olarak yeni hukuki düzenlemeler gündeme gelebilir. Bunları hep birlikte
göreceğiz. Sonuç olarak birçok banka için;
·
- Omnichannel’a henüz hazır değiliz. Farklı kanallarda farklı deneyimler sunuyoruz.
- · Müşteriyi halen birçok faaliyet için şubeye davet ediyoruz
- · Sosyal Medyayı müşterileri dinlemekte kullanmıyoruz.
- · Bankacılık dışındaki tehditlere karşı bir çıkışımız yok
- · Mevzuat yeterince hızlı gelişmiyor. Geliştiği alanlarda da biz ihtiyatlı davranıyoruz.
Hepinize iyi günler dilerim.
Etiketler:
bankacılık,
bankacılıkta gelecek,
Banking,
dijital bankacılık,
future banking,
gelecek,
omnichannel
11 Ekim 2015 Pazar
Management Events'in Strateji Forumunda Konuşulan konular
Merhaba kıymetli okurlar,
Geçen hafta içinde Sapanca’da Management Events tarafından düzenlenen etkinlikte
ülkemiz ve dünyada bankacılığı yakından ilgilendiren konular ile ilgili çok
değişik alanlarda birçok sunum gerçekleştirildi. Ben de bu sunumları izledim ve
sizler için notlar tuttum. Şimdi bunları sizler ile paylaşmak istiyorum.
Öncelikle konuşmacıların bazıları artık bankacılara standart finansçı
olarak bakmak yerine bu insanlara müşterilerine teknoloji tedarik eden
kurumların çalışanları olarak bakmaya başladıklarını belirtmişlerdir. Artık bankacılık
eskisi gibi olmamakta ve teknoloji ile iç içe durmaktadır.
Bankaların önünde yer alan konular aşağıda özetlenmektedir:
-
Big data
-
Omni channel
-
Nesnelerin interneti
-
Mobilite
-
Biometri
-
Sosyal Medya
-
Bitcoin ve benzeri uygulamalar
-
Beacon uygulamaları
-
Giyilebilir teknolojiler
2013 yılından beri şubeleşme ve personel alımı eskisi kadar artmamaya
başlamıştır. Bankalar standart ve operasyonel gördükleri işleri makinalara
yaptırmaya başlamışlardır. Elbette ülkemizde şubeleşme artacaktır ama bu eskisi
kadar hızla olmayabilir.
Finansal hizmetlerin müşterilere ulaşma hızları da artmaya başlamıştır.
Örneğin ilk 5 milyon internet bankacılığı müşterisinin sisteme girmesi 12 yıl
sürmüşken mobil bankacılık için bu rakam 4 yılda 3 milyon kişi şeklinde olmuştur.
Hatta son 6 ayda 3 milyon mobil müşterisi sisteme dahil olmuştur. Bunlar bize
teknolojinin bankacılıkla nasıl entegre olmaya başladığını göstermektedir.
Finansal sektör disrupt oluyor mu? Bu konu herkes tarafından
konuşuluyor. Önümüzdeki yıllarda perakendeciler bankacıların işlerini yapmaya
başlayacaklar. Bankaların yaptığı işler tek tek başka firmalar tarafından
yapılmaya hatta daha iyi yapılmaya başlandı. Mesela para transferi alanında transferwise,
bireysel fonlama ve P2P alanında lending club gibi. Bunların ortak özellikleri:
-
Müşteri taleplerine göre şekillenmiş oluşları
-
Odaklanmış şekilde çalışmaları, başka
fonksiyonlara kanalize olmamaları
-
UX leri çok gelişmiş
-
Kişiselleştirilmiş hizmetler sunuyorlar
-
Oldukça çevik şekilde geliştirmeler
yapabiliyorlar
Peki, dünyada ödeme sistemleri
nasıl gelişiyor?
Dünyada debit, kredi ve prepaid olmak üzere toplam 12 milyar adet kart
var. Toplam POS sayısı ise 75 milyon civarındadır. Ülkemizde ise 111 milyon
debit kart (bu konuda Almanya’dan sonra Avrupa’da 2.sıradayız)ve 58 milyon adet
ise kredi kartı var (bu alanda da İngiltere’den sonra 2.sıradayız). Ülkemizdeki
2,4 milyon POS sayısı ise Avrupa’da açık ara 1. olmamızı sağlıyor.
İlk kartlı ödeme fikri Edward Bellemy tarafından 1887 yılında gündeme
getiriliyor. Sonra 1950 yılında Diners Club ile ilk gerçek anlamda kredi kartı
piyasaya çıkıyor. 1976 yılında National Bank America Card VISA oluyor ve 1978
yılında VISA net doğuyor. Peki, ülkemizdeki gelişim nedir? 1963 yılında
ülkemizde ilk kart kabulü başlıyor. 1982 yılında iş bankası bankamatik adı ile
ilk ATM yi yerleştiriyor. 1990 yılında BKM kuruluyor. 2007 yılında ise chip and
pin uygulamasına İngiltere ve Fransa’nın ardından üçüncü ülke olarak Türkiye
geçiyor. 2012 yılında BKM ekspres piyasaya çıkıyor. Bunların tamamı 2023
yılında nakitsiz toplum hedefini gerçekleştirebilmek için yapılıyor. Ülke olarak
aslında taksitli uygulamalarda tüm dünyada bir ilke imza attık ve şu anda 4
işlemden 1 i taksitli gerçekleşiyor.
İleride peki bizi ne bekliyor? Mesela derimiz ve sinir sistemimize bağlanmış
bir platform o ana göre hislerimizin yön vermesi ile alışveriş yapabilecek mi?
Gelecekte neler olacak?
Bankacılık büyük bir değişim geçirecek. Bu sebeple kendilerini buna
hazırlamaları gerekiyor. Bunun sebebi 2020 yılında 50 milyar cihaz birbirine
bağlı olacak (bağlantılılık - connectivity). Cisco’ya göre 10 yılda 19 trilyon
usd gibi bir değer açığa çıkacak. İnsanlara sorulduğunda bankalar ile ilgili
şunları söylüyorlar:
-
%43 ü bankam beni anlamıyor
-
%37 si bankam bana yardımcı olmuyor
-
Büyük bir kısmı bankam bana tavsiye vermiyor
diyor.
Bunları gören birçok girişim sadece dijital bankacılık yapmaya başladı.
Mesela ATOM ve bankmobile gibi…
İleride bankalar video ve mobilite konuların daha fazla önem
verecekler. Böylece;
Video ile
-
Sanal danışmanlıklar
-
Şube içindeki mortgage danışmanlıkları
Mobilite sayesinde de
-
Şubede müşteri tanıması ve
-
Mobil ödeme
Daha fazla hayatımıza girecek gibi görünüyor
Bunlardan şöyle bir ders çıkartabiliriz.
1-
Bankalar danışmanlık tarafına girmeli
2-
Müşteriler kişisel ve dijital çözümlere açıktır
Bankalar için önemli hale gelen bazı uygulamalar var. Bunlar;
1-
Analitik bankacılık yapma. Bunu BBVA güzel
yapıyor.
2- Sosyal
ortamlarda müşterileri ile etkileşime girme. Bunu AMEX yapıyor
3-
Dijital ekosistem içinde faaliyet gösterme. Bunu
zaten tüm bankalar mobil şube ile birlikte yapıyorlar.
Değişen müşteri alışkanlıkları
neler?
Müşterilerin %74 ü 1 saat içerisinde cevap almak istiyor. Bir insanın
twitterda ortalama 300 takipçisi var. İnsanlar eskisi kadar billboardlara ve
raketlere bakmıyor. Eğer trafikte duruyorlarsa o zaman cep telefonlarına
bakıyorlar. Offline pazarlama yerini online pazarlamaya terk ediyor. Tüketicilerin
%56sı akıllı telefon sahibidir. %77’si ise düzenli internet kullanıyor. Peki, nasıl
satın alıyorlar?
-
%76 online araştırıp offline satın alıyor
-
%15 online araştırıp online alıyor
-
%6 offline araştırıp online alıyor
Bu durumda mağazacılık ve şubeler ölmeyecek. Yalnız web sitelerinin çok
doyurucu olması gerekiyor. Video ile zenginleştirilmeli. Müşteri click and
collect gibi bir proje ile müşteriler online alıp offline teslim almayı tercih
edebilirler.
Üniversitelerde son sınıflarda yapılan anketlere göre her 3 gençten
biri girişimciliğe ilgilidir.
Dünyada girişimciliğe ilgi %14 iken ülkemizde bu %32 dir.
Eğer bordrolu çalışanlarımız varsa onları da girişimci yapabiliriz. Bunun
için şirket içi girişimcilik veya Intrapreneurship gibi bir uygulama var. Peki,
bunun yapılabilmesi için neler gerekiyor?
-
Inovasyon olmalı
-
Hesaplanabilen risk alınabilmeli
-
Cesaret gerekiyor
-
Sorumluluk duygusuna sahip olunabilmeli
-
Yüksek bilinç gerekiyor
-
Yaratıcılık gerekiyor
-
Proaktif olunmalı
-
Kendi kendini motive edebilmeli
Benden bugünlük bu kadar umarım faydalı olmuştur.
Etiketler:
digital,
digital Banking,
dijital,
dijital bankacılık,
Mobil bankacılık,
omni channel,
omnichannel,
strategy,
strateji
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)