18 Ekim 2019 Cuma

Hayır Diyebilmek İçin...

Merhaba sevgili arkadaşlar,

Bugün de sizlere yakın zamanda okuduğum bir kitabın özetini paylaşmak istiyorum. Destek yayınlarından çıkan "Müthiş Psikoloji, Hayır Diyebilme Sanatı" adlı kitaptan bahsediyorum. Kitap kapağında "sınırların kadar özgürsün" diyor. Hakikaten bunun ne demek olduğunu kitabı okudukça anlıyorsunuz. 

Kitaba geçmeden önce sevdiğim bir yöneticimin şu sözünü hep hatırlıyorum. "İyi bir yönetici hayır diyebilen biridir".  Evet, hayır demek bazen bizleri karşı tarafa olumsuz gösterebilir. Hatta karşıdaki ile çatışma ortamına da sokabilir. Fakat evet dediğimizde ne hissettiğimizi bir düşünün, veya neden evet demek istediğinizi aklınıza getirin. Çoğunlukla;
- Sevilmeme korkusu
- Kaybetme korkusu
- Reddedilme korkusu

insanların sürekli evet demesinin altında yatan temel nedenlerdir. Eğer yapmak istemediğiniz halde sürekli bir şeylere evet diyorsanız, kaybetme korkusu ile hayır demekten çekiniyorsanız, başkalarını mutlu etme çabalarınız abartılıysa, hayır dediğinizde kendinizi suçlu hissediyorsanız, sürekli uyumlu olmaya çalışıyorsanız, yapamayacağınız sorumlulukların altına giriyorsanız, hayır demek kötü olmakla eşdeğerse o zaman yukarıdaki duyguları yaşıyor ve bunlarla başa çıkamadığınız için sınırlarınızı ihlal ediyorsunuz demektir. Sorunu sadece insanın kişiliğine indirgemeden insanın yetiştiği kültürün de buna önemli katkıları olduğunu görmezden gelemeyiz. Örneğin Türk kültüründe anneye, babaya, öğretmene, polise hayır denmemesi hep öğretilir. Bu şekilde yetiştirilen insanlar ileride de kolay kolay hayır diyemezler. Hatta hayır deme hakları olduğunu bile düşünemezler. 

Aslında kitabın başlığından da anlaşılabileceği gibi sınırlarımız insanların nerede durması gerektiğini ortaya koyan sanal çizgilerdir. Sınırlarınız sizi bir birey yapmakta, insanların arasında saygınlığınızı arttırdığı gibi kendinize olan özgüveninizi de yükseltmektedir. Aristoteles insanın varlıklarını üçe ayırmaktadır. Bunlardan ilki insanın kişiliği, ikincisi maddi varlıkları ve son olarak da başkalarının düşüncesinde neyi temsil ettiğidir. İnsan sınırlarını koyarak ve hayır demeyi başararak bu varlıklarını korumaya çalışır. Siz de etrafınıza bir bakın, örneğin yumurta nasıl olsun denildiğinde "fark etmez" diyene mi daha çok önem verilir yoksa "ben yumurtamı rafadan seviyorum" diyene mi daha çok saygı gösterilir? elbette kendi yaşam prensipleri olan, özgüvenini tercihlerinde açık şekilde gösteren insanlar daha çok saygı görürler. 

Hayır diyemediğinizde;
- Kişisel sınırlarınız ihlal edilir. 
- Stres ve iş yükünüz artar.
- Arkadaşlarınız, iş ortamınız zarar görür.
- Maddi kayıplara uğrayabilirsiniz. 

Yukarıda insanların hangi duygularla hayır diyemediklerini yazmıştık. Bir de kimlerin hayır diyemediğine bir bakalım. 

Öncelikle sınırlarını koruyamayanlar hayır diyemezler. Beden ve kişilikle ilgili olan tüm sınırlar aslında bir insanın çok önemli değerleridir. Bunları korudukça bir insan toplumda saygın bir birey olur. Örneğin yanınızda sigara içilirken rahatsız oluyorsanız bu sınırlarınız ihlal ediliyor demektir. O zaman kalkıp uyarmanız en tabii hakkınızdır. 

Bir diğer insan tipi de kendisini değersiz hissedenlerdir. Hatanın karşı tarafta olduğundan emin olduğu halde arayıp özür dileyenler bu taraftadır. Sürekli bir suçluluk hissi yaşayan insanlarda bu his oluşmaktadır. Bu hissi ortadan kaldırmak için sorunu hemen çözmeye gayret ederler. 

Diğer bir grup ise kendine saygısı olmayan gruptur. Bir tercih yaptığında etraftan destek arayan, eleştiri duyduğunda dünyası kararan tiplerdir bunlar. Bu grup kolay kolay karar veremediği gibi genellikle toplumun kararlarını uygulamayı tercih eder. 

Sevilme ihtiyacı olanlar da önemli bir hayır diyemeyen kesimdir. İnsanlardan yeterli sevgi görmemiş olanlar, hayır dediklerinde kendilerini kimsenin sevmeyeceğini düşünürler. 

Son olarak da korku ve kaygı duyanlar hayır diyemezler. Korku somut nedenlerden, kaygı ise belirsizlik ve insanın kendi kendine oluşturduğu düşüncelerden kaynaklanır. Bu tarz bir düşünce yapısına meyilli olanlar hayır diyerek hayatlarını zindan edeceklerini düşünürler. 

Diğer bir konu da kimlere hayır diyemediğimizdir. Bunları kısaca yazarsak; kibarlar, duygusal kimseler, muhtaçlar, emrivakiciler, gücünü kullananlar, manipülatörler, ısrarcılar ve denetleyiciler hayır demenin en zor olduğu gruptur. Bunlardan özellikle gücünü kullanarak evet dedirtmeye çalışanlar insanlar için riskli bir gruptur. Bu grup isteklerini astlarına zorla kabul ettirebilir. Bunlarla başa çıkmak için çok somut nedenler bularak hayır demeniz gerekir. Eğer siz de bir "gücünü kullanan" iseniz bu yazdıklarımızı düşünerek insanları uygun olmayan ve karşıdakini zora sokacak taleplerle ile sıkıntıya sokmamalısınız. Çünkü insanlar hakikaten size eşit şartlarda olmadıkları için evet demek zorunda olabiliyorlar. 

Kimlere hayır diyemediğimize bir de ilişki içinde olduğumuz gruplar bazında bakalım. Bunlardan ilki aile üyeleridir. Diğerleri arkadaşlar ve hatta iş arkadaşlarıdır. Bunların istekleri sizi çok zor durumda bırakabilir çünkü onlara nedensiz hayır dediğinizde ilişkilerinizin bozulacağını düşünürsünüz.  

Peki etkili bir hayır demek için neler yapmalısınız? Öncelikle eğer karşı tarafa "hayır yapamam" demek zor geliyorsa, o zaman bunu bir nedene dayandırarak "hayır yapamam çünkü başka bir programım var" diyebilirsiniz. Yine de hayır diyemiyorsanız o zaman şunu yapabilirsiniz. Bu seferlik yapıyorum ama gelecek sefer yapmayacağım. Burası çok önemlidir. Eğer ikinci sefer de aynı talep geldiğinde yapmaya devam ederseniz, rahatlıkla ikna edilen ve hayır diyemeyen bir insan oldunuz demektir. 

Önceliklerinizi belirlemeli ve hayatınızı ona göre yaşamaya başlamalısınız. Örneğin iş zamanında iş, boş zamanınızda ise ailenize vakit ayırmak önemli bir önceliğiniz olabilir. Bu durumda aileniz iş vaktinde sizden bir görev isterse bunu yerine getirmemelisiniz. Zaman yönetimi yapmaya başlamalısınız. Zamanınızda bazı size ait, ailenize ait, işinize ait ve belki topluma ait alanlar olabilir. Bunların ve kendinizin sınırlarını doğru çizmelisiniz. 

Son olarak hayır demek için altın kurallar;
- Dürüst ve net olun. 
- Zaman kazanmaya çalışmayın ama eğer düşünmeniz gerekiyorsa da aceleye getirilmeye karşı çıkın. 
- Bahane üretme dürtüsüne direnin
- Kararınıza sahip çıkın
- İstekte bulunanla şartlarınızı öne sürerek yeni bir takvim yapabilirsiniz. Bunun özellikle kıramayacağınız insanlar için kullanabilirsiniz. 
- Alternatif üretin
- Kabiliyetlerinizi farkedin
- Kibar olun
- Kaybetme korkusuyla yüzleşin
- Özgür olun

Hepinize doğru zamanda, doğru hayırlar diliyorum. Ne demişler; hayırda hayır vardır. 

10 Ekim 2019 Perşembe

The Essential AI Handbook for Leaders

Dear Friends,

I have tried to summarize a very nice book about AI for you. It is a brief summary of what AI is and how we should benefit from it. The author is Marcus Wallenberg.

The book starts with a nice quote "the move from old to the new is the only tradition worth keeping". Yes, this is true. The mankind have always been in the improvement of their life and to do so they are always on a quest. AI is the latest output of their continous quest.

AI which is the short form of Artificial Intelligence, representing the set of computer science techs that allow computer software to learn from experience, adapt to the new inputs and complete the tasks that resemble human intelligence. In short, these algortihms mimic the human behaivour at its best. We are already in touch with AI, but maybe we are not aware. Mapping applications, autocorrect in MS Word, e-mail span filters are all working under AI principles.  

What humas would consider relatively simple tasks like making coffee or pointing the one dog in a photo full of cats are actually extremely difficult for computers to achieve. While tasks considered impressively intelligent for humans like regressions or driving the map between two cities are fairly easy for the computers.

To understand the concept better, we need to address what machine learning, deep learning (DL) and reinforcement learning mean.

Most of the recent triumphs of AI were made possible thanks to a group of AI techniques collectively referred to DL, or more scientifically DL Neural Networks. With DL you teach a neural network by exposing it to data and information about that data. For example, if you want to identify the cats, you show the network many cat pictures and tell it, these are cats. If the connections inside neural network increase, the accuracy of AI increases also.  

DL models can be constructed using supervised (SL) or unsupervised (USL) learning. SL uses labelled training data to predict or aim towards specific outcomes of new data while USL can reason about data without any need for predefined labeled training data. Reinforcement learning uses feedback algorithms to reward and punish the model to achieve the best possible outcomes.

In SL, if you want the model to learn elephant, you teach AI model to identify every picture of an elephant on the internet. In SL you teach the model with thousands of pictures and tell the model which ones have the elephant inside. An USL model would not be great for determining elephant or no elephant. But, it is very helpful in identifying the patterns in images to form seperate clusters of pictures. Then, you will be able to extract elephants out of the group of animals. In the reinforcement learning you start without any data and teach the model on trial and error base.  

What are the interesting use cases for AI in our life? AI could grade the tests for an entire class for the teacher in seconds. It can identify or predict the tumors faster and more accurate than any of the radiologist or cancer doctors. Once trained, AI weather forecasts can be accurately made in seconds which will be cheaper, quicker and more reliable. AI can predict the number of clients to be served at dinner in a restaurant for a specific night. AI can translate or transcribe an audio or voice message into a written text in seconds. AI can help the parents what to be cooked for dinner depending on the stuff in the fridge.

Despite its big uses described above, there are plenty of limitations of AI. We need to make a categorization here to explain these limitations better. The first category is the Artificial Narrow Intelligence. It refers to use of AI in specific cases. Beating the opponents in chess, diagnosing the illness, understanding the language and converting it to text are the specific fields where AI is very powerful. Our smart phones are also full of AI pieces that are designed for very specific tasks. There is another category called as Artificial General Intelligence where AI is not so much powerful. It refers to AI that is completely able to reason and understand like humans. This is not so much powerful because AI has some requirements to be fulfilled. These are;
- The problem should not be vague. You can not be succesful if you assign a "make my company profitable" job to AI.
- Lack of data. The fuel of AI is data. If you are out of correct data, the AI model will not succeed.
- Unorganized data. The AI models are more succesful in organized or categorized data.

At the end of the day it is not technology that creates success, its people. Its the leaders that take the right decisions based on the the most accurate data, insights and their experiences. It is the ones who do faster than the competition that will succeed.  

Better to read the book, thank you for sharing your time to read this article.