29 Aralık 2013 Pazar

Avrupa Yatırım Bankası Kredi Süreci ve Türkiye Faaliyetleri

Bu çalışmamızda Avrupa Yatırım Bankası'nın kredi süreci ve KOBİ'lerin bu banka ile nasıl çalışacaklarına dair bilgi verilmesi amaçlanmıştır. Öncelikle süreç hakkında aşağıda bilgi verilmektedir.

SÜREÇ

Kredi Başvurusu

25 milyon Euro’nun altındaki projeler için AYB aracı kurumlarına başvurulurken, bu miktarın üzerindeki projeler için doğrudan kredi kullanmak üzere AYB’nin Lüksemburg’taki genel merkezine veya ülkedeki AYB ofisine başvurulmalıdır. Türkiye için başvuru noktaları genel merkezdeki Güney Doğu Avrupa Bölümü veya İstanbul ve Ankara’da bulunan AYB Türkiye ofisleridir.

Değerlendirme

Başvurusu gerçekleştirilen projeler AB ekonomik politika hedeflerine uygunluğu ve genel kalitesi bakımından değerlendirilir. Projelerin kalitesi teknik sağlamlık, proje sahibinin teknik çözümleri uygulamadaki yeterliliği, riskler, riskleri azaltmak için alınan önlemler, çevresel etki, piyasa ve talep durumu, yatırım maliyeti ve karlılık gibi kriterler göz önünde bulundurularak değerlendirilmektedir.

Yönetim Komitesi Onayı

Operasyon takımı projeleri AYB’nin yürütme organı olan Yönetim Komitesi’nin onayına sunar.

Yönetim Kurulu İncelemesi

AYB Başkanı ve operasyon takımı projeyi üye devletlerden her birinin ve Avrupa Komisyonu’nun temsilcisinden oluşan Yönetim Kurulu’na sunar.

Mali Sözleşme

Proje Yönetim Kurulu tarafından da onaylandıktan sonra mali sözleşme imzalanır. Bu sözleşmede bankanın kararında temel teşkil eden ve değerlendirme esnasında incelenen tüm unsurlar yer alır. Sözleşme ek olarak teknik şartname ve gerekli teknik, ekonomik ve çevresel koşulları da içerir.

Kredilerin Kullandırılması

Kullandırma ve geri ödeme koşulları üzerinde anlaşma sağlandıktan sonra fonlar müşterinin hesabına havale edilir. Projeler finanse edildikten sonra düzenli bir şekilde takip edilmektedir.




 

TÜRKİYE’DE AYB

AYB 1965’ten bu yana Türkiye’de önemli projeleri finanse etmektedir. AYB’nin Türkiye’de 1965-2010 arasında finanse ettiği proje sayısı 189, imzalanan fon miktarı toplam 14 milyar 719 milyon 185 bin 492 Euro’dur. Bu tutarın 8,3 milyarlık kısmı 2004-2008 yılları arasında sağlanmıştır.

AYB şu ana kadar Türkiye’de, aracı bankalarla gerçekleştirdiği 47 farklı kredi programının yanı sıra İstanbul Metrosu, Marmaray, Osmaniye Rüzgâr Santrali, Şişecam Bursa Yenişehir Cam Kompleksi, Eskişehir Hafif Raylı Sistemi, TÜBİTAK Bilim ve Araştırma Teşvik Programı gibi pek çok önemli projenin finansmanına katkıda bulunmuştur.
 

AYB, Türkiye’nin AB’ye katılım sürecini ilerlemesini desteklemek amacıyla faaliyetlerini öncelikli olarak aşağıdaki sektörlere yoğunlaştırmaktadır:



Kurumsal Sektör

Bankanın sunduğu finansal araç yelpazesinin genişletilmesi ve yerel para birimi bazında kredi sağlanması suretiyle hem yabancı hem de yerli sektör özel şirketlerinin teşvik edilmesi amaçlanmaktadır. Başta fikir aşamasındaki yatırım projeleri olmak üzere doğrudan yabancı yatırımlara öncelik verilmekte, özellikle az gelişmiş bölgelerin gelişmesine yardımcı olacak veya sınır ötesi ticaret ile bölgesel entegrasyonu canlandıracak projeler gözetilmektedir.

Altyapı Sektörü

AYB karayolu ve demiryolu yapımının yanı sıra hava ve deniz limanlarına yönelik kamu yatırımlarının finansmanına da katkıda bulunmaktadır. Banka ayrıca belediyelere ve belediyelerin sahip olduğu şirketlere, özellikle şehir içi taşımacılık, su ve atık yönetimi ve çevresel altyapı için finansman sağlamaktadır.
 
Enerji Sektörü

Banka kamu ve özel sektör kuruluşlarının enerji üretimi, taşımacılık ve dağıtım alanları ile yenilenebilir enerji ve enerjinin verimliliğine yönelik yatırımlarının finansmanına da katkıda bulunmaktadır.

KOBİ’ler

AYB, tüm ülkede beraber çalıştığı çok sayıda banka aracılığıyla KOBİ’lere uzun vadeli ve düşük faizli krediler sağlamaktadır.



Sonuç olarak;

· AYB’nin finansman sağlarken dikkat ettiği en önemli kıstas, projenin AB ekonomik hedeflerine katkı sağlamasıdır. Projelerin öncelikle üye ülkelerin uzun dönemli ve istikrarlı bir şekilde büyümesine katkı sağlaması beklenmektedir.

· Türkiye de potansiyel bir AB ülkesi ve hızla büyüyen bir ekonomiye sahip olduğu için, AYB’nin verdiği kredilere aday önemli ülkelerden biri olarak gözükmektedir.

· Türkiye son zamanlarda diğer Avrupa ülkelerine göre daha çok yatırımın yapıldığı bir ülke olmasına rağmen, AYB’nin bugüne kadar sağladığı finansmanın ellide bir gibi bir oranında faydalanmıştır. Bu da önümüzdeki dönemde talep edilmesi durumunda AYB’nin Türkiye’ye daha çok fon sağlayabileceği ihtimalini öne çıkarmaktadır.

· AYB’nin Türkiye’de finansman sağladığı alanlara baktığımızda KOBİ’ler ve ulaşım sektörü ön plana çıkmaktadır. Kullandırılan kredilerin % 70’den fazlası bu alanlarda yoğunlaşmıştır.

· Türkiye’de birçok banka ile ortak çalışan AYB, altyapı ve enerji sektörüne yapılan ve yapılması planlanan yatırımları destekleyeceğini beyan etmiştir. Ayrıca KOBİ’ler için de ciddi finansman desteği sağlamaktadır.

Hazırlayan: Burak Yungucu






Jualah (Ödül) Sözleşmesi ve Bankacılıkta Uygulaması

Jualah, taraflardan birinin belli bir iş/hizmet karşılığında diğer tarafa ödül vermeyi vaat ettiği bir sözleşmedir. Yapılması istenen işte çeşitli belirsizlikler olabilir, ödülü almak isteyen yani işi yapmaya gönüllü olan taraf ise, tüm belirsizlikleri kabul ederek işi belirlenmiş süre içerisinde bitirmeye çalışır. Kaybolmuş bir aracı bulmak Jualah sözleşmesine örnek olarak gösterilebilir.

Sözleşmenin Tarafları

Jualah sözleşmesinde teklif veren ve hizmet sağlayan olmak üzere iki taraf bulunmaktadır. Teklif veren taraf, servis sağlayıcısına belirli ya da belirli olmayan bir süre içerisinde bitirilmesi gereken bir iş için ücret teklif eder. Servis sağlayıcısı herhangi bir kişi ya da kurum olabilir. Teklif edilen ücretin verilmesi için servis sağlayıcının istenen süre içerisinde işi bitirmiş olması gerekmektedir. Aksi halde hiçbir ücret alamaz ve emeği boşa gitmiş olur. Dolayısıyla sözleşme belirsizlik ya da işin bitirilmemesi durumlarından etkilenmez.

İşe başlandıktan sonra iş sahibi anlaşmayı fesh ederse, işi yapan kişi ya da kuruma sözleşmede belirtilen ücreti ödemek zorundadır. İşi yapan kişi işi tamamlamadan bırakması durumunda, iş sahibinden herhangi bir hak talep edememektedir.

Jualah Sözleşmesi ve Ödül

Sözleşmenin temeli, bitirilmesi gereken iş ve işin bitirilmesi neticesinde vaat edilen ödüle dayanmaktadır. Ödül önceden bilinen ve değerli bir şey olmalıdır ve işin bitirilmesi durumunda sahibine verilmelidir. Ödül, aynı zamanda yapılan iş sonucunda çıkan mal ya da hizmetin de belirli bir oranı olabilir.

Jualah sözleşmesi çeşitli akitler için kullanılabilir. Bunlar arasında:
    Kayıp mal ya da varlıkların bulunması
    Çeşitli maden ya da minerallerin çıkarılması
    Ödenmemiş borçların takibi ve toplanması
    İş sahibi için herhangi bir konu ya da araştırma için bilgi toplanması
    Yeni buluşlar için bilimsel araştırmalar yapılması

Jualah Sözleşmesinin Uygulanışı

Ödül vaadi karşılığında yapılacak iş, resmi ya da gayri resmi kanallar aracılığı ile kamuya duyurulabilir. Bu durumda teklifi duyan herkes, başkalarının yardımıyla ya da işi bizzat kendisi yaparak, ödülü almaya hak kazanabilir. Ancak iş tamamlanması için belirli bir kişi ya da kuruma verilirse, sözleşme süresi boyunca iş, işi yapan kişinin sorumluluğu altındadır.

Paralel Jualah sözleşmesi

Paralel jualah sözleşmesi genellikle islami bankalar tarafından uygulanmaktadır. Banka işi aldıktan sonra, başka kişi ya da kurum ile paralel bir jualah sözleşmesi yaparak, tamamlanması gereken işi yine ücret karşılığında devreder. İş sahibi ile banka ve banka ile işçi arasında yapılan sözleşmeler birbirinden bağımsızdır.

İslami Bankalarda Jualah Sözleşmesi’nin İşleyişi

Jualah İslami bankalar tarafından çeşitli servisler için kullanılmaktadır. İslami bankalar bu sözleşmeden doğan sorumluluğu doğrudan yerine getirebileceği gibi paralel bir jualah sözleşmesi yaparak, sorumluluğu üçüncü bir kişi ya da kuruma devredebilir.

Süreç şu şekilde işlemektedir:

 


Sonuç olarak;
Jualah sözleşmesi, iş sahibinin ödül karşılığında yaptığı işteki tüm risk ve belirsizlikleri göze alarak yaptığı sözleşme olarak tanımlanabilir.

İstenen iş için birebir sözleşme yapılabileceği gibi, kamuya duyurularak daha geniş kitlelere de ulaşılabilir.

İslami bankalar, yaptığı jualah sözleşmelerinin büyük bir kısmını paralel bir jualah sözleşmesi yaparak işi üçüncü bir kişiye devreder ve aradaki komisyon farkından kar elde etmeyi hedefler.

Bankalar ayrıca günü geldiği halde ödenmeyen alacakları için de herhangi bir kişi ya da kurumla jualah sözleşmesi yaparak, bu alacakları tahsil etmeye çalışabilir. Bu sözleşme karşılığında işi yapan tarafa, iş karşılığında sabit bir ücret ya da alacağın belli bir oranını vaat edebilir.

Hazırlayan: Burak Yungucu

28 Aralık 2013 Cumartesi

Tarım Kredilerinin İller Bazında İncelenmesi

Tarım sektöründe kullanılan kredilerin toplam kullanılan krediler içindeki payını incelemenin, tarım sektörünün büyüklüğünü ve toplam krediler içindeki önemini anlamamız açısından önemli olduğu düşünülmektedir. Ülkemizde bu alanda kullanılan kredileri karşılaştırdığımızda, çeşitli sebeplerden dolayı kullanılan tarım kredilerin payı ilden ile farklılaşmaktadır.

Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) yayınladığı yıllık veriler, iller bazında kullanılan tarım kredileri hakkında bize ölçülebilir veriler sağlamaktadır.

2012 yılı sonu itibari ile yayınlanan illere göre tarım kredileri verilerini incelediğimiz zaman, tarım kredi oranının % 29,22 ile en yüksek Ardahan’da ve % 0,15 ile en düşük İstanbul’da olduğu gözlenmektedir.

2012 yılı verilerine göre gruplama yaptığımızda, illeri tarımsal kredi oranlarına göre temel olarak 3 gruba ayırabiliriz. 1. Grupta toplam krediler içinde tarım kredi oranları % 25 civarında olan 3 il (Ardahan, Kilis ve Kars) bulunmaktadır. Bu illerde kullanılan tarım kredilerinin hacmi çok büyük olmamasına rağmen toplam krediler içinde önemli bir paya sahiptir.

2. Grupta Edirne, Sivas ve Konya dahil olmak üzere toplam 38 il bulunmaktadır. Bu illerde kullanılan tarım kredilerinin payı % 10 - % 20 aralığında gerçekleşmektedir.

3. grupta ise İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerin de aralarında bulunduğu toplam 40 il bulunmaktadır. Bu illerin tarım kredi payları ise % 0,15 ile % 9,96 bandında değişmektedir. Burada dikkati çeken unsur ise tarım kredi payı toplam krediler içinde çok düşük olan İstanbul ve İzmir gibi büyükşehirlerde, kredi payı düşük olsa da hacim büyük olduğu için kullanılan kredi miktarı daha yüksek bir seviyede gerçekleşmektedir.

İlgili gruplama aşağıda yer almaktadır.
 
 
Hazırlayan: Burak Yungucu
 

Bitcoin (BTC) Uygulamaları

Bitcoin, 2009 yılında MIT lisanslı Satoshi Nakamoto tarafından yazılmış bir programdır. Sistemin özelliği peer to peer sistemi ile hiçbir merkezi otorite veya aracı kuruma ihtiyaç duymadan işlem yapılabilmesidir. Bitcoin’in para birimi BTC olarak gösterilmektedir ve dolar bazında değeri 1 BTC 1.023,26$ etmektedir.

Bitcoin; Namecoin, Litecoin ve Peercoin in yanında başarılı olmuş ilk cryptocurrency ürünlerindendir. Cryptocurrency ise para birimi ve bu para birimi ile yapılan işlemleri kriptoloji yardımıyla yapan sanal para birimidir. Bitcoin üretimi için, zorluğu herkes tarafından kabul edilen bir matematik problemine, Bitcoin programı vasıtasıyla çözüm aramak gerekmektedir. Bu işlem hem çok zaman almakta hem de yüksek işlemci gücüne ihtiyaç duyulmaktadır. Bu işlem ortalama 6 saat sürmektedir. İşlemin sonucunda 25 BTC değerinde blok adı verilen sonuçlar elde edilmektedir. Bir blok 2012 yılına kadar 50 BTC değerinde eder iken, 2012 yılından sonra bu 25 BTC ye düşmüştür. Bitcoin kullanıcısı herkesin iki farklı şifresi bulunmaktadır. Bunlar; kendine özel kişisel şifresi ve işlem sonucu herkesle paylaştığı gizli olmayan şifredir. Bitcoin’de transfer işlemi şu aşamalarda gerçekleşir; Bitcoin’i alacak kişi adresini gönderim yapacak kişiye iletir. Gönderimi yapacak kişi, bu adresi transfer işleminde alıcı kısmına ekler ve kişisel şifresi ile onay verdikten sonra bütün Bitcoin kullanıcılarının görmesi için yayınlayarak alıcıya gönderme işlemi gerçekleşmiş olur. Bu yayınlama sebebi, yapılan işlemin bütün kullanıcılar tarafından kayıt altına alınması ve işlemler üzerinde değişiklikler yapılmasının önlenmesi içindir. Bitcoin’de, aynı Bitcoin’in aynı anda farklı yerlerde kullanımını önlemek için bütün Bitcoin kullanıcılarında, yapılan işlemin bir kopyası bulunur. Kullandığı aynı Bitcoin’i tekrar kullanmak isteyen bir kişinin, bütün Bitcoin kullanıcılarının bilgisayar işlemcilerinden daha büyük bir işlemci gücüne ihtiyacı bulunmaktadır. Gerçekleşen bir Bitcoin işlemi üzerinde değişiklik yapılması imkansız olarak görülmektedir. Çünkü Bitcoin’de her yapılan işlem Bitcoin içine işlenir. Veride değişiklik yapmak isteyen kişinin, önceki işlem sahibinin hesabına girip değişiklik yapması gerekmektedir ve bu her işlem değişikliği için bir önceki işlem sahibinin hesabına girişi gerektirmektedir ve kullanıcılarının kimliklerinin gizli olması bunu imkansızlaştırmaktadır. Kullanıcı yapması gereken, kendisine özel olan kişisel şifresini korumasıdır.

Bankaların Bitcoin ile ilişkisi, Bitcoin tarafı için zorunluluk olarak belirtilmektedir. Bitcoin’in kullanımının yaygınlaşma sebebi, kullanıcıların yaptıkları işlemler için ücret ödemek istememeleri, kimliklerini gizleyebilmeleri ve güvenli olmasıdır. Bitcoin ile yapılan işlemler için herhangi bir masraf veya vergi alınmamakta ve dünya çapında tamamen yasal olarak kabul edilmektedir. Günlük hayatta yaygınlaşmamış olması, Bitcoin’in amacını tam olarak yerine getirmesini önlemekte ve bankalara bağımlı hale getirmektedir. Kullanımı için, yürürlükte olan para birimlerine dönüştürülmesi gerekmektedir ve bu dönüşümde ortaya çıkan paranın saklanması için bankalar devreye girmektedir. Ama bankaların, kendilerine yatırılan parayı ve bu paranın dolanımı hakkında bilgi sahibi olması zorunluluğu bulunmaktadır. Bitcoin kullanımının yaygın olduğu Amerika’da, bankalar para takibinin olmaması ve riskten dolayı Bitcoin ile çalışan firmaların hesaplarını kapatmaktadırlar. Firma sahipleri, hesaplarının kapatılacağı haberi üzerine mevduatlarını çekmek için bankalara gitmektedirler ama taksitlerle bu paraların iade edilmesi, firma sahiplerinin mevduatlarını alamayacakları korkusu yaratmaktadır. Bitinstant firmasının CEO’su Charlie Schrem’in, New York’taki Chase, Wells Fargo, Citibank ve U.S. Bank firma hesapları bu yüzden dolayı kapatılmıştır ve Amerika’da firma hesaplarınız kapatıldığında sosyal güvenlik numaranızda engellenmektedir bu da kişisel hesap açmanıza engel oluşturmaktadır. Bu tür olaylar neredeyse bütün Bitcoin firmalarının başına gelmektedir, bu yüzden firmalar mevduatlarını kasalarında saklamak zorunda kalmaktadır. Belirli tutar limitinin üstündeki işlemlerde banka hesaplarının kullanılma zorunluluğu, Bitcoin ile çalışan firmaların kiralarını bile ödemelerinde sorunlar çıkarmaktadır. Bunlara örnekler olarak, Bitfloor, Tradehill, Bitbox en fazla bilinenlerindendir. Bu tür sorunlardan dolayı, Mulligan Mint gibi bazı firmalar, gümüş Bitcoin para yapımını bile denemiştir. Birçok banka, Bitcoin işlemlerini “Money services business” olarak tanımlamaktadır ve özel olarak izlenmektedir.

Hazırlayan: Abdulkahhar Ahmet

Eksi Faiz Uygulamaları

Faiz, bir borç anlaşmasının satışı sonucu elde edilen getiri oranı olması yanında üretim amaçlı girdi olarak kullanılan sermayenin girdisi olmak üzere iki farklı anlama gelmektedir. Nominal ve reel olmak üzere iki farklı faiz türü bulunmaktadır. Eksi faiz ise bir nominal faiz türüdür. Eksi faiz hem halk tarafından hem de hükümetler tarafından uygulanmış bir sistemdir.

Eksi faiz şuna benzetilmektedir; elinizde 4 tane ekmek var diyelim, bu ekmeklerin hepsini bitiremeyeceğimiz için çürümesin, atılmasın diye ihtiyacı olan başkalarına vermemiz halidir. Finans dünyasında, ekmeğin paylaşılması gibi, saklanması durumunda daha fazla değer kaybedecek olan paranın ihtiyacı olanlara kredi olarak verilmesi ile para akışı ve saklanması durumunda karşılaşılacak zararın azaltılması amaçlanmaktadır. Kredi olarak verilecek mevduatın, sıfırın altında faiz oranları ile müşteriye verilmesiyle işlem gerçekleşmektedir. Eksi faiz uygulamasının ilk örnekleri orta çağ Avrupa’sında “Brakteaten Sistemi’nde” görülmektedir. İngiltere’de bulunan krallar, tedavülde olan gümüş paraları her 6 yılda bir toplayıp, eritilmesinden sonra yeniden basmış ve basılan para başına yüzde 4 oranında kesinti yapıldıktan sonra iade edilmiştir. Böylelikle, paranın saklanmasının önüne geçilmiş ve bunun yerine borç verilmesi veya yatırım yapılması yoluyla dolaşımı sağlanmıştır. Eksi faiz sonraki dönemlerde Alman Arjantinli iş adamı Silvio Gesell tarafından “Free Money” ismiyle tekrar gündeme getirilmiştir. 1906 yılında sunduğu fikre göre, paranın kullanımının devam edebilmesi için, belli aralıklarla değerinin küçük bir kısmı kadar bir ücret karşılığı damgalanması gerektiği savunulmuştur. Böylelikle paranın bir son kullanma tarihi olmuş ve saklanması yerine ekonomide dolaşması sağlanmıştır. Örnek vermek gerekirse, 10 TL’lik paranın damga maliyeti yüzde 5 i olarak belirlenirse, 20 sefer damgalanmasından sonra paranın değeri ortadan kalkacaktır. Bu durumda zarar edecek olan para sahibi, parasını bankalarda veya kasalarda saklamak yerine kredi olarak başkalarına vermeyi veya yatırım yapmayı tercih edecektir. Para, saklanması durumunda - %5 faiz işlerken, kredi olarak verildiğinde - %4 faiz ile bu işlem gerçekleştirilerek karşılaşılacak zarar azaltılabilmektedir. Fikir uygulama alanı olarak 1931 yılında Almanya’nın Wara kenti ve Avusturya’nın Wörgl kentlerinde görülmüştür. Wara ve Wörgl şehirlerinde çalışanlarının ücretlerini ödeyemeyen firmalar para basmayı tercih etmiş ve yerel mağazalar bu paraları alışverişlerde kabul etmişlerdir. Basılan paralar ayda %1 oranında değer kaybetmekte ve bu basılan damgalarla belgelenmektedir. Yöntemin yaygınlaşması sonucunda ise hükümet tarafından yasaklanarak kullanımı engellenmiştir.

Günümüzdeki eksi faiz uygulaması, yaşanan ekonomik krizden sonra tekrar hükümetlerin gündemine gelmiştir. 2009 yılında, İsveç merkez bankası Riksbank, Temmuz 2009 Şubat 2010 tarihleri arasında faiz oranlarını yüzde 0.25 seviyelerine çekmiştir. Böylelikle mevduat tutulması yerine, ucuz kredi verilmesi sağlanmaya çalışılmıştır.

Diğer bir örnekler ise 2010 yılında ABD merkez bankasının çıkardığı tahvilleri yüzde 0.55 ve 2012 yılında Almanya’da yüzde 0.10 olarak uygulanmasıdır. Bu ülkeleri Danimarka ve Hollanda takip etmiştir.

Hazırlayan: Abdulkahhar Ahmet

İşletmeler Arasında Çözüm Ortaklığı ve Bankacılık Uygulamaları

Günümüz işletmeler sorunlarla karşılaşılması veya gerekli olan bir hizmetin şirket dışından karşılanması halinde daha avantajlı olması durumlarında çözüm ortaklığına başvurmaktadır. Çözüm ortaklığı, firmaların ihtiyaç duydukları hizmet veya ürün için başka işletmelerle anlaşması ile gerçekleşmektedir. Çözüm ortaklığının piyasalarda birçok kullanım şekli vardır. Bunlar aynı bölgede hizmet veren iki rakip kurumun birbirleriyle anlaşarak satış yapacakları bölge ve satışı yapılacak ürünler hakkında paylaşıma gidilmesi yoluyla çözüm ortaklığı, kurum için hayati önem taşıyan bir ürünün veya hizmetin kurum dışından tedarik edilmesinin maliyet avantajı sağlaması durumlarında yapılan çözüm ortaklığı ve son olarak bir işletmenin ofis ihtiyaçlarını karşılamak için bir firmayla anlaşması çözüm ortaklığının kullanım şekillerindendir.

Çözüm ortaklığı en yaygın olarak yazılım firmalarında görülmektedir. Nokia’nın yeni çıkardığı telefonları için Windows ile çözüm ortaklığı kurması veya IBM’in çıkaracağı ürünlerin birçok yazılım işlemleri için Windows ile çalışması bunlara örnek verilebilir. Çözüm ortaklığının hızla yayıldığı günümüzde, işletmelerin pazarlama departmanlarının işi hem zorlaşmakta hem de kolaylaşmaktadır. Zorlaşma sebebi, çözüm ortağı olan kurumların başka kurumlardan ürün veya hizmet almaması ve çözüm ortaklığı sözleşme süreçlerinin çok uzun sürmesidir. Pazarlamacıların işlerinin kolaylaşma sebebi ise; müşterinin hazır olmasından dolayıdır. Pazarlama departmanı, çözüm ortağı olan firma ile yapılan sözleşme kapsamında belirlenen miktarlarda ürün veya hizmet verileceği üzerinde anlaşmaktadır. Yapılan sözleşmeler kapsamında, çözüm ortağı, kesin alıcı veya satıcı konumundadır. Böylelikle ne kadar mal alınacağı ve satılacağı önceden bilinebilmekte ve buna göre önlemler alınabilmektedir. Etik dışı davranış çerçevesinde yapılan çözüm ortaklıkları iki taraf içinde kazanç sağlamaktadır. Etik dışı yapılması durumunda ise, kurumlar arasında büyük sorunlar doğurabilmektedir. Buna örnek vermek gerekirse; iki kurum arasında belirtilen miktarda malın satışı üzerine sözleşme yapılmıştır, ilk aşamalarda sözleşme sorunsuz olarak işlerken, hizmet veya ürün satın alacak ortağın ekonomik durumunun kötüleşmesi veya satın alma gücünün azalması yapılan sözleşmelerde aksaklıklara sebep olacaktır. Bu firma daha az ürün alacak veya ürünün alımından sonra ödemelerde sorunlar yaşanması durumda yapılması gereken, çözüm ortaklığının bitirilip yeni müşteriler aranması olarak belirtilmektedir. Yapılmaması gereken etik dışı davranış ise üretici firma, yasal sorumluluklardan kaçınarak ve çözüm ortağından gizli olarak farklı bir firma kurar ve bu firma üzerinden, çözüm ortağının rakiplerine de ürün satması olayıdır. Bu durumun, ürün veya hizmet alan ortak tarafından fark edilmesi, iki taraf içinde uzun ve maliyetli yasal işlemleri doğurmaktadır.
 
Bankacılık tarafına geçildiğinde ise karşımıza çözüm ortaklığı anlamında bir çok sektör çıkmaktadır. Bunlardan bazıları:
- Para taşıma hizmetleri için CIT firmaları
- Yazılım desteği için yazılım firmaları
- Mobilya ve tefrişat için firmalar
- Call center hizmetinin alındığı firmalar
- Doğrudan pazarlama ekibinin kiralandığı firmalar
- Kobilere hizmet veren bir çok firma (muhasebe programları gibi)
- Danışmanlık firmaları
- Ödeme sistemleri altyapısı geliştiren veya lisanslayan firmalar
- İletişim firmalarıdır

Hazırlayan: Abdulkahhar Ahmet