Whatsapp’ın kullanıcı verilerini ticari amaçlar için izin istemesi ile tüm dünya çapında Whatsapp’a karşı büyük bir tepki oluştu. İnsanlar verilerinin bu şekilde kullanılmasını istemiyorlardı. Aslında işin ne boyutlara varacağı hakkında endişeleri vardı. Bir de şirketin sahibi Facebook firmasının 2017 yılında yaşamış olduğu Cambridge Analytica skandalı halen hafızalarda.
2019 yılında vizyona giren Great Hack ve 2020 yılında izleyici ile buluşan Social Dilemma filmleri bu konuyu ele alıyor. Temel soru şu; verilerimiz ile neler yapılıyor?
Şimdi bu konulara biraz daha yakından bakalım.
Cambridge Analytica bir veri şirketi. Şirket, insanların sosyal medyada yer alan verilerinden yola çıkarak kullandıkları analitik modeller ile kullanıcıların siyasi eğilimlerini anlamaya çalışıyordu. Şirket, insanların tercihlerini değiştirmesini veya oy vermeyecek olanların oy vermesini sağlamaya gayret ediyordu.
Böyle tanımlandığında veriden yola çıkarak bir kampanya politikası izlendiği anlaşılıyor. Masum gibi görünüyor ama aslında öyle mi?
Buradaki en çarpıcı konulardan biri, insanların 5.000 ayrı veri noktasından izlenmesidir. Facebook üzerinden insanların beğenilerini izleyerek veri toplamışlar. Bunun sonrasında tercihini değiştirebileceklerine inandıkları insanlara farklı sosyal medya platformlarında özel kampanyalar tasarlamışlar. Onların kişisel yargılarını seçim davranışına dönüştürmeye çalışmışlar.
Verilerinin kullanılmasına izin veren insanları değil onların tüm arkadaşları ile birlikte yaklaşık 50 milyon ABD vatandaşının verisini toplamışlar.
Peki, bunu nasıl bir süreç ile gerçekleştirmişler?
Cambridge Üniversitesi'nde bir veri bilimcisi olan Aleksandr Kogan, buisyourdigitallife adında bir uygulama geliştirdi. Uygulamayı Cambridge Analytica'ya verdi. Cambridge Analytica, birkaç yüz bin Facebook kullanıcısından yalnızca akademik kullanım için bir anketi tamamlamasını istedi. Ancak Facebook'un tasarımı bu uygulamayı yalnızca ankete katılmayı kabul eden kişilerin kişisel bilgilerini değil, aynı zamanda bu kullanıcıların Facebook sosyal ağındaki tüm kişilerin kişisel bilgilerini de toplamasına izin verdi. Bu şekilde Cambridge Analytica, 50 milyon Facebook kullanıcısı hakkında veri topladı.
Peki, bunları nerede
kullanmışlar?
Ted Cruz’un 2015 yılındaki kampanyası, 2016 yılındaki Brexit oylaması ve 2016 yılındaki Amerikan seçimleri en öne çıkan uygulamalar.
Tam olarak neler oldu? Kayıtsız kalanların oy vermesini sağladılar. İnsanların eyleme geçmelerini sağlayacak nedenleri bulup onların psikolojilerine oynayıp, kampanyanın hedeflerine göre tercihlerini yapmalarını sağlamışlar. Böylece bir anlamda oy verenlerin seçim özgürlüklerine müdahalede bulunmuşlar.
Kaynaklarının çoğunu kararlarını değiştirebileceklerine harcamışlar. Bu insanlara özel videolar, yazılar vb hazırlamışlar. Daha sonra da kararı değiştirmiş mi diye bakmışlar. Bir post gönderip beğenip beğenmediğini kontrol etmişler.
İnsanlar bu olay ortaya çıkınca, kendileri üzerinde yapılanları kabul edememişler. Çünkü siyasi tercihlerinin değiştirildiğine inanamamışlar. Demokrasinin böylece yara almasını akılları almamış.
Sadece ABD mi? Trinidad ve Tobago’da kampanya yapıp oy verme demişler. Litvanya, Gana, Malezya, Nijerya gibi yerlerde de çalışmışlar. Dünyanın birçok ülkesinde analitik çalışmalar ile kampanyalar düzenlemişler. Rusya’nın ABD’nin içerisindeki çeşitli gösteri ve olayları arttırmak için Cambridge Analytica'yı kullandığı iddiası bile ortaya atılmış.
Kampanyadan sonra Facebook verilerini sileceklerini söylemişler ama silmemişler.
Great Hack filminde şöyle bir anektod vardı. Savaşmanın iki yolu vardır. Ya askeri operasyon yaparsın ya da karşı tarafın liderinin iyi olmadığına onları inandırırsın.
Burada şöyle bir hikayeyi de aktarmadan geçemeyeceğim.
Cengiz Han yaklaşan ordusunun önünde bazı casusları düşman devletlerin şehirlerine gönderirdi. Sıradan köylüler gibi giyinen bu casuslar, sessizce düşman kamplarına sızar ve oranın liderine bağlılıklarını sunarlardı. Bir kez Han’ın düşmanları tarafından kabul edildiler mi, Han’ın ordusunun büyüklüğü, yenilmezliği ve gücü hakkında etrafta ürkütücü öyküler yayarlardı. Bu öyküleri dinleyen askerler ve komutanlar Cengiz Han’a teslim olmaktan başka çareleri olmadığını düşünürdü. Han da savaşmadan zafer kazanmış olurdu. Bu firmanın yaptığı da aslında buydu. İnsanların arasında söylenti yayarak kendi liderlerine olan güvenin azalmasına sebep oluyorlar ve ülke içerisinde kargaşa çıkmasına ortam hazırlıyorlardı.
Bu ve buna benzer işler gösteriyor ki eğer bir uygulamayı ücretsiz kullanıyorsanız o zaman ürün sizsiniz. Bunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor.