2 Temmuz 2020 Perşembe

Felsefe Tarihi Notlarım-2

Merhaba arkadaşlar, felsefe notlarımı yazmaya devam ediyorum. İlk bölümde 17.yy a kadar felsefenin tarihi gelişimine bakmıştık. Bundan sonra da modern dünyada felsefe nasıl gelişmiş ona bakacağız.

17.yy birçok insana göre felsefe tarihinde bir durulma dönemidir. Ana akım rasyonalizm yani akılcılıktır. Özellikle matematik ve fizik alanında önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bu dönem de dahil olmak üzere filozofların salt felsefe ile değil hem matematik hem fizik hem de felsefe ile uğraştığını görüyoruz. Örneğin Aristoteles kendini fizikçi olarak nitelendirebilirdi. Metafizik adlı kitabı da kendisi tarafından değil öğrencisi tarafından bastırılmıştı.

17.yy'a geri dönersek; Kopernikus gözümüzle gördüğümüzün yanlış veya aldatıcı olabileceğini göstermişti. Çünkü biz ayaklarımızın altındaki dünyanın bir güneş etrafında dönebileceğini gözlerimiz veya duyularımızla tasavvur edemiyoruz. Aristoteles fiziği daha çok kalilatifti ama bu dönemde modern doğa bilimleri kantitatif olarak yapılacaktır.

En önemli düşünürü ve rasyonalizm in kurucusu Rene Descartes'dir. Rasyonalizm bilginin kaynağının akıl olduğunu söyler. Doğru düşünce ancak akıl ve düşünce ile elde edilebilir. Kendisi yeniçağ felsefesinin kurucusudur. Analitik geometriyi keşfetmiştir. Düşünce vardır, düşünce bedenden ayrılamaz, o zaman düşünüyorsam öyleyse varım diyebiliriz. Bu konuda şöyle bir sonuca ulaşmıştır. Varlığından emin olduğum tek şey benim. Düşünüyorsam o zaman varım.

Meditation adlı eseri yazmıştır. Dualizm adlı düşüncenin de kurucusudur. Ruh ve cisim vardır. Bunlar ayrıdırlar ama insanda bir araya gelirler. 

Malebranche ise Batı Felsefesi’nde okasyonalizm temsilcisidir. Tüm olayların gerçek nedeni tanrıdır. İnsan ise burada bir Tanrının iradesini göstermesi için bir ara nedendir. İslam Felsefesi’nde ise Gazali bu akımın temsilcisidir. Eğer bir şey olmuşsa bu tanrının iradesi ile olmuştur. 

Spinoza da bu döneme damgasını vurmuş bir düşünürdür. Tüm yaşamı ve düşüncesini yöneten temel güdü tanrı sevgisidir. Buna rağmen belki anlaşılamamasından belki de yanlış anlaşılmasından dolayı hem Yahudiler hem de Hristiyanlar tarafından dışlanmıştır. Ethica adlı eseri vardır. Var olan her şeyin içerisinde tanrı vardır. Tanrı olmaksızın hiçbir şey var olamaz. Var olan her şeyi tanrı kendi özünden yaratmıştır. Bu anlamda Panteizm’in en önemli temsilcisidir. Parmenides gibi Spinoza da tüm varlığın bir olduğunu düşünmektedir. Dünyada aslında tek bir madde vardır. Buna doğa ya da tanrı denilebilir. 

Alman filozof Liebniz ise Decartes ve Spinoza ile gelişen rasyonalizmin bir temsilcisidir. İlahi gücün tüm maddelere sahip olan ama hiçbir maddeye ait olmayan bir madde olduğuna inanmaktadır. Bu anlamda Spinoza’nın tek madde inanışını reddetmektedir. 

Daha sonra gelen felsefi çağa da Aydınlanma felsefesi adı verilir. 18.yy felsefesinin genel adıdır. Ortaçağ'da hüküm süren dünya görüşüne karşı dogmalardan arınarak yeni bir dünya görüşünün ortaya çıkmasına aydınlanma denir. Aklın aydınlattığı kesin doğrulara doğru bir ilerlemedir. Aydınlanma fikri, Akıl Çağı’nın başlangıcı olarak kabul edilir. Akıl çağı dünyanın kilisenin dogmaları ile değil akıl ile algılanmasının başlamasıdır. 

John Locke, ingiliz düşünür. Aydınlanma felsefesini başlatmıştır. Birey özgür olmalı, aklı hayatına kılavuzluk yapmalıdır. Gelenek ve otoritenin her türlü kısıtlamasından kurtulmalıdır. İnsan zihni boş bir levhadır. Bu ifade ile deneycilik veya amprizm akımı başlamaktadır. Amprizim bilginin deneyle veya duyumlar sayesinde kazanılması anlamına gelmektedir. Yasama ve yürütme erklerinin ayrılması gerektiğini belirtmiştir. Görüşleri Berkeley, Kant ve Hume için belirleyici olmuştur. 

17 ve 18.yy Deneycilik akımının Rasyonalizm üzerinde üstünlük kurma çabası şeklinde geçmiştir. 

George Berkeley, sadece ruhların olduğunu belirtmektedir. Ruhların ideleri vardır, madde yoktur, deneycilik akımına da bağlıdır. 

İdealizmde tüm nesneler zihne bağlıdır. Dünyayı duyumlarımız aracılığı ile yorumlarım. Var olduğunu bildiğim tek şey, duyu izlenimlerimdir. Elmanın var olduğunu bilebilir miyim? Hayır tek söyleyebileceğim şey onu gördüğüm, hissettiğim, kokladığım ve tattığımdır. 

David Hume; düşünce insanlıktaki en önemli şeydir. Deneyciliğin en büyük temsilcisidir. Duyular dışında elde edilen tüm bilgileri red etmektedir. Tümevarım düşünceye karşıdır. Tümevarım düşüncesi ile eğer insanların sürekli öldüğünü görüyorsak o zaman insanlar ölümlüdür diyebiliriz. Ya da beyaz kuğu görüyorsak tüm kuğular beyazdır deriz. Fakat bu düşünce deneyimin ortaya çıkardığı ilk karşı durumla birlikte ortadan kalkacaktır. Örneğin Avustralya’da siyah kuğu gördüğümüz anda tüm kuğular beyazdır düşüncesi ortadan kalkmış demektir. 

Voltaire; Fransız aydınlanmasının lideridir. Aydınlanmayı İngiltere'den Fransa'ya getiren adamdır. Fransız devrimine katkısı olmuştur. Zamanının en büyük entellektüel projesi olan ve Diderot ile Jean d’Alembert tarafından yazılan Encyclopedia’ya da önemli katkıları olmuştur. Voltaire akıl gücü ile inanmaya ve batıl inançları reddetmeye teşvik eden görüşleri sebebiyle birçok tartışmaya konu olmuştur. Toplumdaki seçkinlerinden çıkarları doğrultusunda iktidarı kullandığına yönelik eleştiriler getirmiştir. 

Bu dönem Deizmin de ortaya çıkmaya başladığı dönemdir. Deist düşünce Tanrının var olduğunu, Tanrıya ancak akıl ile ulaşılabileceğini, Tanrının evrene müdahalesinin olmadığını, bu anlamda kutsal kitap, peygamber, ahiret gibi kavramların doğru olmadığını ileri sürer. Voltaire, Thomas Paine gibi temsilcileri vardır. 

Denis Diderot; Fransız aydınlanmasının önemli isimlerindendir. Fransız ihtilaline giden yolu hazırlamıştır. Aydınlanmanın başta gelen din anlayışı akıl dinidir. Mezheplerin üzerinde doğal, doğru dini arama yoludur. Akıl dini akıl ile bulunmuş olandır. Diderot’a göre çocukluk deneyimlerinin ahlaki değerlerinin gelişiminde etkili olduğunu ifade etmiştir. Bu yönü ile Freud’a ilham vermiştir. 

Diderot ilahi müdahaleye gerek duymayan yaşamın kökeni üzerine ortaya koyduğu fikirler Darwin’i etkilemiştir. Bu anlamda evrim teorisinin çıkış noktasını oluşturmaktadır. 

Montesquieu; Kuvvetler ayrımı ilkesini ortaya atmıştır. Yasama, yürütme ve yargı...

JJ Rousseau; Siyasi fikirleri Fransız devrimini etkilemiştir. Toplum sözleşmesinin yazarı. İnsanlar savaşlara son vermek için sözleşme yapmaya karar vermişlerdir. Toplumdaki herkes haklarını ve varlıklarını genel bir iradeye vermesiyle bu sözleşme oluşur. Böylece devlet ortaya çıkar.

Alman idealizmi ise I. Kant ile başlamıştır. Tüm felsefe tarihi Platon'a düşülen notlardan ibaret ise tüm modern felsefe tarihi de Kant'a düşülen notlardan ibarettir denmektedir. Eleştirel felsefenin babasıdır. Alman idealizmini ve modern felsefe sistemini kurmuştur. Saf aklın eleştirisi adlı eseri vardır. Rasyonalizm'i benimsemiştir. Öbür taraftan da deneycilik ve rasyonalizmi sentezleyip her iki düşünceye de yeni ufuklar açmıştır. Kant’a göre deneyimler ile bilginin elde edilebilmesi için yine zihnin bazı yapılara ihtiyacı vardır. 

Schelling; romantik anlayış içindedir. 

Hegel; Kant'tan sonra rasyonalizmin en önemli temsilcisidir. Gerçek olan akla uygundur, akla uyan gerçektir. Hegel nihai hakikatin tarih boyunca farklı görüşlerin evrimi ile yavaş yavaş ortaya çıkacağını ifade etmektedir. Görünüş ile gerçeklik arasındaki boşluğu kapatacak bir metafizik inşa etmeye çalışmaktadır. Hegel Diyalektik kavramını ortaya atmıştır. Başlangıçta her şey doğru sayılan bir tez ile başlar. Hegelin ortaya  attığı ve yansıma olarak adlandırılan antitez ise bir başka bakış açısı ortaya koymaktadır. İki uyumsuz fikir, tez ve antitez zamanla sentez biçiminde başka bir fikir olarak ortaya çıkar. İdealist bir filozof olarak da bilinir.

Schopenhauer; Nietzche'nin akıl hocası ve Hegel'in başlıca rakibi. Ders saatlerini bile Hegel'in ders saatlerine koyarmış. Karamsar bir anlayışı var, acıları olabildiğince azalt demektedir. 

Thomas Paine ise siyaset felsefesi yapmıştır. Amerikan Bağımsızlık Savaşında yayınlarının önemli bir rolü vardır. İnsanların eşit olduğunu ve köleliğin doğru olmadığını savunmuştur. Amerika Birleşik Devletleri kavramının fikir babasıdır. Amerikan devriminden sonra İngiltere’ye gitmiş, burada da devrime çalışmış fakat sonra yargılanmaktan kurtulmak için Fransa’ya kaçmıştır. İngilterede devrim olmamış ama Fransa’da 1789 yılında Fransız Devrimi gerçekleşmiştir. Bu anlamda önemli fakat pek sözü edilmeyen bir filozoftur.

Jeremy Bentham hedonistik felsefenin modern çağlardaki temsilcisidir. Bilindiği gibi Epikür bu konunun ilk temsilcilerindendir. Yapılması gerekenin zevki en üst düzeye çıkarmak, acıyı en aza indirmektir demektedir. Sosyal, politik ve hukuki tüm kurumları bu kurala göre kurmak gerekmektedir. Fayda ilkesi olarak adlandırdığı ilkeyi toplumun ve kültürün dokusuna sokmuştur. 

J.Stuart Mill; Eylemlerimiz mutluluğa ulaşma ölçüsünde doğru, aksi halde yanlıştır. Bu anlamda faydacılık anlayışını ileri götürmüştür. Ahlaki eylemlerin zevkin arttırılması, acının da azaltılması üzerine çalıştığını ifade etmiştir. Mutluluğu teşvik eden eylemlerin doğru, tersi yöndeki eylemlerin ise yanlış olduğunu belirtmiştir. Basit anlamda mutluluk zevk hissinin olması, mutsuzluk ise zevk hissinin olmamasıdır. Bentham her mal veya zararı eşit derecede hesaplarken Mill ise bunların derecelendirilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu anlamda bazı zevklerin diğerlerinden daha değerli olduğunu söylemiştir. 

Feuerbach; materyalist. Karl Marx üzerinde etkisi vardır. Tanrının insanların isteklerinin yansıması olduğunu söyler.

Karl Marx; Marksizm. İnsan toplumlarının sınıf savaşı üretimi temsil eden / üretim yapan mülksüz emekçi ile üretimi kontrol eden yönetici sınıf arasındadır. Bundan önce de hep öyle olmuştur. Materyalizm anlayışının temsilcisidir. Marx'a göre insanlık aşamalardan geçmiştir. İlkel komünizm, kölelik, feodalizm, kapitalizm ve komünizm. Komünist manifesto ve Das Kapital in yazarıdır. Marx, Kant'tan başlayan Hegel ile noktalanan idealist gelişmeye son noktasını koyar. Tanrı ve devlet yerine insanı koymuştur. Demokritos ile Epiküros'un materyalist felsefesini kabul etmiştir. Dine karşı insanların afyonu der. Tüm toplumların tarihi sınıf mücadelelerinin tarihidir. Özgür adam - köle gibi...

Sosyalizm ve komünizm çok karıştırılan kavramlardır. Öncelikle sosyalizm komünizme giden yolda bir ara evredir. Komünizmde devlet yoktur, devlete gerek de yoktur. Sosyalizmde ise devlet vardır ve komünizme ulaşma aşamasında devletten yararlanılır. Sosyalizmin pratikte Uygulamaları vardır ama komünizmin bir uygulaması yoktur. Zaten uygulanabilmesi için yer kürenin 3/4’ünün komünizme geçmesi gerekmektedir. Sosyalizmde sınıflar vardır, komünizmde ise sınıf yoktur. 

Auguste Comte; Sosyolojinin babasıdır.  Pozitif felsefe üzerine çalışmıştır. İlk defa bu terim St. Simon tarafından kullanılmıştır. Olguculuk olarak da bilinir. Pozitivizm; bilgiye ancak deney ile ulaşılabilir. Buradan elde edilen bilgiler akıl ve mantık sürecinden geçirilir. Brezilya bayrağı önündeki Order ve Progresso yani Düzen ve İlerleme sözü kendisine aittir. Bu pozitivizm sloganıdır.

Pragmatizm; önermeler pratikte işe yarıyorsa doğrudur. Yoksa red edilmeleri gerekmektedir. William James popüler hale getirmiştir. 

Frederich Nietzche, Tanrının ölümünü ilan etmiştir. Nihilisttir. Hristiyanlık ve burjuvazinin ahlaki değerlerini lanetlemiştir. Böyle buyurdu Zerdüşt kitabının yazarıdır. Nietzsche’nin ortaya koyduğu üst insan kavramı Naziciliği desteklediğine dair bir algı oluşturmuştur. 

Sigmund Freud; psikoanalizin kurucusudur. İd, ben (ego), üst ben (süper ego) kavramlarını ortaya atmıştır. İd; içgüdüsel kısım, ben içgüdüleri sosyal olarak kabul edilebilen davranışlara dönüştürür, üst ben ise dış otoritenin içselleştirmesi vicdan ve ahlakın alanıdır. Freud’un çalışmalarını anlamanın iki yolu vardır. Psikoanaliz, temel olarak belirli çocukluk deneyimlerinin Ego ile bilinçsiz olarak bastırıldığı  görüşüne dayanmaktadır. Bu deneyimler genellikle çocuğun onaylamayacağı deneyimlerdir. Freud’un teorisinin ikinci unsuru ise bastırılmış anıların fizyolojik aksamalara, özellikle de sinirsel rahatsızlıklara neden olduğu iddiası ile ilgidir. Bu anlamda psikoanaliz bir tedavi prosedürüdür. 

Bertrand Russel; Savaş karşıtıdır, insan hakları ve düşünce özgürlüğünü savunmuştur. 

Kierkegaard, Varoluşçuluğun babasıdır. Varoluşçuluk bireyselliğin ön plana çıktığı, insanın tüm yönleri ile incelendiği bir akımdır. Özgürlük ve sorumluluk kavramları ön plandadır. İnsan önce kendisine sonra da diğer insanlara karşı sorumludur. Bu sorumlulukların yerine getirilebilmesi için insan özgür olmalıdır. İnsan yeryüzüne adeta fırlatılmıştır. Tüm değerler ve erdemler insana göre oluşturulmalıdır. 

Varoluşçu felsefenin bir diğer önemli temsilcisi de Sartre’dır.

Simon de Beauvoir, Sartre’ın eşi ve feminizmin çağdaş dönemdeki temsilcisidir. Kadın doğulmaz, kadın olunur demektedir. 

Gottlieb Frege ise dilbilimcidir. Aristoteles tarafından ortaya atılan mantık sistemini değiştirmiştir. 



Elbette daha çok ama çok şeyler yazılabilir. Belki bu kısa notların ileride bana ve size faydası olur umuduyla hepinize iyi okumalar dilerim.