Kıymetli okuyucularım merhaba,
Sizlere bugün dünyadaki servet
dağılımından bahsetmek istiyorum. Servet denince aklımıza hep şirketler ve
elbette dünyaca bilinen zenginler gelir. İşte bu bireylerin ve işletmelerin
servetlerinin ilgili ülkede tutulan toplamı ülkelerin servetlerini oluşturur. Bireyler
veya işletmeler bu servetleri oluşturmak için ticaret, spekülasyon ve yatırım yapmaktadırlar.
Bunları yaparken bazen kendi öz varlıklarını bazen de borçlanma ile elde
ettikleri finansmanları kullanırlar. İşte bu borçlar, elde edilen varlıklardan
düşerek şahısların net servetlerini bize vermektedir.
Yapılan analizlerde göze çarpan
en önemli ayrım finansal ve finansal olmayan servet ayrımıdır. Finansal servet;
daha çok nakit para, banka hesapları, tahvil, bono, hisse senedi gibi finansal
kurumlarda duran ya da hızlı şekilde nakde dönüştürülebilecek yatırım
araçlarından oluşmaktadır. Finansal olmayan servet ise genellikle gayrimenkul,
araç, sanat yatırımları, hayvanlar vb. nakde dönmesi daha uzun süren yatırım
araçlarından oluşmaktadır.
Aşağıdaki grafikte ise (soldaki
eksen %) yıllar itibari ile dünya çapında toplam servetin (finansal ve finansal
olmayan toplamı) yıllık değişimi yer almaktadır. Buna göre servet gelişimi tüm dünyada
düşük faiz ortamında özellikle gayrimenkul fiyatlarının hızlı şekilde arttığı yıllarda
çok yüksek seyrederken 2008 yılında yaşanan global krizle birlikte daha mutedil
seviyelere inmiş gibi görünmektedir. Son 3 yıldır ise neredeyse
değişmemektedir.
Tüm dünya genelinde toplam
servetin 256 trilyon USD olduğunu görüyoruz. Dünya nüfusuna oranlandığında ise kişi
başı servet 53 bin USD’ye gelmektedir. Dünyadaki tüm yetişkinlerin bölgesel
dağılımına bakıldığında Asya Pasifik, Çin, Hindistan ve Afrika’nın başı çektiği
görülmesine rağmen servetin önemli kısmının Kuzey Amerika ile Avrupa’da
oluştuğu gözlemlenmektedir. Dünya’daki tüm servetin %65’i gelişmiş batı olarak
adlandırabileceğimiz bu bölgelerdedir. Aşağıdaki grafikte bu detaylı şekilde
anlatılmaktadır.
2015 yılsonu ile 2016 yılsonu
arasında dünyadaki servetin gelişimine yukarıda bakmaya çalışmıştık. Bu gelişimin
ülke bazındaki yapıları incelendiğinde özellikle kurları değerlenen Japonya,
ABD gibi ülkelerde toplam servetin arttığı, gelişmekte olan ülkelerde ise bu
servetin USD’nin diğer para birimleri karşısındaki değerlenmesine bağlı olarak
düştüğü görülmektedir. Elbette bir de İngiltere’nin Brexit sürecinde aldığı
büyük darbe ile GBP’nin yaşadığı önemli değer kaybının ülkenin toplam serveti
üzerinde negatif etkisi olduğunu görmekteyiz. 2016 yılı içerisinde en büyük
servet kaybı İngiltere’de yaşanmıştır.
Tüm ülkelerin hangi servet
seviyesinde olduğunu değerlendirebilmek için de dört ayrı grup oluşturulmuştur.
Buna göre ülkeler aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir:
·
Fakir ülkeler: Kişi başı 5 bin USD’nin altında
servete sahip olan ülkeler.
·
Sınırda ülkeler: Kişi başı 5 bin USD ile 25 bin
USD arası servete sahip olan ülkeler.
·
Orta seviyeli ülkeler: Kişi başı 25 bin USD ile 100 bin USD arası servete
sahip olan ülkeler.
·
Zengin ülkeler: Kişi başı 100 bin USD üzerinde servete
sahip olan ülkeler.
Eğer bu sınıflamayı dünya
haritası üzerinde gösterirsek karşımıza aşağıdaki şekil çıkmaktadır. Buna göre kişi
başı en yüksek servete sahip olan ülkelerin Kuzey Amerika, Japonya ile Avrupa’da
olduğunu görüyoruz. İlginç şekilde orta seviyeli ülkeler oldukça azdır. Burada birkaç
Avrupa ülkesi ile Suudi Arabistan’ın yer aldığını görüyoruz. Özellikle sınırda
olan ülkelerin çokluğu göze çarpmaktadır. Latin Amerika ülkelerinin büyük kısmı,
Rusya, Çin, Türkiye gibi birçok gelişmekte olan ülkenin bu kısımda bulunduğu
görülmektedir. Son olarak da fakir diye tanımlanabilecek ülkelerin önemli bir
kısmı Asya’nın güneyi ile Afrika’da yer almaktadır.
Görüldüğü gibi dünya üzerinde
servet dağılımı oldukça orantısız şekilde gerçekleşmiştir. Buna ilave olarak
gittikçe de bu dağılım eşitsiz hale gelmektedir. Birkaç örneği dışında zengin
ülkeler daha da zenginleşmekte, fakirler de yerinde saymaktadır.