15 Eylül 2024 Pazar

Originals Adlı Kitap Özeti

Adam Grant’in “Originals” kitabını aşağıdaki şekilde özetlemeye çalıştım. Her bölümde genel bir özet yapıp ilgimi çeken başlıkları da ayrıca belirtmeye gayret ettim. İyi okumalar dilerim

Varsayılanlarda Kusur Bulmak

Bu bölümde, Grant, yenilikçi düşüncenin önemini vurguluyor ve mevcut durumu sorgulamanın yollarını tartışıyor. Grant, varsayılanları sorgulamanın, yenilikçi fikirlerin ortaya çıkmasında kritik bir rol oynadığını savunuyor. Örneğin, müşteri hizmetleri çalışanlarının bilgisayar kullanımlarından yola çıkarak yapılan bir araştırmada, varsayılan tarayıcıyı değiştirenlerin işlerinde daha başarılı oldukları, işlerini daha düşük oranda terk ettikleri tespit edilmiştir. Bu, insanların alışkanlıklarını sorgulayıp değiştirdiklerinde daha yaratıcı ve verimli olabileceklerini gösteriyor. Grant, ayrıca, varsayılanları sorgulamanın sadece bireysel düzeyde değil, kurumsal ve toplumsal düzeyde de önemli olduğunu vurguluyor. Bu bölümde, yenilikçi düşüncenin teşvik edilmesi için liderlerin ve yöneticilerin nasıl bir yaklaşım benimsemeleri gerektiği de ele alınıyor.

Çocukluklarında dahi olduğu anlaşılan bireylerin beklenenin aksine en başarılı insanlar olmadığı ortaya çıkmış. Müzik yeteneklerini geliştirmiş olanlar belki üzerinde çok çalışarak Beethoven’in senfonilerini en iyi şekilde çalmayı başarabilirken, kendi eserlerini üretmekte zorlandıkları ortaya çıkıyor. Dahiler günün birinde en iyi avukatlar, doktorlar olabiliyorlar ama hukuku değiştirmeyi, yeni tedavi metotları üretmeyi başaramıyorlar.

Öğretmenlerin okulda memnun olmadığı öğrencilerin ileride sınırlarını zorlayan ve farklı ürünler geliştirebilen insanlar olarak ortaya çıktığı görülüyor. Çünkü bunlar statükoyu sorgulayan ve bunu kabul etmeyen bireyler. Bunlardan dolayı onlarca Wozniack, Bezos, King vb. hiç ortaya çıkamadan yok olabiliyor.

"Sizler de yapacağını şeyi yapana kadar biz sizin onu yapabileceğinizi bilmeyeceğiz"

Çalışanların %85'i iş yerlerindeki bir problemi gündeme getirmek yerine sessiz kalmayı tercih edebiliyor.

Bizler genellikle girişimcilerin gemileri yakıp işlerine dört elle sarılmalarını, mevcut işlerinden ayrılıp sadece girişimleri ile ilgilenmelerini isteyebiliriz ama başarılı örneklerde girişimcilerin girişimlerini kurarken eski işlerine devam ettiklerini, tüm yumurtaları aynı sepete koymadıklarını gösteriyor. Girişimcilerden eski işinde devam edenlerin başarılı olma ihtimallerinin %33 fazla olduğunu görüyoruz. O sebeple risk almak değil riskleri dengelemek önemlidir. Çünkü tamamen nakit kaynaklarını terk eden girişimciler günün birinde iş yapamaz hale gelebiliyorlar.

"En iyi girişimciler risklerini maksimize edenler değil risklerini dengeleyebilenlerdir."

Fikirlerinizi Test Edin

Grant, yeni fikirlerin nasıl test edilip geliştirileceğini anlatıyor. Bu bölümde, yenilikçi fikirlerin hayata geçirilmeden önce test edilmesinin önemine değiniliyor. Polaroid’in kurucusu Edwin Land’in, kızının “Neden fotoğrafı hemen göremiyoruz?” sorusundan ilham alarak anında fotoğraf makinesini geliştirmesi bu bölümde ele alınan ilginç bir öyküdür. Land, bu soruyu ciddiye alarak, mevcut teknolojiyi sorgulamış ve yeni bir ürün geliştirmiştir. Grant, bu örnek üzerinden, yenilikçi fikirlerin genellikle basit sorulardan doğduğunu ve bu soruların ciddiye alınarak test edilmesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, fikirlerin test edilmesi sürecinde başarısızlıkların da önemli bir öğrenme fırsatı olduğunu belirtiyor.

Fikirleri test etmenin bir yöntemi de grup tartışmaları. Yararlarını hep konuşmuş olsak da grup şeklinde düşünmenin bazı zararları da var. Örneğin içerisindeki azınlık fikirlerinin tamamen görmezden gelinmesine yol açıyor. İnsanlar genellikle baskın olanı mutlu etmek için onun fikrine sarılabiliyor. Grup çalışmalarında karşıt görüşteki insanların olması önemli oluyor. Bunun sebebi organizasyonların gittikçe birbirine benzeyen bir hale gelmesi ve aynı düşüncelerin aynı sonuçlar ile karşılaşması riski. CEO’ların fikirlerinden emin olabilmek için kendisi gibi düşünen insanlara görüş sorması başarısızlıkla sonuçlanıyor.

15.yy’da Papa’nın Şeytan'ın Avukatı kavramını getirmesi buradan kaynaklanıyor.

"Doğruymuşsun gibi tartış, yanlışmışsın gibi dinle."

Doğru Zamanı Beklemek

Bu bölümde, Grant, doğru zamanlamanın önemini vurguluyor. Yenilikçi fikirlerin hayata geçirilmesinde zamanlamanın kritik bir rol oynadığını savunuyor. Örneğin, Martin Luther King Jr.'ın sivil haklar hareketindeki stratejik zamanlaması, başarıya ulaşmasında kritik bir rol oynamıştır. King, doğru zamanda doğru adımları atarak, hareketin etkisini maksimize etmiştir. Grant, bu örnek üzerinden, yenilikçi fikirlerin hayata geçirilmesinde sabırlı olmanın ve doğru zamanı beklemenin önemini vurguluyor. Ayrıca, zamanlamanın sadece büyük ölçekli projelerde değil, günlük hayatta da önemli olduğunu belirtiyor.

Bu bölümde görevi ertelemenin yararlı olabileceği ifade ediliyor. Bizler işimizi zamanında yapmayı önemli görürüz. Fakat işi erteleme, bilinçaltının o iş üzerinde çalışmasını sağlamak, daha iyi bir iş çıkarmak için farklı yötemler bulmak, doğaçlamaya imkân tanımak gibi önemli avantajları olabilir. Örneğin King yapacağı çığır açıcı konuşmayı konuşmayı yapacağı günün öncesindeki gece hazırlamıştı.

Mısır'da ertelemenin iki ayrı anlamı vardı. Birincisi tembellik, diğeri ise doğru zamanı bekleme.

Da Vinci, Son Akşam Yemeği tablosunu bitirmek için 15 yıl beklemişti.

Başarılı fikirleri başarısız olanlardan ayırmak için en önemli faktörün doğru zamanlama olduğu ifade ediliyor. Doğru zamanlama başarı ile başarısızlık arasındaki farkta %42 önemlidir.

Burada öncü ve yerleşik kavramları öne çıkıyor. Öncü olanlar önden pazara giriyor ama pazar buna hazır olmayabiliyor. Yerleşikler ise hazır olan pazarda büyüme gerçekleştiriyor. Öncü olanların %47 başarısızlık oranına karşılık yerleşik olanlar %8 oranında başarısız oluyor.

Korku ve Şüpheyi Yönetmek

Grant, korku ve şüpheyle başa çıkmanın yollarını tartışıyor. Yenilikçi fikirlerin hayata geçirilmesinde korku ve şüphenin doğal olduğunu ve bu duygularla başa çıkmanın yollarını ele alıyor. Örneğin, Bridgewater Associates’in kurucusu Ray Dalio’nun, şirketini yönetirken karşılaştığı zorlukları ve bu zorluklarla nasıl başa çıktığını anlatıyor. Dalio, korku ve şüpheyi yöneterek, şirketini dünyanın en büyük hedge fonlarından biri haline getirmiştir. Grant, bu örnek üzerinden, korku ve şüphenin yenilikçi düşüncenin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu ve bu duygularla başa çıkmanın yollarını vurguluyor. Ayrıca, korku ve şüphenin, doğru yönetildiğinde, yenilikçi düşünceyi teşvik edebileceğini belirtiyor.

Mandela, "Cesaretin korkunun olmaması demek olmadığını, korku üzerine zafer kazanmak demek olduğunu sonradan öğrendim" diyor.

Topluluk önünde konuşma yapmak ile ilgili olarak, "Eğer bir cenazeye gidecekseniz ve merhum için konuşma yapacaksanız, tabutun içerisinde olmayı tercih edebilirsiniz” denmiştir.

Korkuyu sükûnet ile bastırmak yerine onu yine güçlü bir duygu olan heyecanlı olmaya getirebilirsek, başarılı olma şansımız artar. Çünkü korku ve heyecan güçlü duygulardır, kalbimiz çarpar ve terleriz. Oysa sükûnet zayıf bir duygudur, kalbimiz yavaş atar ve sakince dururuz. Korkuyu sakinliğe çevirmek hızla giden bir arabayı frenlemek anlamına gelir. Konuşma yapmak üzere olan çocuklara yaşadıkları duygunun ne olduğunu sorduklarında, sakinim diyenlerin heyecanlıyım diyenlere göre %15 daha az başarılı bir konuşma ortaya koyduğu anlaşılmış.

Müttefikler Bulmak

Bu bölümde, Grant, destekçi bulmanın ve koalisyonlar kurmanın önemini vurguluyor. Yenilikçi fikirlerin hayata geçirilmesinde müttefiklerin ve destekçilerin kritik bir rol oynadığını savunuyor. Örneğin, Thurgood Marshall’ın, ABD Yüksek Mahkemesi’nde ırk ayrımcılığına karşı verdiği mücadelede müttefiklerinden nasıl destek aldığını anlatıyor. Marshall, müttefiklerinin desteğiyle, ırk ayrımcılığına karşı önemli zaferler kazanmıştır. Grant, bu örnek üzerinden, yenilikçi fikirlerin hayata geçirilmesinde yalnız çalışmanın zorluklarını ve müttefiklerin önemini vurguluyor. Ayrıca, müttefik bulmanın ve koalisyonlar kurmanın yolları konusunda pratik öneriler de sunuluyor. Bu bölümde, destekçi bulmanın sadece büyük ölçekli projelerde değil, günlük hayatta da önemli olduğu belirtiliyor.

Ortak amaçların grupları bir araya getirdiği düşünülür ama bu tam tersi şekilde de olabiliyor. İşitme engelli bir kadın ödül kazandığında işitme engelliler ayağa kalkıp aslında onun tam olarak işitme engellileri temsil etmediğini ifade etmişlerdi. Bir üniversite siyahi bir kadını profesör olarak atayınca siyahiler bunu protesto etmişti. Veganlar Vejeteryanların kendilerine gösterdiği önyargının 3 katı kadar onlara önyargılı yaklaşıyorlar. İki grubun da et yemedikleri düşünüldüğünde konu oldukça enteresan hale geliyor.

İnsanlardan alınan negatiflik ve pozitiflik düşünüldüğünde;

·        Hem pozitif hem de negatifliğin düşük olduğu durumda zaten herhangi bir bağ kurulmuyor.

·        Pozitiflik yüksek, negatiflik düşükse arkadaş olunuyor.

·        Pozitiflik düşük, negatiflik yüksekse bu düşmanlığa sebep oluyor.

·        Hem pozitiflik hem de negatiflik yüksekse buna Frenemies (Arkadaş gibi düşmanlık) deniyor.

İnsanlar Frenemies ile birlikte olduklarında kendilerini çok stres altında hissediyorlar.

İnsanlar zaten yanında olduğuna inandıkları arkadaşlarından destek görmektense, eskiden kendilerine itiraz eden bireyleri sonradan yanlarına çekmeyi daha değerli görüyorlar.

Susturulmadan Konuşmak

Grant, fikirlerinizi ifade ederken karşılaşabileceğiniz engelleri ve bunları aşmanın yollarını tartışıyor. Yenilikçi fikirlerin ifade edilmesinde karşılaşılan engellerin nasıl aşılacağını ele alıyor. Örneğin, Carmen Medina’nın, CIA’de bilgi paylaşımını artırmak için verdiği mücadele bu bölümde ele alınan ilginç bir öyküdür. Medina, bilgi paylaşımının önemini vurgulayarak, CIA’de önemli değişiklikler yapılmasını sağlamıştır. Grant, bu örnek üzerinden, yenilikçi fikirlerin ifade edilmesinde karşılaşılan engellerin nasıl aşılacağını ve bu süreçte nelere dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, fikirlerin ifade edilmesinde cesaretin ve kararlılığın önemini belirtiyor. Bu bölümde, fikirlerinizi ifade ederken karşılaşabileceğiniz engelleri aşmanın yolları konusunda pratik öneriler de sunuluyor.

Herhangi bir statü olmadan güç sahibi olmanın ne kadar zor olduğu biliniyor. Yukarıdaki örnekte de işe yeni başlayan bir ajanın fikirlerini ifade etmekte ne kadar zorlandığı ele alınıyor. O sebeple statü ile gücün orantılı olduğu anlaşılıyor. Üniversite öğrencilerine sorulduğunda erkek öğretim görevlilerinden T-shirt giyen ve sakal bırakanların takım giyen ve traş olanlara oranla daha saygıdeğer bulunduğu ortaya çıkıyor.

İnsanların sessiz istifaları son dönemler en fazla karşımıza çıkan konulardan biridir. İnsanlar burada dört yol izliyorlar. Bunlar; Sesini duyurma, sessizce çalışmaya devam etme, aldırış etmeme veya zihnen işten ayrılma. Bunlardan en iyisi sesini duyurmaya çalışmaya devam etmedir.

İnovasyonun Yayılması

Bu bölümde, Grant, yeniliklerin nasıl yayılacağını ve kabul göreceğini tartışıyor. Yenilikçi fikirlerin yayılması ve kabul görmesi sürecinde dikkat edilmesi gereken noktaları ele alıyor. Örneğin, Seinfeld dizisinin yaratıcılarının, geleneksel sitcom formatını nasıl değiştirdiklerini ve bu yeniliğin nasıl kabul gördüğünü anlatıyor. Seinfeld, yenilikçi formatıyla büyük bir başarı elde etmiş ve televizyon dünyasında önemli bir değişim yaratmıştır. Grant, bu örnek üzerinden, yenilikçi fikirlerin yayılması ve kabul görmesi sürecinde dikkat edilmesi gereken noktaları vurguluyor. Ayrıca, yeniliklerin yayılması sürecinde karşılaşılan zorlukların nasıl aşılacağı konusunda pratik öneriler de sunuluyor. Bu bölümde, yeniliklerin yayılması ve kabul görmesi sürecinde liderlerin ve yöneticilerin nasıl bir yaklaşım benimsemeleri gerektiği de ele alınıyor.

Sosyal bilimciler kendimizi değerlendirdiğimizde gereğinden fazla iyi olduğumuzu düşündüğümüzü söylüyorlar. Örneğin profesörlerin %94'ü kendilerinin ortalamanın üzerinde iş yaptığını ifade ediyor.

Aslında inovatif çalışmalara bakıldığında, bunları yapanların birçok çalışmayı yaptığı ama içlerinden bazılarının üstün performans gösterdiğini görüyoruz. Örneğin Shakespeare 200'e yakın eser kaleme almasına rağmen bugün biz 3-4 tane eserini çok iyi olarak yorumluyoruz. Bach'ın çığır açıcı bir müzisyen olduğunu biliyoruz ama kendisinin en beğenilen eserlerinin 1000'e yakın eserinin arasından çıktığını bilmiyoruz. Picasso yaklaşık 20.000 eser yapmış ve öylece Picasso olmuştur.

Kısacası "Yüzlerce kurbağayı öpmeden içlerindeki prensi bulamazsın"

Bunun yanında sanatsal faaliyetlerin insanın yaratıcı gücünü artırdığı ispatlanmıştır. Herhangi bir sanatsal faaliyetle uğraşmayan bir bilim adamına göre müzik ilgilenen bilim adamları iki kat, resim ile ilgilenenler yedi kat, el işleri ile ilgilenenler 7,5 kat, eser yazanlar 12 kat, amatör olarak aktörlük yapanlar 22 kat daha fazla Nobel ödülü kazandığı ortaya çıkmıştır. Ayrıca farklı kültürlerle tanışanların yaratıcı faaliyetlerinin arttığı görülmektedir.

Orijinallerin Yetiştirilmesi

Grant, yaratıcı ve yenilikçi bireylerin nasıl yetiştirileceğini tartışıyor. Yenilikçi bireylerin yetiştirilmesinde dikkat edilmesi gereken noktaları ele alıyor. Örneğin, Nobel ödüllü fizikçi Richard Feynman’ın, çocukluğunda babasından aldığı eğitimin onun yaratıcı düşünme yeteneğini nasıl şekillendirdiğini anlatıyor. Feynman, babasının teşvik edici yaklaşımı sayesinde, yaratıcı düşünme yeteneğini geliştirmiş ve bilim dünyasında önemli başarılara imza atmıştır. Grant, bu örnek üzerinden, yaratıcı ve yenilikçi bireylerin yetiştirilmesinde ebeveynlerin ve eğitimcilerin rolünü vurguluyor. Ayrıca, yaratıcı düşünme yeteneğinin nasıl geliştirileceği ve teşvik edileceği konusunda pratik öneriler de sunuluyor. Bu bölümde, yaratıcı ve yenilikçi bireylerin yetiştirilmesinde dikkat edilmesi gereken noktalar ve bu süreçte karşılaşılan zorlukların nasıl aşılacağı ele alınıyor.

İlk doğanlar ile son doğanlar arasında risk alma anlamında çarpıcı farklar bulunuyor. En büyük çocuklar genellikle kendilerine gösterilen doğrultuda ilerlerken fazla risk almayı sevmiyorlar. Bunlar daha risksiz olan baseball, golf, tenis gibi sporları tercih ederken; en küçük çocuklar basketbol, futbol, box gibi daha etkileşimli ve riskli sporları tercih ediyor. Büyük çocuklar genellikle iş değiştirmeyi sevmezken son çocuklar kendi işlerinden kurmaktan iş değiştirmeye kadar birçok farklı kariyer kararı alıyor. Küçük çocuklar büyüklerden daha fazla yeniliğe açık oluyor. Yapılan ilk icatları bunların daha fazla benimsemesi ilginç. Büyük çocukların Nobel ödülü kazanmaktan, başarılı bir siyasetçi olmaya hatta şirketlerin başına geçmeye kadar birçok başarı kazandıkları görülüyor. İlk doğanların CEO’lar içerisindeki payı %43.

Küçük çocuklar büyükler tarafından diretilen kurallara uymamakla başlayan bir isyan içerisinde kendini buluyor. Bunlar daha girişimci, daha komik daha yüksek iletişim sahibi oluyorlar.

Insanlara ne yapmayacaklarını söylemek yerine onların o işi yapan gibi gösterildiklerinde daha başarılı sonuçlar ede ediliyor. Örneğin birine hile yapma dendiğinde olan etki ile hilekâr olma denildiğinde olan etki arasında fark var. Hilekâr durumuna düştüğünü hisseden insan bu işlere tevessül etmiyor.

Kitaptan çıkartılan dersleri aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:

·        Varsayılanı sorgula

·        Ürettiğin fikirleri üç katına çıkar

·        Kendini yeni alanlarda geliştir

·        Stratejik şekilde işlerini ertele

·        Eş pozisyonundaki insanlardan geri bildirim al

·        Risk portföyünü dengele

·        Fikirlerini desteklemeyen nedenleri ortaya çıkart

·        Fikirlerin ile bilinen kavramlar arasında bağlantı kur

·        Farklı bir gruba fikirlerini anlat

·        Sakin kalmaya çalışma, enerjini heyecana yönlendir

·        Yalnız olmadığını bil

·        Eğer harekete geçmezsen statükoyu yenemezsin

·        Kültürel uyum üzerine çalışan edinme, kültürel katkı üzerine edin

·        Eleştiriyi güzel karşıla

 

 


1 yorum:

  1. Okan Bey çok teşekkürler kıymetli paylaşımlarınız için.

    YanıtlaSil

Merhaba kıymetli okuyucularım,
Yorumları denetlemeden siteye koyamıyorum. Maalesef uygun olmayan içerikler paylaşan kullanıcılar oluyor ve bunun siteyi ziyaret eden insanları olumsuz etkilemesini istemiyorum. Vaktimin darlığından her zaman yorumlarınıza da yanıt veremiyorum. Anlayışınız için teşekkür ederim.