9 Ocak 2020 Perşembe

Siyah Kuğu (Black Swan) Kitap Özeti

Merhaba sevgili dostlar,

Uzun zamandır kitap özeti yapacak zaman bulamamıştım. Bu süre zarfında elime geçen ve hakikaten farklı olduğuna inandığım bir kitabı sizinle paylaşmak istiyorum. 

Nassim Nicholas Taleb tarafından yazılmış olan Siyah Kuğu adlı kitaptan bahsediyorum. Okunması çok kolay değil. Açıkçası herkesin beklentisini de tam olarak karşılayamayabilir. Fakat yine de bir defa okunmasında yarar var diye düşünüyorum. 

Kitabın adının Siyah Kuğu olmasının bir nedeni var. Bildiğiniz gibi siyah bir kuğu görülmesi pek olası olmayan bir hayvandır. Hatta Avustralya'nın keşfinden önce siyah bir kuğu olmasının imkansız olduğuna inanılıyordu. Fakat bu keşiften sonra insanlar çok şaşırmış olsalar da siyah bir kuğunun olabileceğini anlamış oldular. Kitap da işte bu noktada diyor ki; "Gözlem ve deneylere dayalı öğrenmenin ciddi boyutlarda sınırlamaları vardır ve bilgimiz kırılgandır." Tek bir gözlem milyonlarca beyaz kuğunun binlerce yıldır doğrulamış olduğunu genel bir kanıyı tamamen geçersiz kılabilir. Bunun için de tek bir siyah kuğu görülmesi yeterlidir. 

Siyah Kuğu olarak bahsedilecek olayın üç temel özelliği vardır;
1- Sıradışıdır. Çünkü geçmişte olabilirliğine dair tek bir işaret dahi görülmemiştir. 
2- Olağanüstü etki gücüne sahiptir. 
3- Beklenmedik olmasına rağmen insan doğası bu olayı sonradan bir mantıksal çerçeveye oturtmaya kalkışır. 

Dünya tarihinde neler bir Siyah Kuğu olarak adlandırılabilir diye düşündüğümüzde şu örnekleri verebiliriz; "Dünya savaşları, Sovyet Blokunun çöküşü, 1987 Borsa Krizi, 11 Eylül saldırıları" birer Siyah Kuğu olarak adlandırılabilir. Bunların tamamını insanlık öngörememiş, hepsi önemli şekilde hayatlarımızı etkilemiş ve sonradan da insanlık bunları "bu olaylar ortaya çıktı çünkü şundan dolayı" deyip mantıksal bir çerçeveye oturtmuştur. 

İnsanlar veya toplumlar sıradışı olan olaylara karşı körlük yaşamaktadır. Örneğin 1914 yılında Dünya Savaşı çıkmadan önce Avrupa'da güzel bir yaz yaşanıyor, insanlar tatil yerlerinde eğleniyor ve Sırp-Avusturya Macaristan sorununu gelip geçici bir mesele olarak görüyorlardı. Bundan iki ay sonra tüm Avrupa'nın bir anda karışacağını neredeyse kimse öngörmüyordu. Hatta Alman İmparatoru bile tatildeydi. 

İnsanlar geçmiş deneyimlerin ileride de tezahür edeceğine inanırlar ve buradan yola çıkarak öngörülerde bulunurlar. İnsanlar kendi zihinlerinde oluşturdukları bazı fikirlere, dogmalara veya temalara gereğinden fazla inanıp onları hayatlarının ayrılmaz bir parçası haline getirdiklerinde en ufak sapmaya karşı bile korunmasız hale gelebilirler. Kitapta epeyce geçen ve Platon'dan türemiş Platonik kavramı da burada yer almaktadır. Örneğin insanlar gerçek arazi yerine haritaya daha fazla güvenirler, tüm kararlarını buna göre verirler. Oysa gerçek hayat bu kadar pürüzsüz ve sapmasız değildir. Yazarın şöyle de bir iddiası var. Kütüphanenizdeki okunmamış kitaplar okunmuş kitaplarınızdan daha değerlidir. Çünkü Siyah Kuğular aslında okunmamış kitapların içinde yer almaktadır. 

İnsanlar tahminlerde bulunurken hep geçmişi dikkate alırlar demiştik. Bunun yanında da ister istemez bunun içerisine temennilerini de dahil ederler. O sebeple bir büyük gelişme ortaya çıktığında, aslında bunun olmaması lazımdı deyip, kısa sürede eski düzene dönüleceğini düşünürler. Örneğin Lübnan iç savaşının aslında 1-2 hafta içerisinde biteceğini düşünen birçok insan Lübnan'dan göçmeyip kalmayı tercih etmişti. Fakat savaş 15 yıl kadar sürdü. Hemen yanımızdaki Suriye'de yaşanan gelişmelerin 9 yıldır devam ettiğini düşündüğümüzde, aslında ne kadar yanlış tahminler yaptığımızı görebiliriz. 

Kitap Vasatistan ve Aşıristan diye iki ayrı ülke analojisi kullanarak aşırı sapmaların oluşturduğu etkiyi anlatmaya çalışıyor. Örneğin Vasatistan'da 1000 insanı bir araya topladığınızda aralarında aşırı kilolu bireyler olsa bile ortalama kilo normale oldukça yakın çıkacaktır. Bu sebeple tek bir örnek, grubun tamamının yansıttığı gerçeği önemli oranda etkileyemeyecektir. Oysa Aşıristan denilen ülkede insanların gelirlerinin ortalaması tek bir insanın gelirinin hesaba katılması ile önemli oranda değişebilir. Burada eşitsizlikler öyle boyuttadır ki tek bir örnek bütünü önemli oranda etkileyebilir. 

Neredeyse tüm fiziksel konular (yaş, bel çevresi, kilo, boy vb.) Vasatistan'a özgü iken tüm sosyal konular (servet, kitap satışı vb.) Aşıristan'a özgüdür. Aşıristan'da yaşıyorsanız her an bir Siyah Kuğu ile karşılaşma olasılığınız çok yüksektir. Bu nedenle Vasatistan'da kazanan pastadan fazla ama belki de anlamsız bir pay alırken, Aşıristan'da ise kazanan herşeyi alır. Özellikle dijitalleşme ve küreselleşme Aşıristan tarzı yaşam biçimimizi pekiştiriyor. 

Kitapta eleştirilen konulardan biri de istatistiktir. Hatta yazar öyle eleştiriyor ki, bugüne kadarki tüm istatistik kitaplarını çöpe atın demeye getiriyor. Bunun sebebi aslında yukarıda anlattığımız gibi geçmiş gözlemlere dayalı olarak gelecekte neler olabileceğini öngörmeye çalışmamızdır. Hiçbir istatistik yönteminin Siyah Kuğuları tam olarak ortaya çıkaramayacağını söylüyor. Hele bir de bunu uzmanlar uyguluyorsa o zaman güvenimiz daha da fazla artıyor ve bu durum da bir körlük oluşturuyor. 

Kitapta birçok örnek ile bu konular derinlemesine tartışılıyor. Alıp okumanızı tavsiye ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Merhaba kıymetli okuyucularım,
Yorumları denetlemeden siteye koyamıyorum. Maalesef uygun olmayan içerikler paylaşan kullanıcılar oluyor ve bunun siteyi ziyaret eden insanları olumsuz etkilemesini istemiyorum. Vaktimin darlığından her zaman yorumlarınıza da yanıt veremiyorum. Anlayışınız için teşekkür ederim.