Kıymetli okuyucular, çoğu üniversite
eğitimli insan pazarlama dersi almıştır. Gerçi çoğumuzun oradan hatırladığı 4P
dışında bir şey yoktur ama iş lafa gelince pazarlama dersi almışızdır. Bu yazıda
aslında eğitim sistemimizi falan eleştirecek veya pazarlamada neler öğrendik
neler öğrenmedik bunların üzerinden de geçecek değilim ama en azından herkesin sorun
yaşadığı bir konuya değinmek istiyorum. O konu da “pazarlama aslında satış
mıdır?” konusudur.
Bu soruyu etrafınızda sorduğunuzda
birçok insan “elbette pazarlama satış değildir” diyecektir. “Peki, azizim niye?”
dediğinizde “kem küm, işte öyle, böyle vb.” cevabını alırsınız. Oysa kafalarında
(pazar kökünden gelse gerek) pazarlamanın pazarda yapılan faaliyet olmasından dolayı
pazarlama=satış olgusu yerleşmiştir. Doğru, pazarda pazarcılık yani satış
yapılır, bu anlamda bu insanları eleştirmek doğru olmayacaktır. Oysa pazarlamanın,
insanların kafasında ürünlerin satılacakları pazara çıkmadan yapılan
faaliyetlerin tümü şeklinde yer edinmesi sağlanabilseydi eminim algıları çok
farklı olurdu.
Tartışmayı burada bırakıp asıl
sorumuzu soralım. Pazarlama satış değilse nedir? Pazarlamanın birçok tanımı var
elbette ama bugüne kadar doğru olduğu kabul edilmiş en geniş tanımını Amerikan Pazarlama Derneği
1984 yılındaki
toplantısında şu şekilde yapmış:
"Pazarlama, kişisel ve örgütsel amaçlara ulaşmayı sağlayabilecek
mübadeleleri gerçekleştirmek üzere malların, hizmetlerin ve fikirlerin
geliştirilmesi, fiyatlandırılması, tutundurulması ve dağıtılmasına ilişkin
planlama ve uygulama sürecidir”
Burada ortaya çıkan bazı kavramlar üzerinde
düşünüp satışla (hatta çoğu insanın karıştırdığı şekli ile sıcak satışla)
arasında ne fark var diye yorumlar yapabiliriz:
1-
Pazarlama
uzun bir süreçtir.
Pazarlamanın süreç olması aslında
tanımından da anlaşılabileceği gibi “malların, hizmetlerin ve fikirlerin
geliştirilmesi, fiyatlandırılması, tutundurulması ve dağıtılmasına ilişkin
planlama ve uygulama sürecidir” cümlesinden net bir şekilde anlaşılmaktadır. Bu
süreçte satışı yapılacak mal veya hizmetin geliştirilmesi, bunların uygun
şekilde fiyatlanması, müşterilerin bunları satın almaya ikna olması için bazı
iletişim çalışmalarının yapılması ve en nihayetinde bu satışın nerelerde
gerçekleşeceğine karar verilmesi gerekmektedir. Bu durumda satışın da aslında
pazarlamanın bir tamamlayanı hatta bir parçası olduğu burada hemen
anlaşılacaktır.
2-
Pazarlama bir
stratejik eylemdir.
Pazarlama stratejik bir eylem
oluşundan dolayı günümüzü değil geleceği planlamak üzerine tasarlanmıştır.
Bugünkü ihtiyaçları değil ürünün pazara çıktığında olması beklenen ihtiyaçların
çalışılması ile ürünlerin geliştirilmesi, fiyatlanması, tanıtılması ve dağıtım
kanallarına konmasıdır. Bu anlamda en azından bir bilinmeyene doğru yapılan bir
yolculuk olduğunu, ortalama 1-2 yıl sonrasının düşünülerek gerçekleştirildiğini
anlamamız mümkündür. Satışın ise daha dar bir zaman diliminde, pazarlamanın
ortaya koyduğu ürün, hizmet veya kampanyanın müşterilere daha yakın bir ortamda
tanıtılması ve onların sorularının cevaplanması hatta böyle bir ihtiyaca neden
sahip olduklarının kendilerine açıklanıp ilgili ürünü almalarının
sağlanmasıdır.
3-
Pazarlama mübadeleleri
gerçekleştirmek üzerinde bir süreçtir.
Tanımın içinde geçen bu cümleden
anlaşılabileceği gibi pazarlama, mübadelenin (değiş tokuş) kendisi değildir. Mübadeleye
giden yoldur. Bu noktada mübadelenin aslında satış olduğunu belirtebiliriz. Çünkü
satış esnasında para ve mal takası olmaktadır.
4-
Pazarlama çalışanı
genel çerçeveyi görmelidir.
Pazarlama yapan çalışanların kendilerinden
beklenen sadece birkaç müşterinin değil genel toplumun, bir coğrafi bölgenin
veya demografik anlamda bir kitlenin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmalarıdır. Oysa
satış personellerinden beklenen kendi bölgelerinde yer alan ve bu ihtiyaca
sahip olan insanlara bu ürünlerin tanıtılmasına çalışmalarıdır. Bu anlamda pazarlama
çalışanları olmazsa satış çalışanları, satış çalışanları olmazsa da pazarlama
çalışanları olmayacaktır. Her iki kesim birbirlerine bu anlamda bağımlıdırlar.
5-
Pazarlama
çalışanları pazarı analiz etmelidir.
Pazarlama yapmak için öncelikle
ihtiyaçları anlamak, gerekirse bunlar ile ilgili eğitimler almak, bunları
sınıflandırmak ve önce en etkin ihtiyaçtan başlayıp ürün hizmet geliştirmesine
katkı sağlamak gerekmektedir. Bu anlamda pazarlama çalışanı satış
çalışanlarından kendi bölgelerinde olan ihtiyaçları öğrenmeli, geliştirilecek
ürünlerin en fazla katma değeri üretecek şekilde sıraya konmasını sağlamalıdır.
Burada şöyle bir açmaza düşülmemelidir. Her satış çalışanı kendi bölgesindeki
ihtiyacı en önemli görebilmektedir. Oysa onlarca satış bölgesi mevcut olabilir
ve o ihtiyaç sadece bir bölgede geçerli olabilir. Bu durumda pazarlama
personellerinin daha fazla bölgede satışı yapılabilecek ürünlere öncelik
vermesi en doğalı olacaktır.
Evet, bu yazıda pazarlama ile satışı
hem iş anlamında hem de çalışanları anlamında ayırmaya çalıştım. Umarım artık
birilerine pazarlama dediğimizde bizi satış şeklinde anlamazlar. Evvelce de
belirttiğim gibi hem pazarlamaya hem de satışa ihtiyacımız var. Önemli olan herkesin
işinde doğru konumlanmasını sağlayabilmektir.
Harika
YanıtlaSil