Kıymetli okuyucular merhaba, bu yazımda kariyerine yeni başlayan
arkadaşlarımız için naçizane bazı tavsiyelerde bulunmak istiyorum. Bu
tavsiyeleri sıralarken aslında olaya tersten bakıp bir patronun en olumsuz
gördüğü konuları irdelemek niyetindeyim.
Her ne iş yaparsanız yapın, her ne ortamda çalışırsanız çalışın bence bir
patronun duymak istemediği sözler hemen hemen aynıdır. Patronların ne
hissettiğini anlarsanız ona göre davranmanız ve eminim kariyerinizde
ilerlemeniz daha kolay olacaktır.
Peki, bu duyulmak istenmeyen sözler nelerdir? İşte yanıtları:
1-
Bu benim
sorumluluğumda değil!
Bir patronun en duymak istemediği sözlerden ilkidir. Patron çalışanına bir
iş verir ve yapılmasını isterse, bunun arka planında da çalışanının bunu
yapacağına inanmaktadır. Fakat çalışan “bu iş benim sorumluluğumda değil”, “bu
iş benim işim değil” gibi bir karşılık verirse bu aslında karşı taraftan farklı
anlaşılır. Patron kendisini çalışanına iş vermeyi bilmeyen, kime ne iş
yaptıracağına karar veremeyen bir yapıda olduğunu hisseder. En azından
çalışanının böyle düşündüğüne inanır. Patronun bu duruma canı oldukça
sıkılacaktır. Olumsuz notu vermiştir bile. Artık siz iş beğenmeyen, iş seçen,
beğendiği işi yapan bir çalışan durumuna gelmişsinizdir. Oysa patronun burada
yapmaya çalıştığı işi kafasından atmak, birine delege etmek ve rahat etmektir.
Patron sizi siz olduğunu için değil işi devredip başka işlere odaklanmak gibi
nedenler ile seçmiştir. Burada yapılması gereken patrona işi anladığınızı,
ilgili birimler veya insanlar ile konuşacağınızı ve yapılmasını
kolaylaştıracağınızı söylemektir. Burada patron işin hakikaten sizin
sorumluluğunuzda olmadığını anlayacaktır. Ama olumlu notu da yine size
verecektir. Siz artık herkesin her ortamda çalışmak istediği iş bitiren bir
insansınızdır.
2-
Bu yapılamaz!
Bir patron bir çalışanına bir iş verdiğinde bunu tecrübesine dayanarak,
ileride gerçekleştirmeyi düşündüğü bir amaca hizmet etmesi için verir. Normal şartlarda
bir patron, çalışanının zayıf noktaları açığa çıksın diye ona
kaldırabileceğinden fazla bir iş veya yapılması imkânsız olan bir görev vermez.
Yalnız, çalışan işin boyutunun kendini aştığını düşünüp bunun yapılamaz
olduğunu ifade ederse en baştan konuya negatif yaklaşıyor demektir. Negatif çalışan
ile de kimse çalışmaz istemez. Verilen direktiflerin doğru olmadığını, yeterince
analiz edilmeden verildiğini anlatmanın bir diğer yoludur “bu iş yapılamaz”
demek. Patron kendini kötü hisseder, çalışanına inancı zayıflar ve bu işi
yapacak başkalarını aramaya başlar. Patronun özellikle bir çalışanına inancı
azaldıktan sonra o çalışanın işi hiç de kolay değildir. Bunun büyük bir
organizasyon olduğunu düşündüğümüzde bu tarz bir yaklaşımda olan çalışan belki
ayda bir gelen fırsatı tepmiş ve patronun gözünde büyüme fırsatını
kaybetmiştir. Öbür taraftan, yapılması zor olan hatta imkânsız gibi görünen
işleri çalışanın hemen üzerine alması da doğru değildir. Patron tarafından
tevdi edilen görev enine boyuna analiz edilip muhtemel başarısızlık noktaları
patrona gösterilebilir. Bu durumda somut ve pozitif bir yaklaşım içinde olan
çalışan hem görevi yapmak için elinden geleni yapmış, hem de patronuna olumsuz
sonuçlanma ihtimali olan noktaları da göstermiştir. Bu da çalışan için olumlu
bir puan demektir.
3-
Bunu yapmak
için zaman yok!
Her şey için aslında yeterince zaman vardır ama bunu yönetmeyi becerecek yetenek
sahibi olunmayabilir. Kimse aksini ispat edemez. Bir insan zamanını iyi
yönetirse yapması gereken her şeye yeterince zaman bulabilir. Tabii bunun için hakikaten
gayret ediyorsa ve gerçekten bunu istiyorsa… Örneğin patron 2 hafta sonra bir
reklam kampanyası yapmak isteyebilir. Evet, 2 haftada bir reklam tasarımı
yapmak, metni yazmak, medya kiralamak, basılı malzemeyi çoğaltmak kolay
olmayabilir. Bunun yanında 2 hafta iyi yönetilirse oldukça uzun bir zaman da demektir.
Bir insan eğer zamanım bu iş için yeterli değil diyorsa patronun aklına birkaç
fikir gelir. İlk önce çalışanının bunu yapmak istemediğini düşünür, sonra
çalışanının gereken planlamayı en üst düzeyde yapamayacağına inanır, son olarak
da çalışanının başka önemli görünen ve aslında önemli olmayacak işlerini
sorgular. Bu da çalışanı mutlaka
rahatsız edecektir. Eğer bir çalışan uzun zamandır bir işi yapıyor ve deneyim
sahibi olmuşsa patronun onun işine karışması kendisini oldukça rahatsız
edecektir. Fakat az evvel anlattığımız gibi patron çalışanına yeterince
güvenmiyorsa bunları yapacaktır. Peki, burada nasıl davranmak gerekir? Öncelikle
herkesin her şeye zamanı vardır diye kabul etmek lazım. Burada önemli olan
zaman yönetimini etkin kullanmaktır. Zamanı etkin kullanmak için uzun boylu
eğitimler almaya da bence gerek yoktur, akıllı bir planlama yapmak ve çağımızın
teknolojisini hayatımızda kullanmak bunun için ilk aşamada yeterli olacaktır. Eğer
mutlaka bir kaynak isterseniz Stephen Covey’in Etkili İnsanların Yedi Alışkanlığı kitabını tavsiye edebilirim.
4-
Ben onlardan
daha iyiyim!
Bir patronun en az duymak isteyeceği sözlerden biridir. Neredeyse bir çatışma
nedenidir. Bir çalışanın patronuna “sen bu ekibi iyi yönetemiyorsun, doğru
çalışan seçemiyorsun” demenin bir şeklidir. Bir çalışan kibirli bir şekilde
sadece eskiden yaptıkları ile (okuduğu okul, eski işyerinde başardığı hedefler,
bildiği yabancı diller vb.) kendisinin iyi olduğunu hatta diğerlerinden daha
iyi olduğunu söylüyorsa patron bu çalışan ile uğraşacak demektir. Patron ise
kendisini uğraştıracak çalışan istemez. Kendini beğenen çalışan hiç istemez. Gerçekte
de böyle davranan çalışanlar genellikle iyi iş çıkarmazlar. Sadece sorun
çıkarırlar. Çalışanlar evet iyi olmalı, en iyi okullarda okumuş olmalı ama
kendini beğenmemelidirler. Çalışanın ne olduğunu patron zaten bilir. O zaman
çalışan bu konudaki kararı patrona bırakmalıdır. Eğer kendisinin en iyi olduğunu
savunmaya devam ederse patron muhtemelen; 1- Çalışanın işine karıştığını, 2- Diğer
çalışanları sevmediğini veya çekemediğini, 3- Çalışanın işinden memnun
olmadığını, 4- Beklentilerinin gereğinden fazla olduğunu vb. düşünecektir. Bu da
patron ve çalışan ilişkisinin her zaman gergin olmasına sebep olacaktır. Oysa,
çalışanın kendini övmeden mevcut özellikleri ile ve iş bitirerek patronun
gözüne girmeye çalışması en doğrusu olacaktır. Zaten iyi bir patron
çalışanlarının yeteneklerini kısa zamanda anlayacaktır.
Evet, bu yazımızda bir patronun duymaktan en nefret ettiği birkaç sözü
paylaşmaya çalıştım. İyi bir çalışan sadece yaptığı işle değil tavır ve
davranışları ile etik duruşu ve dürüstlüğü ile de iyidir. Sabretmesini bilir,
iş bitiriciliğini patronuna mutlaka gösterir. İyi özelliklerini diliyle değil
eliyle emeğiyle zekası ile ortaya koyar.
Merhaba uzun bir yazı kaleme almışsınız,ellerinize ve eneginize sağlık ancak bukadar kolay ve gerçek değil sahada ve çalışma ortamlarına göre değişiyor bahsettiğiniz konular hocam her çalışma ortamında imkansız olan işler yapıştırılan işler hayati önem arz ediyor mesala sağlık gibi teknolojik işler gibi ve bugün kamuda özellikle yöneticiler patronlardan daha çok sorun ve sıkıntı yaşatır ve problem haline gelmiştir,Teşekkür ediyorum aydınlatıcı yazınızdan dolayı hoşçakalın
YanıtlaSil