Kıymetli okuyucular, sanıyorum işletme, pazarlama, yönetim bilimleri vb.
konularında eğitim almış olan hemen herkes pazarlama dersi almış ve bu dersten
de akıllarında bir tanesi pazarlama karması olan birkaç konu kalmıştır. Bu yazımızda da pazarlama karması üzerinde
inceleme yapmaya çalışırken günümüzde bu yapının ne ölçüde değiştiğini veya
değişmesi gerektiğini tartışacağız.
Bilindiği gibi pazarlama karması veya diğer tabiri
ile 4P temelde dört ana unsurdan oluşmaktadır. Bunlar:
-
Ürün (Product)
-
Fiyat (Price)
-
Yer veya Dağıtım kanalı (Place) ve
-
Tanıtım veya İletişimdir (Promotion).
Bu kavramları açmaya çalıştığımızda ise şunlarla
karşılaşmaktayız.
Ürün: Pazarlamanın en başında satılacak ürünün
belirlenmesi gerekmektedir. Bununla ilgili pazar araştırması yapılmalı,
müşterilerin beklentileri alınmalı fakat bunda da çok ileri gidilmemelidir.
Diğer bir ifade ile müşterinin nasıl bir ürün isteyebileceği anlaşılmaya
çalışılmalı ama bunun tam olarak ne olacağı müşteriden beklenmemelidir. Henry Ford’un,
müşterilerin fikrini neden sormadığı sorusuna verdiği “ben insanlara ne
istediklerini sorsam benden hızlı bir at isterlerdi” yanıtında olduğu gibi
ürünün temelde ne için olması gerektiği araştırılmalı ama bunun tam olarak neye
benzeyeceği müşterinin değil işletmenin kararı olmalıdır.
Fiyat: Satılacak ürünün fiyatlanması da ayrı bir iş
konusudur. Bu fiyatlama Michael Porter’in ifade ettiği rekabet stratejileri ile
daha rahat açıklanabilir. Burada karşımıza iki temel strateji gelmektedir.
Bunlar maliyet liderliği ve farklılaşma stratejileridir. İşletmeler temelde her
ikisini de ayrı zamanda uygulayabilecekleri gibi, bazen de bunları
birleştirebilirler. Maliyet liderliği, işletmenin faaliyetlerini rakiplerinden
daha az maliyetle yapması ve sektör ortalaması üzerinde gelir elde etmeyi
amaçlaması şeklinde özetlenebilecektir. Burada önemli olan rakiplerle
kıyaslandığında aynı kalitede fakat daha düşük maliyetli mal ve hizmet
üretirken kaliteden taviz vermemektir. Diğer taraftan farklılaşma stratejisi
ise işletmenin mal ve hizmetlerini diğer benzer mal ve hizmetlerden daha farklı
bir şekilde ve daha yüksek fiyatlarla müşterilere sunması ile ortalamanın
üzerinde getiri elde etmesini sağlamak üzerine kurulmaktadır. İşletmeler
fiyatlama kararlarını verirken yukarıda belirtilen konuları temel alarak
değerlendirme yaparlar. Yeni nesil pazarlama kavramı da karşımıza şunu
çıkarmaktadır. Müşteriler işletmelerin işini yaptıkça kendilerinden ücret
alınmayabilir veya daha az alınabilir. Örneğin müşteri internetten sipariş veriyorsa
mağazayı işgal etmiyor demektir. Daha küçük mağazalarla daha küçük depolama
şartlarında çalışma mümkün olabilir. Müşteriler bankaların internet şubelerini
kullanıyorlarsa bu bankaların daha az gişe ile hayatlarını sürdürmelerine
olanak sağlamaktadır. Bu da işletmelere maliyetlerinin azalacağını
göstermektedir.
Yer veya Dağıtım Kanalları: İşletmeler satacakları
malların müşterilerin alımına imkân sağlayabilecek en geniş dağıtım ağı ile
dağıtılmasını sağlamaya gayret ederler. Burada dağıtımların nereye ve nasıl,
satışın ise nerede ve nasıl yapılacağının soruları cevaplanmalıdır. Müşteriler
ilgili ürüne kolaylıkla ulaşmalıdırlar. Yeni ortamda müşteriler çoğunlukla risk
duyarlılıklarının düşük olduğu malları elle tutmadan, mağazaya gitmeden tercih
edip satın alabilmektedir. Öbür taraftan risk almak istemedikleri ve elle tutup
hissetmek istedikleri malları ise mağazaya gidip beğenip ya orada satın almakta
ya da kodunu alıp eve gidince internetten sipariş etmektedirler.
Tanıtım ve İletişim: Tanıtım faaliyetlerinde internet
en hızlı büyüyen reklam mecrasıdır. 2013 yılında bile TV, Radyo, gazete,
outdoor, dergi ve sinema reklam mecraları yıllık %5’in altında büyüme
oranlarına (hatta bazılarında bu negatiftir) sahipken internet ortamı yıllık
%26 büyümüştür. Bu da artık dijital pazarlamanın ve dijital içerik yönetiminin
önemini göstermektedir. Dijital pazarlama ve dijital içerik yönetimi
denildiğinde insanların aklına internet, sosyal medya ve mobil pazarlama
aktiviteleri gelmektedir. Yapılan başka araştırmalara göre de dijital içerikler
%80’nin üzerinde sosyal medya platformlarında (bloglar hariç) kullanılmaktadır.
Bu da yeni nesil tanıtım çalışmalarının yönünün nereye doğru olacağını
göstermektedir.

4P’ye değindikten sonra karşımıza bir P daha
çıkmaktadır. Bu son dönemlerde çeşitli kaynaklarda 5P olarak gündeme gelmiştir.
Bu son P de People yani insandır. Eski geleneklere göre yapılan pazarlamada
amaç ürün odaklı bir pazarlama stratejisi kurmaktı. Şimdi ise insan odaklı
pazarlama stratejisi kurmaktır. İnsanı merkeze almayan her anlayışın günümüzde
geçerli olmaması gibi insanı merkeze almayan bir pazarlama anlayışı da artık
geçerli değildir. İnsanın ihtiyaçları temel alınarak ürünler oluşturulmalı,
insanların satın alabilecekleri gibi bir fiyatlama yapılmalı, insanların
ulaşabilecekleri bir dağıtım ağı kurulmalı, insanların kanalları kullanımları
kolaylaştırılmalı, insanların rahatsız olmayacakları bir tanıtım faaliyeti
tercih edilmelidir. Yüzyılın başında geçerli olan Say Kanunu’nun (her arz kendi
talebini oluşturur) artık geçerli olmadığını bilmeli ve insanların hepsine
işletmenin kuralları öğretilemeyeceğini ama genel olarak insanların kurallarının
işletmeler tarafından öğrenilebileceğini unutmamamız gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Merhaba kıymetli okuyucularım,
Yorumları denetlemeden siteye koyamıyorum. Maalesef uygun olmayan içerikler paylaşan kullanıcılar oluyor ve bunun siteyi ziyaret eden insanları olumsuz etkilemesini istemiyorum. Vaktimin darlığından her zaman yorumlarınıza da yanıt veremiyorum. Anlayışınız için teşekkür ederim.