Bugün sizlere iş hayatımızda her zaman karşılaşabileceğimiz olaylara farklı
bir açıdan bakmanızı sağlamak için bir hikâye anlatmak istiyorum. Einstein’ı
hepimiz biliriz. Onu ünlü yapan teorisi olan Genel İzafiyet Teorisi’ni de en
azından duymuşluğumuz vardır diye düşünüyorum. Bunların konumuzla ne ilgisi
var, fizik üzerine bir yazı mı okuyacağım diye düşünmeyin lütfen. Biraz sabırla
aşağıdaki hikâyemi okuyacağınıza inanıyorum.
Einstein 1911'de Genel İzafiyet Kuramı üzerinde çalışmaya başladı. Kuramdaki
anahtar yaklaşım, bir ışık ışınının Güneş kenarından geçerken güneşin çekim
etkisiyle çok küçük miktarda ancak ölçülebilir düzeyde büküleceği şeklindeydi.
Ancak, artalandaki bir yıldızın tam güneş kenarından geçen ışığını gözlemek çok
zordur. Bir tam tutulma bu olanağı verebilirdi. Ay, güneş ışığını kapatarak
hemen arkadaki yıldızların görülmelerine, çekilecek fotoğraflardan
konumlarının ölçülebilmesine ve varsa bükülmenin gözlemlenmesine bir olanak sağlayacaktı.
Bu durumda bir güneş tutulması beklemekten başka bir şey kalmamıştı. O
tutulma da 1914 kışında Rusya’da gerçekleşecekti. Ekipmanlar hazırlanmış,
çalışmalar hızlandırılmış fakat beklenmedik bir olay olmuştu. 1.dünya savaşı
çıkmıştı. Buna rağmen gözlemevi kullanılmaya devam ediliyordu. Fakat tutulma
günü bir aksilik daha yaşanmış ve güneş kendini göstermemişti. Çünkü hava
bulutluydu. Bir de bunun üzerine Rus askerleri düşman gördükleri için gözlemevini basıp ekipmanlara el
koymuşlardı. Bunca yıl beklenen tutulma gerçeklemiş ama gözlemlenememişti. Ekip
tam anlamıyla yıkılmış, bazıları tutuklanmış ve bu Einstein için hakikaten
büyük bir yıkım olmuştu.
Uzun bir süre kendine gelemeyen Einstein sonunda kuram üzerinde biraz daha
fazla çalışmaya karar vermiş ve bir sonraki tutulmayı hedeflemeye başlamıştı. Çalışmaları
devam ederken oldukça ilginç bir şeyle karşılaştı. 1914’te kurduğu denklem
yanlıştı ve o gün gözlem gerçekleşseydi bunun yanlış olduğu ortaya çıkacak ve
büyük bir hayal kırıklığı oluşacaktı. Belki itibarı da zedelenecekti. Aslında o gün işlerin yolunda gitmemesi
Albert Einstein için ne de büyük bir şans olmuştu. Bunu o gün elbette
bilemiyordu ama sonradan bunu anlamıştı.
Einstein Genel İzafiyet Kuramını savaş yıllarında geliştirmiş ve yine savaş
yıllarında 1916’da yayınlamıştı. Daha sonra savaştan çıkılmıştı ve her alanda
toparlanma dönemine girilmişti. Araştırmaya katılan birçok milletten biri
olarak İngilizler de, Albert Einstein’ın Genel İzafiyet Kuramını ilk kez test
ederek doğrulamak (ya da yanlışlamak) amacıyla 29 Mayıs 1919 tutulması için
Brezilya’ya büyük bir araştırma gezisi düzenlemişlerdi.
Havanın bulut olma olasılığına karşın ekip iki ayrı bölgeye gönderilmişti.
Bu ekiplerden birisine ünlü İngiliz astrofizikçi Arthur Stanley Eddington
başkanlık ediyordu. Tutulma sırasında fotoğraflar çekildi, gözlemler yapıldı.
Sıra değerlendirmeye geldi. Tutulmadan sonra astronomlar fotoğrafların ölçümünü
yaptılar. Sonuç: Yıldız ışığındaki sapma tam Einstein’ın öngördüğü şekilde
çıkmıştı. Bu tutulma bir Alman fizikçi tarafından savaş yılları içinde
geliştirilen bir kuramın, İngiliz astronomları tarafından test edilerek
doğrulandığı tutulma olarak hatırlanacaktı. Einstein, birden adını tüm
gazetelerin baş sayfasını süslerken buldu. Tam anlamıyla bir gecede dünyanın en
ünlü bilim insanı oluvermişti.
Özetle bu yazıda bir gün dibe vurduğuna inanan bir adamın gayretiyle nasıl
ünlü bir fizikçiye dönüştüğünü anlatmaya çalıştım. Hepimizin bildiği gibi iş
hayatımızda başımıza her gün birçok şey geliyor. Bunların bir kısmı canımızı
sıkıyor, motivasyonumuzu bozuyor. Oysa bu o günkü ruh halimizle ve o günkü
bilgimizle kendimize yaşattığımız bir durumdur. Yarının ne getireceğini, bunun
bizim için bir hayır mı yoksa bir fenalık mı olduğunu anlayamıyoruz. Bu sebeple
yapmamız gereken negatif düşüncelere dalmadan denemeye, gayret etmeye devam
etmektir. Neyin hayır neyin şer olduğunu bilemeyiz. Her hayırda bir şer her
şerde de bir hayır olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Merhaba kıymetli okuyucularım,
Yorumları denetlemeden siteye koyamıyorum. Maalesef uygun olmayan içerikler paylaşan kullanıcılar oluyor ve bunun siteyi ziyaret eden insanları olumsuz etkilemesini istemiyorum. Vaktimin darlığından her zaman yorumlarınıza da yanıt veremiyorum. Anlayışınız için teşekkür ederim.