9 Kasım 2021 Salı

“Mutlu Yaşam Üzerine” Adlı Kitap Özeti

Kıymetli arkadaşlar merhaba,

Bugün de sizlere ünlü Romalı hatip ve filozof Seneca’nın çok önemli bir eseri olan "Mutlu Yaşam Üzerine" adlı kitabının özetini yapacağım.

Seneca, Stoa düşüncesinin en önemli filozoflarından biridir. Stoa felsefesi hayata, beklentileri dizginlemek üzerine bakmayı sağlar. Buna göre hayatta mutlu olmanın en önemli yolu beklentileri ve istekleri artırmamaktır. Bu felsefede en yüce iyi anlayışı öne çıkmaktadır. En yüce iyi, nihai hedef olarak erdemdir. Düşünce ve davranışlarımızı doğru bir muhakeme ile şekillendirmemizi gerektirir. İyi ve kötüyü doğru bir muhakemeyle, yani aklını ölçüt olarak belirleyen, ahlaki doğrulara önem veren, ölçüsüz hazları reddetmenin gerçek haz olduğunu bilen ve erdemli yaşayan insan gerçekten mutludur.

Bu bağlamda mutlu yaşamak doğayla uyumlu yaşamaktır. Makam ve şöhret peşinde koşmak, yarını düşünürken bugünü kaybetmek, başka değişle anı yaşayamamak yaşamı kısaltır. 

Hiçbir şey hayvan sürüsünün yaptığının aksine, önden giden kalabalığın izinden gitmemiz ve herkesin gittiği yere değil de gidilmesi gereken yere gitmemiz gerçeğinden daha önemli değildir. Hiçbir şey bizi toplumda büyük bir uzlaşı ile benimsemiş şeylerin en iyi şeyler olduğunu düşünerek yaygın bir kanaate teslim olmak, önümüzdeki birçok örneğin olması ve akla göre değil, başkalarına benzemek için yaşamak kadar büyük kötülüklere sevk etmez. Bunun sonucunda üst üste binerek yıkıma sürüklenmiş büyük bir insan yığını oluşur.

Dolayısıyla en çok ne yapıldığını değil, yapılması gereken en iyi şeyin ne olduğunu, hakikatin en kötü yorumcusu olan avamın neyi onayladığını değil, ebedi mutluluğa nasıl erişebileceğimizi araştıralım.

Unutulmaması gereken bir konu da; ne kadar büyük bir kitle sana hayransa, o kadar büyük bir kitle de seni çekemiyor demektir.

Kendi doğası ile uyumlu olan ve başka hiçbir yolla elde edilemeyen yaşam mutludur. Öncelikle zihnimiz sağlıklı olmalı ve kendi sağlığını kalıcı bir şekilde elde etmiş olmalı, sonra cesur ve dinç olmalı, dahası en güzel şekilde sabreden, farklı dönemlere ayak uyduran, kendi bedenini ve onu ilgilendiren her şeye dikkat eden ama bunun için dertlenmeyen, yaşamı meydana getiren hiçbir şeye ilgisiz kalmayan ama hayranlık da duymayan, talihin armağanlarından faydalanıp onların kölesi olmayan bir karakterde olmalıdır.

İnsan hazza üstün geldiği gün, acıya da üstün gelecektir. 

Hep beraber özgürlüğe kaçmalıyız. Bunu mümkün kılan da sadece talihe kayıtsız kalmaktır. 

İstese de istemese de, bir insanın yaşamına daimi bir neşenin ve kendi derinliğinden gelen soylu bir mutluluğun dahil olabilmesi öyle temel bir zorunluluktur ki, insan ancak bu sayede kendinde bulunan şeylerden keyif duyar ve sahip olduklarından fazlasını istemez. 

Erdem; yüce, soylu, kralları layık, yenilmez tükenmez bir şeydir. Haz ise bayağı, köleleri layık, zayıf ve güdük bir şeydir.

Liderliği hazza verenler, hem haz hem de erdemi yitirirler. Hazza sahip olamazlar aksine haz onlara sahip olur, hazzın yokluğu onlara işkence gibi gelir, fazlalığı ise boğazlarını sıkar.

Doğru düşünen bir insan şöyle der; 

"Ben ölüme ve komedyaya aynı yüz ifadesi ile bakacağım. Ben zorluklara ne kadar büyük olurlarsa olsun bedenimi cesaretle güçlü kılarak katlanacağım. Ben zenginliği ona sahip olayım ya da olmayayım aynı şekilde küçümseyeceğim. Zenginlik başka bir yerde ise üzülmeyeceğim, yanımda parıldarsa şımarmayacağım. Ben talihe onun gelmesine ya da gitmesine aldırış etmeyeceğim. Ben tüm toprakları bana aitmiş, kendi topraklarımı da herkese aitmiş gibi göreceğim. Ben diğer insanlar için doğduğumu bilecek ve bu nedenle nesillerin doğasına şükran duyarak yaşayacağım. Sahip olduğum şeyi ne cimrilik yapıp koruyacağım, ne de müsriflik edip dağıtacağım. Bana bahşedilmiş olandan fazlasına sahip olmam gerektiğine inanmayacağım. Yaptığım iyiliklerin sayısını hesaplamayacağım, sadece iyilik yaptığım kişinin değerlendirmesini önemseyeceğim. Birinin aldığı bir şey gözüme asla daha büyük görünmeyecek. Benim için yemeğin ve içmenin tek amacı doğanın ihtiyaçlarını karşılamak olacak. Dostlarıma karşı güzel yüzlü, düşmanlarıma karşı yumuşak ve hoşgörülü olacağım. Benden rica edilmeden istenileni vereceğim ve ahlaken doğru olan talepleri olumlu karşılayacağım."

Zenginlik bilgeye göre köle, budalaya göre efendi konumundadır. Bilge zenginliğe hiç önem vermez, sizin içinse zenginlik her şeydir. Zenginliğe sanki biri size ona ebediyen sahip olacağınıza dair söz vermiş gibi davranıyor ve bağlanıyorsunuz.

Ne dersiniz, özellikle günümüzün sosyal yaşamında Seneca'dan ders alacağımız çok fazla konu var değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Merhaba kıymetli okuyucularım,
Yorumları denetlemeden siteye koyamıyorum. Maalesef uygun olmayan içerikler paylaşan kullanıcılar oluyor ve bunun siteyi ziyaret eden insanları olumsuz etkilemesini istemiyorum. Vaktimin darlığından her zaman yorumlarınıza da yanıt veremiyorum. Anlayışınız için teşekkür ederim.