Ülkemizde şu aralar önemli gelişmeler oluyor. Ekonominin can damarı denilebilecek KOBİ'lerin hem finansmana ulaşmaları gittikçe zorlaşıyor hem de bu işletmelerin takip oranlarında önemli artışlar meydana geliyor. Geçen yılın sonuna doğru %3 seviyesinde takılı kalan KOBİ kredilerindeki gecikmeler içinde bulunduğumuz yılın son aylarında tırmanışa geçmiş durumda. Bunda hem tahsili gecikmiş alacakların (TGA) artmasının hem de KOBİ kredilerinin risk portföyünün sektörde büyümemesinin etkisi olduğu görülmektedir. 2009 yılının başından beri azalmakta olan TGA oranının bu yılın başından itibaren artmaya başlaması ilerleyen dönemler için de ciddi endişeleri beraberinde getirmektedir.
Bu artış aynı zamanda karşılıksız çeklerin sayısındaki artışla da teyit edilebilmektedir. İTO Başkanı Murat Yalçıntaş'ın yaptığı açıklamaya göre geçen yıldan bu zamana karşılıksız çek miktarında %56 artış meydana geldi. Piyasada bireylerin birbirlerine olan güveninde ciddi bir sarsıntı olduğundan şüpheleniliyor. Bu ortamda ticaret yapmanın zor olduğu düşünüldüğünde bankaların kredi sağlayarak bu güvensizliği ortadan kaldırabilecekleri düşünülse de bankaların KOBİ portföyündeki daralmalar bankaların da piyasaya uyduklarını göstermektedir.
İhracat pazarlarımızın yeniden şekillendiği, piyasanın finansman açısından daraldığı bu dönemde KOBİ'lerin mümkün olduğunca öz sermayeleri ile işlerini döndürmeleri gerektiği ortaya çıkmaktadır. Bu da bugünden yarın için tasarruf yapmanın gerekliliğini ortaya koymaktadır. Yeni yatırım ve sermaye bütçeleme politikaları ilerleyen dönemlerdeki muhtemel likidite sıkışıklıklarına göre yapılmalıdır.
Bu artış aynı zamanda karşılıksız çeklerin sayısındaki artışla da teyit edilebilmektedir. İTO Başkanı Murat Yalçıntaş'ın yaptığı açıklamaya göre geçen yıldan bu zamana karşılıksız çek miktarında %56 artış meydana geldi. Piyasada bireylerin birbirlerine olan güveninde ciddi bir sarsıntı olduğundan şüpheleniliyor. Bu ortamda ticaret yapmanın zor olduğu düşünüldüğünde bankaların kredi sağlayarak bu güvensizliği ortadan kaldırabilecekleri düşünülse de bankaların KOBİ portföyündeki daralmalar bankaların da piyasaya uyduklarını göstermektedir.
İhracat pazarlarımızın yeniden şekillendiği, piyasanın finansman açısından daraldığı bu dönemde KOBİ'lerin mümkün olduğunca öz sermayeleri ile işlerini döndürmeleri gerektiği ortaya çıkmaktadır. Bu da bugünden yarın için tasarruf yapmanın gerekliliğini ortaya koymaktadır. Yeni yatırım ve sermaye bütçeleme politikaları ilerleyen dönemlerdeki muhtemel likidite sıkışıklıklarına göre yapılmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Merhaba kıymetli okuyucularım,
Yorumları denetlemeden siteye koyamıyorum. Maalesef uygun olmayan içerikler paylaşan kullanıcılar oluyor ve bunun siteyi ziyaret eden insanları olumsuz etkilemesini istemiyorum. Vaktimin darlığından her zaman yorumlarınıza da yanıt veremiyorum. Anlayışınız için teşekkür ederim.