Franchising
kavramının tam olarak ne anlama geldiğinden bahsetmeden önce bu kavramın
dilimize yabancı bir sözcük olduğunu ifade etmek gerekmektedir. Dilimizde tek
bir kelime ile ifade edilmek istenirse imtiyaz olarak tanımlanabilecek olan
Franchise kelimesi esasen İngilizce bir kelimedir.[1] Cambridge
Sözlüğünün internet sayfasında da bu sözcüğün anlamının “işletmenin adını
kullanarak belli bir bölge veya ülkede o işletmeye ait olan malları satmak”[2]
olduğu görülmektedir. Aynı sözlükte franchising için de “franchise faaliyeti”
olduğu ifade edilmiştir.[3]
Bu genel
tanımlamaların ardından şimdi de ilgili terimin bir işletme sistemi olarak ne
anlama geldiğinden bahsedilmesinde yarar bulunmaktadır. Buna göre franchising,
“ticari anlamda büyük rekabet gücü ve pazar payı olan kendini ispat etmiş bir
markanın desteği ve güvencesi tarafından, aynı sektördeki birbirinin benzeri
firmalara mal ve hizmet dağılımına yönelik olarak belli bir bedel karşılığında sunulan
destekler ve hizmetler bütünüdür” şeklinde tanımlanabilecektir.[4] Başka
bir tanımda da “‘hak sahibine verilen para karşılığında belirli sınai hakları
ticari alanda kullanma izni”[5]
olarak geçmektedir. Bir de tebliğde nasıl tanımlandığına bakıldığında “son kullanıcılara
malların yeniden satılması veya hizmetlerin sunumu için kullanılacak olan
markalar, ticaret unvanları, mağaza işaretleri, faydalı modeller, tasarımlar,
telif hakları, know how veya patentlere ilişkin fikri veya sınai mülkiyet
haklarından oluşan bir sistemi ifade eder”[6]
denmektedir. Bu geniş tanımlardan da anlaşıldığı gibi bir franchising faaliyeti
çerçevesinde aşağıdaki unsurlardan bahsedilebilecektir:
§
Franchising belli piyasa üstünlükleri olan bir
işletmenin kendi rızası ile ve belli bir bedel karşılığında destek veya hizmet
sağlamasıdır.
§
Bu mutlaka bir sözleşme kapsamında yapılmalıdır.
§
Genellikle benzer sektörlerdeki firmalara
yönelik verilen desteklerdir.
§
Franchising faaliyetinden istifade eden
işletmenin ana işletmenin prensiplerine uygun hareket etmesi gerekir.
Bu kavramla
birlikte ortaya çıkan diğer kavramlarında açıklanması gerekmektedir. Bu
kavramlar ve tanımlamalarına aşağıda değinilmiştir:[7]
§
Franchisor:
Bir ürüne, hizmete veya bilgi birikimine, bunlara ait kalitesi kanıtlanmış ve
başarılı bir markaya/isme sahip olup da, bunların satış dağıtım veya işletme
hakkını belirli bir bedel karşılığı veren taraf anlamına gelmektedir.
§
Franchisee:
Doğrudan veya dolaylı bir malı bedel karşılığında franchisorun ticari
adını/markasını, know-how'ını, iş görme ve teknik yöntemlerini, sistemini ve
diğer sınai/fikri mülkiyet haklarının kullanımını üstlenen taraf demektir.
§
Franchisee
Fee: Franchiseenin, isim, marka veya sistemi kullanma hakkı karşılığında
franchisora ödediği başlangıç bedeli anlamına gelmektedir.
§
Royalty:
Yıllık ciro ve kardan, anlaşmada belirlenen oranlarda yüzde olarak ödenen, bir
lisans veya ticari marka sahibinin sahip olduğu hakları bir başkasına
devretmesi karşılığında aldığı bedel demektir.
Franchising’in
en önemli tarafı imtiyaz hakkını veren tarafın işin yönetim ve organizasyonu
konusunda know-how yani bilgi ve destek sağlıyor olmasıdır. Bu bilgi elbette
çok değerli bir bilgidir. Bunun sebebi franchisorun yıllarca süren bir
çalışmalar sonucunda ve büyük miktarlarda maliyetlere katlanarak bu bilgi
birikimini veya üretim modellerini geliştirmiş olmasıdır. İşte bu noktada fikri
hakların bu kavramdan farklarına da değinmekte fayda bulunmaktadır. Bu sebeple
fikri haklar aşağıda tanımlanmıştır
§
Lisans: Tescilli olan
yada tescil başvurusu yapılan marka, patent, faydalı model yada endüstriyel
tasarımların kullanma hakkının belirli bir süre için başka bir şahsa yada
firmaya kiralanması işlemi lisans olarak tanımlanabilir.[8]
§
Marka:
Bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya
hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle
sözcükler, şekiller, harfler, sayılar olabileceği gibi; malların biçimi veya
ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen,
baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işaret[9]
anlamına gelmektedir.
§
Patent: Türkiye’de ve
dünyada yeni olan, sanayiye uygulanabilen ve tekniğin bilinen durumunun
aşılması kriterine uygun olan buluşların sahiplerine, belirli bir süre (20 yıl)
bu buluş konusu ürünü üretme ve pazarlama hakkının tanınmasıdır.[10]
Görüldüğü gibi
fikri mülkiyete konu olan yukarıdaki haklar ile franchising kavramı arasında
bazı yakınlıklar bulunmaktadır. Franchising her ne kadar patent veya marka
olarak tanımlanamayacak olsa da lisans sözleşmesi kavramına yakınlıklar
barındırmaktadır. Çünkü lisans kavramındaki gibi evvelce elde edilmiş olan bir
bilginin veya uygulama biçiminin belli bir süre için kiralanması söz konusudur.
Fakat bu kiralama sadece bir işletmeye değil bir ülkeden birçok işletmeye
yapılabilecektir.
Franchising
kavramı fikri haklar ile olan ilişkisinin yanında acentalık kavramı ile de
karıştırılabilmektedir. Bu sebeple acenta kavramın açıklamalarını yapmak
istersek “ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya müstahdem gibi tabi
bir sıfat olmaksızın bir mukaveleye dayanarak muayyen bir yer veya bölge içinde
daimi bir surette ticari bir işletmeyi ilgilendiren akitlerde aracılık etmeyi
veya bunları o işletme adına yapmayı meslek edinen kimseye”[11]
verilen isim olarak tanımlayabiliriz. Bu tanımdan da anlaşılabildiği gibi acenta
tüm faaliyetlerini ana firmaya adamış bir şube gibi çalışan ve faaliyetlerin
tamamından ana firmaya karşı sorumlu olan işletme anlamına gelmektedir. Buna
örnek vermek gerekirse sigorta acentalarını gösterebiliriz. Sigorta acentaları farklı
hukuksal kimlikler ile ana firmanın sigorta poliçelerini satmaya çalışan birer
şube durumundadır. Faaliyetleri tamamen ana firmanın kontrolü altında
bulunmaktadır. Bu özelliklerinden dolayı franchising almış olan bir işletmenin
bağımsızlığını yaşayamazlar.
Acentalar kapılarına kendi isimlerini astıkları için franchise kavramı
içinde değerlendirilememektedirler. Ayrıca acentelerden para alınmamakta,
aksine acentalara kar bırakılmaktadır. Acenta genel olarak toptancıdan
kendi adına aldığı malı müşteriye satan, tamamen bağımsız üçüncü şahıs veya
diğer bir deyişle üretici ile tüketici arasındaki aracıdır. Franchisee
ise isim hakkını satın aldığı markanın çatısı altında belli bir ürün veya
hizmeti, belli standartlarda üreten veya pazarlayan yatırımcıdır.
Franchisee acenteden farklı olarak markayı kullanmak için başlangıçta veya
franchising sözleşmesi boyunca bir bedel öder.[12]
Acenta gibi
diğer benzer kavramlarla da farklarının ortaya çıkartılması için aşağıdaki şekil
oldukça faydalı olacaktır. Buna göre işletme faaliyeti üzerinde en az faaliyet
özgürlüğüne sahip olan acenta iken en fazla faaliyet özgürlüğüne sahip işletme,
iştirak olarak görülmektedir. Fakat bunun yanında acenta çok düşük bir risk
derecesi ile çalışırken iştirak riskli bir ortamda faaliyetlerini
sürdürmektedir.
[2] Cambridge Dictionary, “Franchise”, http://dictionary.cambridge.org/define.asp?key=30907&dict=CALD
[3] Cambridge Dictionary, “Franchising”,
http://dictionary.cambridge.org/define.asp?key=30907&dict=CALD
[9] Emre Alcan, “Marka ve Marka Hakkının
Korunması,” http://www.hukukcu.com/bilimsel/kitaplar/marka_hakki_korunmasi.htm
http://www.turkpatent.gov.tr/tpe/index.jsp?sayfa=201
[12] İşletme Ekonomi Klübü, “Franchising”,
http://iek.erciyes.edu.tr/makaleler/isletme/franchising.htm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Merhaba kıymetli okuyucularım,
Yorumları denetlemeden siteye koyamıyorum. Maalesef uygun olmayan içerikler paylaşan kullanıcılar oluyor ve bunun siteyi ziyaret eden insanları olumsuz etkilemesini istemiyorum. Vaktimin darlığından her zaman yorumlarınıza da yanıt veremiyorum. Anlayışınız için teşekkür ederim.