I. Dünya Savaşı’nın ardından 28.06.1919 tarihinde mağlup Alman
Devleti ile ittifak kuvvetleri arasındaki ilişkileri düzenlemeye yönelik olarak
Fransa’nın Versay Sarayı’nda, Versay Barış Antlaşması (Versailles Peace Treaty)
imzalanmıştır.[1] Bu
anlaşma ile hem bu devletlerin siyasi geleceği çizilmeye, hem de çalışma
koşulları belirlenmeye çalışılmıştır. Özellikle anlaşmanın 386. maddesinde
çalışma koşullarının kapsamı o dönem şartlarına göre mümkün olduğunca geniş
çerçevede ele alınmıştır. Bunu takip eden 387. maddesinde ise ILO’nun kuruluşu
ile ilgili hükümler kayıt altına alınmaya çalışılmıştır.
Özellikle anlaşmanın 387. maddesinde geçen, “Milletler Cemiyeti’nin üyeleri,
aynı zamanda bu organizasyonun da üyeleridir”[2]
hükmü uyarınca 1932 yılında Milletler Cemiyeti’ne giren Türkiye’nin bu
organizasyona direkt olarak üye olmasını sağlamıştır.
I. Dünya savaşı’ndan sonra imzalanan Versay Anlaşması ile Milletler
Cemiyeti ile ILO’nun birlikte kurulması özellikle siyasetin yanında sosyal
politikanın da önemli görüldüğünü göstermektedir.[3]
1939 yılına kadar Milletler Cemiyeti’ne bağlı olarak çalışan ILO,
II.Dünya Savaşı’nın bitimini izleyen 1946 yılında bağımsız bir uluslararası
örgüt haline getirilmiştir.[4]
Örgüt kuruluşundan bu yana aşağıdaki konularda çalışmaları yapmıştır:[5]
·
Sözleşmeler
·
Tavsiye kararları
·
Teknik yardım
·
Eğitim ve danışmanlık
Yukarıdaki maddelerde belirtilen sözleşmeler ve tavsiye kararları
ile üzerinde durulan temel ilke, çalışma hayatındaki sosyal barışın ancak
sosyal adaletle sağlanabileceği ilkesidir. Özellikle Nobel Barış Ödülü’nün 1969
yılında (ILO’nun 50. yılında) ILO’ya verilmesi sosyal adalet arayışı ile barışı
pekiştirme arasında kurulan bağın bir simgesi olarak kabul edilmektedir.[6]
Bunlardan hareketle örgütün anayasasında aşağıdaki ilkeler ifade edilmiştir:[7]
·
Toplumsal adalet ilkesi
·
Çalışma koşullarının
iyileştirilmesi ilkesi
·
Uluslar arası iş birliği ilkesi
Bunlardan da anlaşılmaktadır ki ILO, uluslararası çalışma
standartlarını oluşturmak suretiyle kuralsızlaştırmanın önüne geçerek; hem çalışma
hayatı içinde yer alan kişilerin haklarının korunmasında, hem de uluslararası
ticaretin büyük bir önem kazandığı günümüzde kıyasıya rekabetin yol açabileceği
haksız rekabetin ortadan kaldırılmasında önemli bir rol oynamaktadır.[8]
Bunların dışında, örgütün tarihinde önemli kilometretaşlarından olan
Filedelfiya Bildirisi 1944 yılında ILO Konferansı’nda aşağıdaki ilkelerle
onaylanmıştır:[9]
·
Emek ticari bir meta değildir.
·
Düşünce ve dernek kurma
özgürlükleri, kalıcı bir ilerlemeyi gerçekleştirmenin temel öğeleridir.
·
Yoksulluk, görüldüğü her yerde,
refaha yönelik bir tehlikedir.
·
Bütün insanlar, ırk, inanç ve
cinsiyetleri ne olursa olsun, kendi maddi durumlarını ve manevi gelişmelerini
özgürlük, vakar, ekonomik güvence ve fırsat eşitliği koşulları altında
geliştirmek hakkına sahiptir.
Yukarıda da belirtildiği gibi örgütün ilk üyeleri Milletler
Cemiyeti’nin üyeleri olarak kabul edilmiş, daha sonra Milletler Cemiyeti’ne üye
olan devletler için ILO üyeliği kendiliğinden
olabilir hale getirilmiştir. İlk kurulduğunda 42 üye ile çalışmalara başlayan
ILO’nun ilerleyen zamanlarda üye sayısı artmış ve 1936 yılında 62’ye
yükselmiştir. Özellikle II.Dünya Savaşı’nı izleyen yıllarda savaşla birlikte
üye sayısında azalmalar meydana gelmiş ve bu sayı 1942’de 48’e gerilemiştir.[10]
II.Dünya Savaşı ile birlikte üyelik koşullarında aşağıdaki
değişiklikler meydana gelmiştir:[11]
·
1945’te kurulan Birleşmiş Milletlerin
ilk üyesi olanlar.
·
Birleşmiş Milletler Anlaşması’na
göre Genel Kurul Kararı ile Birleşmiş Milletlere üye olarak kabul edilen
devletler.
·
ILO Genel Konferansı’nda
toplantıda hazır bulunan delegelerin 2/3 çoğunluğu ile kabul edilen devletler.
Tüm bu düzenlemeler ile ILO’nun üye sayısı 2000 yılında 174‘e
yükselmiş bulunmaktadır.[12]
ILO, ülkeler ile olan ilişkilerinde çalışma koşullarının denetimi
yanında bilgi sağlama görevini de üstlenebilmektedir. Yakın tarihten buna örnek
vermek istersek:[13]
·
İsrail’e 1951 yılında
gönderilen ekip ile narenciye toplanması ve tüketiciye ulaştırılması
·
Hindistan’da tekstil sanayinde
mekanizasyona geçiş
·
Mısır’da fabrika makine
düzenine geçiş, malzeme sevkinin verimli hale getirilmesi
Konularında verilen danışmanlık
faaliyetlerini gösterebiliriz.
[2] First World War.com, “Primary Documents: Treaty of Versailles:
Articles 387-399”, (Ekim 2001)
<
http://www.firstworldwar.com/source/versailles387-399.htm>
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Merhaba kıymetli okuyucularım,
Yorumları denetlemeden siteye koyamıyorum. Maalesef uygun olmayan içerikler paylaşan kullanıcılar oluyor ve bunun siteyi ziyaret eden insanları olumsuz etkilemesini istemiyorum. Vaktimin darlığından her zaman yorumlarınıza da yanıt veremiyorum. Anlayışınız için teşekkür ederim.