Toplumların gelişmişliği insanlara verdikleri saygı ile ölçülebilmektedir. İnsanların ekonomik olarak yaptıkları en önemli iki olgu da tasarruf veya tüketimdir. Tasarruf dediğimizde aklımıza insanların günlük veya ileriye dönük beklentiler sebebiyle yapmış oldukları birikimler gelmektedir. İnsanlar bu birikimleri ileride daha iyi şartlarda yaşamak için yapmaktadırlar.
Tasarruf olgusunun karşıtı olan tüketim de en az tasarruf kadar hatta bazı ekonomistlere göre tasarruftan daha fazla önemli bir kavramdır. Çünkü tüketimin olduğu toplumda durgunluk ve işsizlik azalır, dolaşımdaki para artar ve insanların refah seviyesi de bununla paralel olarak artar.
Tüketim ekonomik olduğu kadar sosyal ve kültürel bir kavram olarak da karşımıza çıkabilmektedir. Bunun en güzel örneklerinden biri tüketim alışkanlıklarının toplumdan topluma değişebilmesidir. Örneğin Japonya’da insanlar sadece yatırım amaçlı harcama yaparlarken Amerika ve Avrupa’da gösteriş faktörünün de etkisi ile tüketim amaçlı harcamalar yapılmaktadır.
Bu kapsamda ele aldığımız tüketim olgusunun pek tabii ki bazı düzenlemeler çerçevesinde gerçekleşmesi muhakkaktır. Her devlette de aşağı yukarı böyledir. Devletler bilinçli olsun olmasın her tüketiciyi bazı olumsuzluklara karşı korumalıdırlar.
Sözü edilen olumsuzluklardan tüketicileri korumak ve onlara daha iyi ve modern yaşam şartları sağlamak adına 30.06.2003 tarihinde 4822 sayılı kanun yürürlüğe sokulmuştur. Bu yazı tarihi itibari ile içeriği değiştirilmesi düşünülen Tüketici Koruma Kanunu ilk yayınlandığında bir çok düzenleme getirmiş olup yaklaşık 10 yıldır bunun etkileri devam etmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Merhaba kıymetli okuyucularım,
Yorumları denetlemeden siteye koyamıyorum. Maalesef uygun olmayan içerikler paylaşan kullanıcılar oluyor ve bunun siteyi ziyaret eden insanları olumsuz etkilemesini istemiyorum. Vaktimin darlığından her zaman yorumlarınıza da yanıt veremiyorum. Anlayışınız için teşekkür ederim.