5 Ocak 2013 Cumartesi

Bankalar ile Faktoring/Forfaiting Kurumlarının Karşılaştırılması

Ekonominin en önemli sektörlerinden olan finans sektörü ve bu sektörün baş aktörleri olan bankaların istikrarlı şekilde çalışmaları, ülke ekonomisinin de işlerliğini arttırmakta ve sanayi ile ticaretin gelişmesine önemli katkılarda bulunmaktadır. Fakat finansal sektörü bankalar ile sınırlandırmak aynı sektörde faaliyet gösteren ve gerçek veya tüzel kişiliklerin kredi taleplerini gidermeyi amaçlayan finansal kiralama, faktoring ve forfaiting kurumlarını gözden kaçırmak anlamına gelmektedir. O sebeple bu yazımızda bankalar ile finansal sistemin önemli kurumlarından olan faktoring ve forfaiting kurumlarının faaliyetlerinin karşılaştırılarak mevcut finansal sisteme olan katkıları gösterilmeye çalışılacaktır.

      Kavramlara Genel Bakış

Yazımıza başlarken öncelikle kavramların açıklanması gerekmektedir. Buna göre bankalar, mevduat veya diğer şekillerde birikim sahiplerinden topladıkları fonları kendi hesaplarına iskonto, ödünç verme ve diğer mali işlemlerde kullanmayı esas ve devamlı uğraşı temelde fon fazlası olanların fonlarını temin edip fon ihtiyacı olanlara bunları kullandırmak üzerine kurulmuş finansal kurumlardır.[1] Görüldüğü gibi bankalar hem fon toplama hem de bu fonları kullandırma ile yetkili kılınmışlardır.

Faktoring kurumları ise, her türlü mal ve hizmet satışından kaynaklanan kısa vadeli (genellikle 90 gün) ticari alacakları üzerlerine devir alarak, borçlunun da haberdar edilerek tahsilatın ilerleyen zamanlarda yapılmasını sağlayan işletmelerdir.[2]  Forfaiting ise 6 ay veya daha uzun vadeli olarak bu işlemi yapan ve genellikle uluslararası ticarette kullanılan bir finansman yöntemidir.[3]

Faktoring ile forfaiting işlemlerinin birbirine çok yakın olduğu düşünüldüğünde aşağıdaki tablo ile aralarındaki farklılıklar gösterilmeye çalışılacaktır.

Faktoring ile Forfaiting Arasındaki Farklar
FAKTORING
FORFAITING

Devamlı bir işlemdir.                                                 Bir defalık bir işlemdir.
Alacaklar satın alınır.                                                 Alacaklar satın alınır.
% 80’e kadar bir finansman sağlar.                           % 100 finansman sağlar.
Risk % 100 üstlenilir.                                                Risk % 100 üstlenilir.
Genel bir sözleşme yapılır.                                        Sözleşme yoktur.
Açık hesap işlemlere de uygulanabilir.                      Poliçe veya bono gereklidir.
180 güne kadar vade tanınır.                                   180 günden 10 yıla kadar vade tanınır.
Çalışma alanı tüketim mallarıdır.                               Çalışma alanı yatırım mallarıdır.
Siyasi ve ticari riskleri kapsamaz.                              Siyasi ve ticari riskleri kapsar.

(Kaynak: TSPAKB, a.g.e., s. 65.)

İşte bu bilgileri verdikten sonra bankalar ile faktoring / forfaiting kurumlarını gelecek bölümde kıyaslamaya çalışacağız.

Bankacılık ile faktoring/forfaiting Kurumlarının Karşılaştırması
Genel olarak bakıldığında bankalar ile faktoring/forfaiting kurumlarının benzer işleyişler sergilediklerini söylemek mümkündür. Fakat Faktoring ve forfaiting kurumlarının bankaların yapabildiği tüm işlemler içerisinde ancak bir bölümünü gerçekleştirebildiği de ifade edilmelidir. Yukarıdaki bölümde verilen tanımlardan da faydalanılarak bu kıyaslamayı yaptığımızda temel olarak aşağıdaki kapsamda bir karşılaştırma yapılabilir:
·         Mevduat[4] toplama bakımından: Bankalar kanununda geçen “Kredi kuruluşları ile özel kanunlarına göre yetkili olanlar dışında hiçbir gerçek veya tüzel kişi, aslen veya fer'an meslek edinerek mevduat veya katılım fonu kabul edemez, ticaret unvanları ve kamuya yapacakları açıklamalar ile ilân ve reklamlarında bu izlenimi yaratacak ifade ve deyimleri kullanamaz”[5] ifadesi ile mevduat toplanmasında bankalar tekel durumuna getirilmektedir. Bunun yanında Hazine Müsteşarlığı’nın yayınladığı bir yönetmelikte geçen “Mevduat veya her ne ad altında olursa olsun bir ivaz karşılığı para toplayamazlar”[6] hükmü ile de faktoring kurumlarının mevduat kabul edebilmelerinin önü kapanmış olmaktadır. Forfaiting kurumları da mevduat toplayamamaktadırlar.
·         Kullandırılan krediler bakımından:  Bankalar nakit ve gayrinakit olmak üzere birçok kredi kullandırımı gerçekleştirirken, faktoring ile forfaiting kurumlarının kredi hizmetleri bu kadar geniş değildir. Hatta denilebilir ki, bankaların henüz vadesi gelmemiş olan bir ticari senedin bankaya teslim edildiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre içerisinde hesaplanacak faiz tutarı kadar yapılacak indirimden sonra kalan tutarın müşteriye ödenmesi[7] prensibine dayanan iskonto iştira kredileri faktoring ile forfaiting kurumları tarafından ana faaliyet konusu olarak kullanılmaktadır. Fakat yeri gelmişken denilebilir ki, faizsiz bankacılık prensiplerine aykırı olan bu uygulama bankalar kanununa tabi olan katılım bankaları tarafından uygulanamamaktadır. Bu kredi türünü ana faaliyet konusu edinmiş faktoring kurumları işletmelerin acil nakit ihtiyaçlarını sağlamaya çalışmaktadırlar. İşletmeler ellerindeki kambiyo evraklarını faktoring kurumlarına götürerek vadesine ay veya aylar bulunmasına rağmen, bunları “kırdırarak” daha az bir bedele razı olmaktadırlar. Bu kısa vadeli nakit ihtiyaçları için uygun bir çözümdür. Forfaiting kurumları ise 6 aydan uzun vadeli olan senetlerin iskontosunu gerçekleştirerek acil nakit ihtiyaçlarının finansmanını gerçekleştirmektedir. Fakat bu işletmeler için bir diğer seçenek de bankalara başvurarak ellerindeki kıymetli evrakları “temlik” cirosu ile banka üzerine geçirmeden, tahsil cirosu ile bankaya kendi adlarına tahsil yetkisi vererek çek ve senet karşılığı kredi[8] (Vadesi gelmemiş senetlerin rehni karşılığında, toplam senet bedelinden bankanın belirlediği bir oranda az miktarda kullandırılan kredi çeşidi) kullanma imkanlarının oluşudur. Böylece bankaların bir adım daha önde olduğu görülebilecektir.
·         Kredi değerlendirmesi bakımından: Bankalar ile faktoring ve forfaiting kurumları kredi değerlendirme ile uğraşan kurumlardır. Her iki kurum tipinde de yeteri kadar kredi tahsis elemanı görev yapmakta ve müşterilerinin kredi geri ödeme yeterliliğini kontrol etmek durumundadırlar. Bu sebeple Merkez Bankası bu kurumlara belli bir ücret karşılığı açtığı protestolu senet ile kara çek bilgilerinden yararlandırmaktadır. Fakat her kullandırdığı krediye krediye teminat olarak kambiyo evrağı bulunduran faktoring / forfaiting kurumları bu çeklerin istihbaratını bankalara göre daha dikkatli yapmak zorundadırlar.
·         Batık alacak bakımından: Bazı işletmeler ticari faaliyetleri sonucunda maalesef alacaklarını tahsil edememekte ve bunları zarar yazabilmektedirler. O sebeple bu alacakları zarar yazmaktansa bu işte uzmanlaşmış faktoring kurumlarından destek alabilmektedirler. Çünkü faktoring kurumları bu alacakları kendi yöntemleri ve güçlü hukuki bilgileri ile tahsil edebilmektedirler. Bankalar (bazı özel nitelikli bankalar – örnek Deutsche Bank - hariç) ise bu tür tahsilatlara hiç girmemektedirler.
·         Repütasyon bakımından: Genellikle işletmeler öncelikle bankalardan finansman sağlamaya çalışmaktadırlar. Bankalar arasında da faaliyetlerinde daha deneyimli, şube ağı daha geniş olanlar tercih edilmektedir. Bu aynı zamanda işletmeler açısından da bir prestij göstergesidir. O sebeple deneyimli ve büyük bankalardan finansman bulamayanlar daha küçük çaptaki bankalara, oradan da finansman bulamayanlar faktoring ile forfaiting kurumlarına gidebilmektedirler. Bu anlayışın doğruluğu tartışılsa da mantıklı yanları da bulunmaktadır.

      SONUÇ
Bu çalışmamızda finansal sistemin önemli iki aktörü olan bankalar ile faktoring kurumlarının faaliyetlerinin kıyaslanması amaçlanmıştır. Görülmüştür ki, bankalar neredeyse faktoring ile forfaiting kurumlarının yapabildiği herşeyi gerçekleştirirken, bu  kurumlar ise bankaların yapabildiğinin yanında oldukça düşük seviyede hizmet verebilmektedir. Tabii bu durum faktoring ile forfaiting kurumlarının yaşam şansının olmadığı anlamına gelmemektedir. Daha müşteri odaklı, daha uygun fiyatlama yapabilen ve bankaların finanse etmek istemediği iskonto veya çek/senet karşılığı kredileri kullandırarak kendilerine rekabet avantajı sağlamaya çalışmaktadırlar.



[1] Akın İlkin, Ekonomi Ansiklopedisi, İstanbul, Paymaş, C.I, 1984, s. 1333.
[2] Sadi Uzunoğlu, Yeni Finansman Teknikleri, İstanbul, Strata, 1998, s. 17.
[3] TSPAKB, Finansal Yönetim, İstanbul, TSPAKB, 2007, s.64
[4] Mevduat (5411 sayılı Bankalar Kanunu, m.3.): Yazılı ya da sözlü olarak veya herhangi bir şekilde halka duyurulmak suretiyle ivazsız veya bir ivaz karşılığında, istendiğinde ya da belli bir vadede geri ödenmek üzere kabul edilen para.
[5] 5411 sayılı Bankalar Kanunu m. 60.
[6] 21.12.1994 tarih ve 22148 sayılı R.G., Faktoring Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik, m. 8.
[7] Mehmet Takan, Bankacılık Teori Uygulama ve Yönetim, İstanbul, Nobel, 2001, s. 266.
[8] Takan, a.g.e., s. 269.

1 yorum:

  1. Bu yazıyı hazırlarken acaba hiç özel faktoring ile banka faktoring bilançolarına ve piyasaya sağladıkları sıcak para miktarlarına baktınız mı ? :) Yani bir yazı hazırlıyorsun ama gerçekten boş bir yazı... 1. Türkiye de olan hiçbir banka müşteri odaklı değildir kar odaklıdır. (3 banka 8 yıllık banka deneyimi) 2. Özel faktoring şirketleri banka faktoringlerine göre çok daha az bürokratik engeli olduğu için müşteri odaklı olan özel faktoring firmalarıdır.( 1 faktoring firması 9 yıllık deneyim ) 3. Bankaların finanse ettiği işleri bile bazen özel faktoring firmaları alır.
    daha nice madde sayarım tecrübe ile sabit.

    YanıtlaSil

Merhaba kıymetli okuyucularım,
Yorumları denetlemeden siteye koyamıyorum. Maalesef uygun olmayan içerikler paylaşan kullanıcılar oluyor ve bunun siteyi ziyaret eden insanları olumsuz etkilemesini istemiyorum. Vaktimin darlığından her zaman yorumlarınıza da yanıt veremiyorum. Anlayışınız için teşekkür ederim.