Satın alma gücü paritesi (SAGP) teoremi ingilizce
“purchasing power parity” (PPP ) kavramının
ülkemize ve dilimize uyarlanmış halini temsil etmektedir. Satın alma gücü
paritesi teorisi döviz kurunu belirlemeye ve ülkeler arasında mallar ve
hizmetlerin maliyetleri açısından bir karşılaştırma yapmaya olanak sağlamaktadır.
Teori, ülkeler arasındaki fiyat farklılıklarının belirleyicisi olduğu ithalatçı
ve ihracatçı faaliyetlerinin spot döviz kurunda değişikliğe neden olduğunu varsaymaktadır.
Bir başka deyişle SAGP bir ülkenin cari hesaplarındaki bir işlemin döviz
kurunun belirlenmesinde etkili olduğunu ifade etmektedir.
Farklı para birimlerinin satın alma gücünü eşitleyen
ve ülkeler arasındaki fiyat farklılıklarını yok ederek, ulusal para birimlerini
ortak para birimine dönüştüren bir oran olan (Mutlak SAGP bunu söylemektedir,
söz konusu kavrama diğer yazıda değinilecektir) satın alma gücü paritesi (TUİK,
2004) ve bu pariteyi ortaya koyan teoriye göre döviz kurlarının piyasalarda
serbestçe belirlenmesi durumunda alacağı değer, ülkeler arasındaki göreli fiyat
değişim oranlarının bir ölçüsü olacaktır. Yani, denge döviz kuru, fiyat düzeylerinin
oranı ile doğrusal bir ilişkiye sahiptir (Yıldırım, 2003).
Yukarıdaki açıklamalara paralel olarak bu teoriye
göre bir mal sepetinin fiyatı dünyadaki tüm ülkelerde aynı olmalıdır. Böylece
bu teoriye göre bir elmanın fiyatı New-York’da 1 Dolar ve Türkiye’de 1 TL ise
TL/Dolar döviz kuru 1 TL olmalıdır. Diğer bir deyişle, bir malın tüm
ülkelerdeki fiyatları eşit olmalıdır (Mutlak SAGP’ye göre). Döviz kurları bu
eşitliği sağlamak üzere artıp azalmalıdır (Uysal, 2009).
Hemen her teoremde olduğu gibi bu teoremin de bazı
varsayımları mevcut olup bunlar aşağıda belirtilmektedir (Aslan ve Kanbur,
2007):
- Ulaşım
masrafları yoktur
- Sigorta
giderleri yoktur.
- Yukarıdakiler
dışında kalan diğer işlem masrafları yoktur veya ihmal edilebilir.
- Ülkeler arasında
ticarete herhangi bir engel bulunmamaktadır. Mallar nasıl iki şehir
arasında ticarete konu olabiliyor ve serbestçe yer değiştirebiliyorsa
ülkeler arasında da aynı kural geçerlidir.
- Malların her iki ülkedeki niteliği de aynıdır.
Görüldüğü gibi varsayımlardan önemli bir kısmı
gerçekçi varsayımlar değildir. Mutlak SAGP’de geçerli olan bu varsayımlar Nisbi
SAGP’de düzeltilmiştir. Söz konusu kavramlar ve açıklamaları diğer yazımızda anlatılacaktır.
SAGP teorisinin günümüzde bu kadar önemli olmasını
sağlayan bazı unsurlar bulunmaktadır. Söz konusu teoremin iktisadi önemini beş
başlık altında sıralamak mümkündür (Kasman ve Ayhan, 2008):
- Nominal ve reel şoklar
ile birlikte ortaya çıkan SAGP’den sapma, reel döviz kurundaki
hareketlerin açıklanmasında kullanılmaktadır,
- Kur uyuşmazlığının derecesini belirlemektedir,
- SAGP’nin sağlanması,
açık ekonomi makroekonomideki varsayımlardan biridir,
- SAGP, ülkeler
arasındaki gelirlerin karşılaştırılması için enflasyon farklılıklarının
giderilmesini amaçlamaktadır,
- SAGP, paritelerin
oluşturulması için kullanılmaktadır.
Ülkeler arası refah düzeyi karşılaştırmalarında
birçok yöntemin kullanıldığı görülmektedir. Herhangi bir ülkenin diğer ülkeye
göre refah düzeyinin belirlenmesinde kişi başına Milli Gelir (MG) rakamları,
bunlar içinde en çok kullanılanıdır. Uluslararası karşılaştırmalarda dolar
cinsinden ifade edilen MG rakamlarının sağlıklı olmaması ve dolar
cinsinden ifade ediliyor olmaları söz konusu unsurunun karşılaştırmada yetersiz
kaldığı gerçeğine bizi götürmektedir.
Yukarıda belirtildiği gibi uluslararası
gelişmişlik karşılaştırmalarında döviz kuru kullanımının bazı dezavantajları
bulunmaktadır. Bunlar aşağıda belirtilmektedir (TUİK, 2008):
- Birincisi,
çeşitli nedenlerden kaynaklanan (spekülasyonlar, faiz oranlarındaki değişimler
vb.) kur dalgalanmalarıdır. Bu durumda, döviz kuru ile hesaplanan GSYİH değeri
temel alındığında, ülkenin ekonomik büyüklüğünde kur dalgalanmalarına bağlı
ani değişiklikler oluşabilir. Döviz kuru dalgalanmaları, mal ve hizmet
hacminde bir değişiklik olmamasına rağmen ülkenin bir anda “daha zengin”
veya “daha fakir” görünmesine yol açmaktadır. Bu tür değişiklikler
ekonomik faaliyetle ilişkilendirilmediği için ekonomik büyümeyi
yansıtmayan suni değişikliklerdir.
- İkincisi, bir ülkede üretilen mal veya hizmetlerin fiyat düzeyini yansıtmamasıdır. Döviz kuru, ticarete konu olan mal ve hizmetlerin yanı sıra faiz oranları, sermaye akışı gibi faktörlerden de etkilenmektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde döviz kurunun idari kararların etkisinde olması, resmi ve serbest piyasa kurları arasındaki farklılıklar da uluslararası karşılaştırmalarda döviz kuru kullanımını sakıncalı yapmaktadır.
Bu sebeple ortak bir karşılaştırma unsuru
bulunması fikri 20.yy’ın başlarından itibaren gündemi meşgul etmiştir. Aşağıda SAGP’nin
gelişimi önemli olaylar bazında ele alınmaktadır:
SAGP teorik
olarak, bir para ile diğeri arasındaki değişim oranı, bu paraların yurt içi
satın alma güçleri eşdeğer ise dengededir görüşünü ileri sürmektedir. Buna
benzer yaklaşımlara 17.yüzyıl merkantilistlerinde de rastlanılmaktadır. Bu
sebeple söz konusu kavramın belki de 1600 lü yıllarda da tartışıldığını
düşünebiliriz.
Bu teorik
yaklaşımın modern mimarı olarak da G. Cassell gösterilmektedir. Cassell'in
1916'da yaptığı çalışmalar ile teorinin açıklık kazandığını görmekteyiz. Cassell
yaptığı analizde fiyat ve kambiyo kurlarının mutlak düzeylerinin değil, bu
düzeylerdeki değişmelerin göz önünde bulundurulması gerektiğini söyler.
1954 yılında
Gilbert Kravis ile satın alma gücü paritesi çalışmaları başlamıştır.
1968 yılında
BM İstatistik Ofisi ve Pensilvanya Üniversitesi uluslararası karşılaştırma
birimi bu çalışmaları değerlendirmiş ve uluslararası karşılaştırma programı (UKP)
oluşturulmuştur.
GSYİH ve bileşenlerini,
SAGP'ye dayalı olarak veren ve uluslararası fiyat ve hacim karşılaştırmalarına
olanak sağlayan, Birleşmiş Milletler, OECD ve Eurostat (Avrupa Birliği
İstatistik Ofisi) gibi kuruluşlar tarafından organize edilen bir program olan
uluslararası karşılaştırma programı (TUİK, 2004) üye olan ülke sayısı arttıkça
yeni bir organizasyona gitmeye karar vermiş ve 1980 yılında program bölgelere
ayrılmıştır.
Türkiye UKP’nin
Avrupa bölgesinde yani "Avrupa Karşılaştırma Programı" organizasyonunda
yer almaktadır. Avrupa Karşılaştırma Programı, Eurostat ve OECD tarafından
organize edilmektedir. Bu programda yer alan ülkeler, dört gruba ayrılmıştır.
Birinci grupta Kuzey Avrupa ülkeleri, ikinci grupta Orta Avrupa ülkeleri,
üçüncü grupta Güney Avrupa ülkeleri ve dördüncü grup ise diğer OECD ülkeleri yer
almaktadır (TUİK, 2004).
SAGP’nin tarihi gelişimine değinmişken SAGP’nin
gelinen en son noktada nasıl hesaplandığından da bahsedilmesine ihtiyaç
bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen karşılaştırma programı kapsamında öncelikle
katılımcı ülkeleri ve ilgili madde grubunu temsil eden ve ülkeler arasında
karşılaştırılabilir niteliğe sahip mal ve hizmet sepeti, tüm ülkelerin katılımı
ile belirlenmektedir. Mal ve hizmet sepeti belirlenirken dikkate alınan ölçüler
aşağıda belirtilmektedir (TUİK, 2004):
- Seçilen
maddelerin mümkün olduğunca çoğu katılımcı ülkede bulunuyor olması,
- Seçilen
maddeleri ana gruplar düzeyinde tür ve satın alış yönünden ülkeleri temsil
etmesi,
- Ülkelerin aynı
maddeyi fiyatlandırdıklarından ve karşılaştırdıklarından emin olmaları
için seçilen maddelerin mutlaka ayrıntılı tanımlarının olması,
- Her bir grup için ülkeler tüketim yapılarını ve madde ağırlıklarını göz önüne alarak en azından bir maddeyi kendi ülkelerinin tüketimi için temsil edici olarak belirlemesi gerekmektedir.
------------
Aslan, Nurdan ve A.Nesligül Kanbur, Türkiye’de
1980 sonrası satın alma gücü paritesi yaklaşımı, Marmara Üniversitesi İİBF
Dergisi, 23 (2), 2007, 9-43
Kasman Saadet ve Duygu Ayhan, “Avrupa Birliği’nin
Genişleme Sürecinde Satın Alma Gücü Paritesi Sağlanıyor Mu?”, İzmir: 2.Ulusal
İktisat Kongresi, 20-22 Şubat 2008.
TUİK, Türkiye İstatistik Yıllığı 2004, Ankara:
TUİK, 2004
TUİK, Satın Alma Gücü Paritesi, Ankara: TUİK, 2008
Uysal Tolga, Döviz Vadeli İşlem Sözleşmeleri, Alıntı tarihi: 30 Nisan 2009, http://www.vob.org.tr/VOBPortalTur/EduDocs/Doviz.pdf
Yıldırım, Oğuz, Döviz Kurları Çerçevesinde Satınalma Gücü Paritesinin
Zaman Serisi Analizi ve Türkiye Ekonomisi Uygulaması, Bankacılar Dergisi, 44,
2003, 3-14.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Merhaba kıymetli okuyucularım,
Yorumları denetlemeden siteye koyamıyorum. Maalesef uygun olmayan içerikler paylaşan kullanıcılar oluyor ve bunun siteyi ziyaret eden insanları olumsuz etkilemesini istemiyorum. Vaktimin darlığından her zaman yorumlarınıza da yanıt veremiyorum. Anlayışınız için teşekkür ederim.