SAGP teorisi, uzun dönemli reel döviz kurlarının belirlenmesine
ilişkin uluslararası finansın en önemli teorik yaklaşımları arasında yer almaktadır.
Nominal döviz kurları ile ulusal enflasyon oranları ilişkisinin bulunduğu bu
teori, “mutlak SAGP” ve “nisbi SAGP” olmak üzere iki şekilde açıklanmaktadır.
Mutlak SAGP, belirli bir mal veya hizmetin aynı para birimi cinsinden fiyatının
iki ülkede aynı olması gerektiğini belirten tek fiyat kanuna dayanmaktadır.
Nisbi SAGP ise, uzun dönemde bilateral döviz kurlarının, ülkeler arasındaki
enflasyon farkını yansıtacak şekilde değişmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
Dolayısıyla, mal piyasasındaki farklılık, döviz piyasasına yansımalıdır (Kasman
ve Ayhan, 2009).
Mutlak SAGP yukarıda da belirtildiği gibi
uluslararası sınırların olmadığı bir ortamda tüketicilerin taleplerini fiyatın
daha az olduğu noktaya yöneltmelerinin mümkün olduğu varsayımı ile aynı
miktardaki malların fiyatının değişik ülkelerde de tek bir para birimi bazında
aynı olması gerektiğini ifade etmektedir. Eğer fiyat farklılığı ortaya çıkarsa
talep daha düşük fiyatlı yöne doğru kayacak ve fiyatlar yine eşitlenecektir
(Madura, 2006). Fakat Mutlak SAGP her ne kadar küreselleşme varsayımı altında
doğru gibi görünse de özellikle bir ülkede üretilen ve diğer bir ülkeye
gönderilen malların fiyatının üretilen ülkede satılmasına göre daha pahalı
olacağı açıktır. Bu sebeple işlem ve navlun masraflarının hiçe sayılması
gerçekçi değildir.
Mutlak SAGP’de kullanılacak formül aşağıdaki
gibidir (Aslan ve Kanbur, 2007):
Pt = Mutlak SAGP x Pt*
Pt t anındaki fiyatlar genel seviyesini, Pt* ise yabancı ülkedeki fiyatlar genel
seviyesini ifade etmektedir.
Nisbi SAGP ise Mutlak SAGP’de belirtilmeyen
ticaret engellerinin (kotalar vb.), işlem masraflarının ve taşıma giderlerinin
üzerine gitmekte ve her yerde bu fiyatların ortak bir para birimi bazında aynı
olmasının gerekmediğini ileri sürmektedir. Fakat burada olması gereken, eğer
bir ülkenin enflasyonu diğer bir ülkenin enflasyonuna göre farklı bir değer
alırsa, düşük enflasyonlu ülkenin para biriminin enflasyon farkı kadar
değerlenmesi gerekmektedir. Örneğin Türkiye’de enflasyon %10, ABD’de ise %5 ise
ABD Dolarının %5 değer kazanması beklenmelidir. Eğer bu gerçekleşirse her iki
ülkedeki malların fiyatı tüketicilere aynı görünecektir (Madura, 2006).
Nisbi SAGP’nin formülü aşağıdaki gibidir.
Burada St
spot döviz kurunu, Pt t anındaki fiyatlar
genel seviyesini, Pt* ise yabancı
ülkedeki fiyatlar genel seviyesini ifade etmektedir.
Sonuç olarak, Satın alma gücü paritesi temelde küreselleşme ile ortaya çıkan
ortamın getirdiği bir sonuç olarak tanımlanabilir. Küreselleşmenin getirdiği
yeni ekonomik ortam ve özellikle 1970’lerde Bretton Woods sisteminin çöküşü
döviz kurlarının ve faizlerin serbestçe dalgalanması sonucunu ortaya çıkarmış
ve ülkeler arasındaki gelir seviyelerinin ölçülmesi giderek daha da
zorlaşmıştır. 1900’lü yılların başında ortaya atılan bu kavram ile 1970’lerden
oluşan yeni ekonomik düzenin yarattığı ülke farklılıkları daha yakından
izlenmeye çalışılmıştır. Hatta bu teoriye yoğun eleştiriler olsa da OECD,
Eurostat gibi bir çok önemli kurum ve kuruluş bu teoriyi kullanmaya ve ülkeler
arası satın alma farklılıklarını ortaya koymaya çalışmışlardır. Bu teoriden
hareketle ortaya çıkan Big Mac endeksi de oldukça yoğun ilgi görmüş ve bir çok
önemli makalede yer almıştır. Çalışmamızın içinde belirtildiği gibi ülkelerin
döviz kurlarının değerli olup olmadığına bile karar verebilir hale gelinmiştir.
Nisbi ve mutlak SAGP olarak ikiye ayrılan SAGP
teorisi, özellikle mutlak SAGP’ye yapılan yoğun ve haklı eleştirilerden
hareketle ekonomistler özellikle nisbi SAGP yolunda ilerlemeye başlamış ve
ülkeler arası satın alma gücü paritelerinin ilerleyen dönemlerde döviz
kurlarında nasıl bir etkiye sahip olacağı fikrini tartışmaya ve bu yönde
çalışmalar ortaya koymaya gayret etmişlerdir.
Satın alma gücü paritesi hem kolay hem de yararlı
bir teori olarak günümüze kadar ulaşmış ve üzerinde sayısız çalışma
yapılmıştır. Özellikle gereğinden fazla değerlendiğine inanılan döviz
kurlarının belirlenmesinde ve buna yönelik yatırım kararları alınmasında
yararlı olmuştur.
------------------------------------------------------------------------------------------------------
Aslan, Nurdan ve A.Nesligül Kanbur, Türkiye’de
1980 sonrası satın alma gücü paritesi yaklaşımı, Marmara Üniversitesi İİBF
Dergisi, 23 (2), 2007, 9-43.
Kasman Saadet ve Duygu Ayhan, “Avrupa Birliği’nin
Genişleme Sürecinde Satın Alma Gücü Paritesi Sağlanıyor Mu?”, İzmir: 2.Ulusal
İktisat Kongresi, 20-22 Şubat 2008.
Madura, Jeff, International
Financial Management, UK: Cengage Learning, 2006.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Merhaba kıymetli okuyucularım,
Yorumları denetlemeden siteye koyamıyorum. Maalesef uygun olmayan içerikler paylaşan kullanıcılar oluyor ve bunun siteyi ziyaret eden insanları olumsuz etkilemesini istemiyorum. Vaktimin darlığından her zaman yorumlarınıza da yanıt veremiyorum. Anlayışınız için teşekkür ederim.