İsveç 1648 yılında Vestfalya Antlaşması ile büyük bir devlet olmuştur. Baltık Denizi’ndeki hakimiyeti, Ruslara yenilince son bulan kraliyet İsveç’te, bugün hüküm süren kraliyet rejimi Napolyon'un generallerinden Jean Buptiste Bernadotte soyuna dayanmaktadır. Daha sonraları Norveç ile birleşen İsveç, 1905 yılında barışcı bir biçimde ayrılmışlardır. Daha sonraları yaşanan Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nda tarafsız kalan İsveç, günümüzde tarafsız politikasına ters düşeceği için NATO ve AB'ye girmemektedir.[1]
Yukarıda kısa tarihinden bahsedilen İsveç’in son 25 yılına baktığımızda; 1980’ler boyunca pek çok ülkeyle kıyaslandığında yüksek enflasyon oranları yaşadığı görülmüştür. Döviz kuru reel olarak değerlenmiş, 1973 ile 1980 arasında yapılan 6 devalüasyon ile geçici olarak kurun değeri düşmüş, sonraki yıllarda yeniden yükselmiştir. [2] Daha sonra finansal serbestleşmeyi takip eder şekilde kredilerde önemli bir büyüme yaşanmıştır. 1983 – 1987 döneminde ortalama kredi büyümesi yıllık %8 olurken 1987 – 1990 aralığında ise bu rakam %16’lara kadar çıkmıştır. 1992 yılından 1995 yılına kadar ise bankacılık sektöründe yaşanan krize paralel olarak verilen kredilerde yıllık %5 gibi bir düşüş yaşanmıştır.[3]
Faiz oranları 1985 yılına gelindiğinde uluslararası ortalamaların % 5-6 puan üzerindedir. Kamu kesimi konsolide açığının milli gelire oranı 1982 yılında % 7’ye kadar yükselmiş, canlanma yılları olan 1987-90 arasında küçülmüş, açık yerine küçük miktarlı fazla verildiği olmuştur. Reel faiz oranları 1970’ler boyunca negatif iken 1980’de sıfıra yaklaşmış ve 1985’ten sonra yeniden negatif olmuştur. Tasarruf sahipleri ancak 1990 bankacılık krizi sırasında borçlanmada pozitif maliyetle karşılaşmışlardır.[4]
1985 yılında finansal serbestleşmeye geçen ve yukarıda belirtildiği gibi banka kredilerinde önemli artış yaşanan[5] İsveç’te krizin öncü göstergeleri aşağıda belirtilmiştir:[6]
· Ekonominin Isınması: 1989 yılında işsizlik oranı tüm zamanların en düşük oranı olan % 1,4’e inmiş, fiyatlar diğer ülkelere kıyasla daha hızla yükselmiştir. Fiyat artışları nedeniyle konut amaçlılar dışındaki gayrimenkul yatırımları yaklaşık iki katına çıkmış, 1988-90 ortalaması 1983-85 ortalamasının % 85 üzerinde gerçekleşmiştir. Fakat inşaat ve gayrimenkul endeksi 1990 yılsonuna gelindiğinde Ağustos 1989’daki tepe noktasına kıyasla % 52 gerilemiştir.
· Sabit Döviz Kuru: 1982’deki devalüasyonun ardından reel kur % 15 değerlenmiştir. Katı maliye politikası lehine parlamento desteği olmadığından ve para politikası sabit döviz kuru ile bağlı olduğundan kredibilite hızla azalmıştır.
· Faiz Oranlarındaki Yükselme: 1991 yılına gelindiğinde vergi sonrası reel faiz oranı 1989’a göre - %1’den %5’e yükselmiştir.
Eylül 1990’da şirket yatırım sertifikaları çıkaran bir finans firması olan Nyckeln’in vadesi gelmiş sertifikalarını ödeyemez hale gelmesi bu piyasanın tamamına yayılan bir kriz başlatmıştır.[7] Bu şirket özellikle ticari gayrimenkul finansmanı ile 1989 yılında elde ettiği %37,5’luk özkaynak karlılığı oranını koruyamamış ve gayrimenkul sektöründe yaşanan daralma ile kredilerin geri ödenmemesi problemleri karşısında teminatların değerlerini kaybetmesi sonucunda büyük zararlarla karşılaşmıştır.[8] Diğer finans kurumlarındaki durumu gözler önüne sermek açısından önemli olan bu kurum gibi diğer finans şirketleri de banka kredilerine başvurmak zorunda kalmış, bir kaç ay içinde bir çok finans şirketi de iflas etmiştir.
Bu dönemde bankacılık sektöründe yaşanan gelişmeler ve alınan önlemler de aşağıda belirtilmiştir:[9]
· Gayrimenkul sektörüne verilen kredilerin; teminata alınan gayrimenkullerin değer düşüklüğünden ve geri ödenememe durumlarından sorunlu hale gelmeleri,
· 1980’lerde %0,2 – 0,5 bandında bulunan kötü alacakların toplam kredilere oranı 1992 yılında %5’ler seviyesine kadar çıkmıştır.
· Nordbanken ve Första Sparbanken bankaları yaşamlarını sürdürebilmek için yeni kaynaklara ihtiyaç duyduklarını belirten bir açıklama yapmışlar, bunun akabinde Nordbanken bankasına sermaye, diğer bankaya ise kredi garantisi sağlanmıştır.
· 1992 yılında bankalar üzerindeki baskıyı azaltmak amacıyla hükümet bankaların taahhütlerini yerine getireceğine dair garanti vermiştir.
· 1992 yılının Eylül ayında Gota Bank iflas etmiştir.
1992 yılında İsveç kronu dalgalanmaya bırakılmış ve Finlandiya’da olduğu gibi krizin etkisi 1994 yılının sonunda giderilmeye başlanmıştır. Görüldüğü gibi birbirlerine benzer özellikler gösteren ve aynı zamanlarda meydana gelen İsveç ve Finlandiya krizleri gelişmiş ülkelerde de bankacılık krizleri görülebileceğini ortaya koymak açısından önemli örneklerdir. Bu krizlerle eşzamanlı olarak gerçekleşen ve 1988 – 1993 yılları arasında seyreden Norveç krizi de diğer baltık ülkeleri krizleri ile aynı özellikleri göstermiş ve kötü alacakların toplam alacaklar içindeki payı 1992 yılında %10’lar seviyesine kadar çıkmıştır.[10]
[1] Türkçe Bilgi, “İsveç Tarihi”, (Çevrimiçi) http://www.turkcebilgi.com/%C4%B0sve%C3%A7%20tarihi, 16 Nisan 2006.
[2] Aydan Aydın, “İsveç Bankacılık Sistemi Kriz, Krizde Yapılanlar ve Kriz Sonrası”, Bankacılar Dergisi, 2002, No: 40, s. 13-14.
[3] Jan Hansen , “Financial Instability and Monetary Policy: The Swedish Example”, (Çevrimiçi) http://www.bcb.gov.br/htms/Seminarios/estabilidadeFinanceira/speaking_notesJan%20Hansen.pdf, 21 Nisan 2006.
[4] Aydın, a.g.e., s. 13-14.
[6] Aydın, a.g.e. , s. 13-14.
[7] Randall Kroszner seminer notları, “Non-Performing Loans, Monetary Policy and Deflation: The Industrial Country Experience”, Economic and Social Research Institute Cabinet Office (Japonya), Tokyo, 20 – 22 Mart 2002, s. 8.
[8] Moody’s Investors Service, “The Swedish commercial Paper Market”, http://www.moodyskmv.com/research/files/wp/sf2639.pdf,
[9] Swedenabroad.com, a.g.e.,
[10] Bent Vale, “Dealing With The Banking Crisis In Norway 1988-1992”, http://www.iadi.org/html/App/SiteContent/CONFERENCE%20IADI%20presentation%20Seoul%
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Merhaba kıymetli okuyucularım,
Yorumları denetlemeden siteye koyamıyorum. Maalesef uygun olmayan içerikler paylaşan kullanıcılar oluyor ve bunun siteyi ziyaret eden insanları olumsuz etkilemesini istemiyorum. Vaktimin darlığından her zaman yorumlarınıza da yanıt veremiyorum. Anlayışınız için teşekkür ederim.