30 Aralık 2012 Pazar

Arjantin Krizi ve Bu Krizi Oluşturan Nedenler

Arjantin’in yakın geçmişine bakıldığında yirminci yüzyılın ilk zamanlarında kişi başına düşen gelir açısından ABD’den sonra dünyanın en iyi ikinci ülkesi olduğunu görülmektedir. Bu zenginlik doğal kaynaklarının fazlalığından ve o zamana kadar olan doğru politikalardan ileri gelmekteydi. 1929 yılı bunalımında hammadde fiyatlarındaki düşüşler Arjantin’in gelirlerini önemli ölçüde azaltmıştır. Bu dönemden sonra meydana gelen aşağıdaki olaylar Arjantin’in ekonomik olumsuzluklar içerisine sürüklenmesine sebep olmuştur:[1]
·         İktidara gelen politikacıların yetersiz veya kötü yönetimleri
·         1930’lardan sonra kapalı ekonomik düzenin tercih edilmesi
·         1940’lardan sonra iktidara gelen dikta rejimleri
·         Süregelen darbeler ve rejim boşlukları
·         1982 yılındaki Falkland adaları istilası

1966-1983 döneminde askeri hükümet süreci yaşayan Arjantin, 1983 yılında demokratik döneme başlangıç yapmıştır. 1980’ler boyunca Arjantin ekonomisinin temel sorunu kamu sektöründeki olağandışı açık ile bu açığın özel sektör tasarruflarınca kapatılamaması olguları olmuştur.

Arjantin’in en önemli sorunlarından biri haline gelen enflasyon 1980 yılında % 90 civarındayken, 1984 yılında % 700’lere fırlayınca, 1985 yılının Haziran ayında “Austral Planı” uygulamaya konmuştur.[2] Bu planda yeni bir yaklaşım sonucu heterodoks politikalar (üretim ve istihdam düzeyinde bir gerileme yaratmadan enflasyonu kısa bir sürede ve ani olarak aşağıya çekmeyi amaçlayan programlar[3]) tek başına değil, ortodoks politikalarla (ödemeler bilançosu açıklarını kapatmayı amaçlayan ve bu nedenle devalüasyon öngören geleneksel istikrar programları[4]) birleştirilerek uygulanmıştır. Planın temel hedefi enflasyonu hızla düşürmek ve enflasyonist baskı yaratan kamu finansman dengesizliğini ortadan kaldırmak idi.[5] Austral planında ilk zamanlarda başarılı sonuçlar elde edilmiş olmakla beraber yıllar geçtikçe başarı yerini istikrarsızlığa ve olumsuzluklara bırakmaya başlamıştır. Bunun sebepleri aşağıda açıklanmaktadır:[6]
·         Fiyat, ücret ve kurlar dondurulmasına rağmen, kamu mal fiyatlarına müdahale edilmiştir.
·         Program öncesinde yeterli ön hazırlık yapılmamış ve gerekli mercilerin desteği alınmamıştır.
·         Ücretlerin dondurulması kararı halkta isyana sebep olmuş ve bu politika devamlılığını kaybetmiştir.
·         Sanayi mallarında toptan fiyatlar için konulan kontroller perakende malları için konamamıştır.
·         Kamu gelirleri istikrarlı ve sürdürülebilir olmamıştır.

Arjantin’in 1990 yılındaki ekonomik durumuna göz attığımızda da aşağıdaki olguları görmekteyiz:[7]
·         % 1350’ye varan bir hiper-enflasyon,
·         Ulusal para biriminin çöktüğü bir mali yapı ve
·         Derin bir krize sürüklenen sanayi sektörü.

1990’ın ilk aylarında ilan edilen ve temel olarak kamu iç borç senetlerinin zorunlu olarak 10 yıllık yayılmasını hedefleyen Bonex Planı[8] da yetersiz kalmış, böylece ulusal ekonomide para biriminin anlamını yitirdiği, parasızlaşma anlamına gelen demonetizasyon süreci yaşanmıştır.[9] Bu sebeple, Arjantin 1991 yılında aldığı bir kararla pezoyu dolara bağlamış ve 1 pezo = 1 dolar olan uygulama 10 yıl kadar sürdürülmüştür.[10] Konvertibilite Programı olarak da bilinen bu programın temel unsurları aşağıda belirtilmiştir:[11]
·         Yerel para peso ile ABD doları arasındaki parite sabitlenmiştir.
·         Para basımı uluslararası rezervlerdeki net değişime bağlanmıştır.
·         Merkez Bankası’nın kamuya kredi açması kanunla yasaklanmıştır.
·         Kamu maliyesi alanında disiplinin sağlanması ve sürdürülmesi için siyasi çevrelerde uzlaşma sağlanmıştır.
·         Yapısal reformlar ve özelleştirmeye hız verilmiştir.

1991 yılında yürürlüğe sokulan bu plan, enflasyonu durdurmuş ve 1991-94 döneminde büyümeyi de canlandırmıştır. Bu planın en büyük problemi olan ve Dolar’a eşitlenerek sabitlenen Peso’nun zamanla aşırı değerli hale gelmiş olması, ülkenin ihracat gücünü olumsuz etkilemiştir. Böylece uzun vadede sürekli büyüme sürdürülemez bir hal almıştır. Kur nedeniyle 1990-95 döneminde ithalatta da büyük artış gözlenmiştir. 1990 yılında toplam ithalatın %32,6’sına denk gelen sermaye malları ithalatı, 1994’te %43,6’ya yükselmiştir. Ara malları ithalatı azalmış ve yerini önemli bir şekilde tüketim malları ithalatına bırakmıştır. 1990’da %8,4 olan tüketim malı ithalat oranı, 1994’te %24,6’ya fırlamış, ara malları ithalat oranı ise 1990’da %50,7’lik paya sahipken 1994’te %29’a kadar gerilemiştir.[12] Ayrıca 1990 - 1999 yılları arası dönemde GSMH artışı ortalama %4,7 seviyesinde gerçekleşmiş ve ihracatın artışı da ortalama %9,4 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde işsizlikte de %12’lere varan bir düşüş gözlenmiştir.[13]

Yukarıdaki gelişimden sonra Arjantin’in ekonomik performansı 1999’dan itibaren düşmeye başlamıştır. Bunun nedenleri:[14]
·         İç istikrarsızlık
·         Politikalardaki zayıflama
·         Dış kaynaklı hammadde fiyatlarının kötüleşmesi
·         İşsizliğin önemli ölçülerde artması

Olarak gösterilebilmektedir.

1999 yılının Aralık ayında merkez sol ittifakının başında seçimi kazanan geçen Fernando De La Rua ile başkan yardımcısı arasında özellikle ekonomik politikalar hakkında meydana gelen anlaşmazlıklar, 2000 yılının Ekim ayında koalisyonda yaşanan çözülme ile sonuçlanmış ve ülke siyasi bir belirsizliğin içine girmiştir. Bunun etkilerini azaltmak amacıyla 2000 yılının Aralık ayında yeni bir ekonomik program yürürlüğe sokulmuş ve 18 Aralık’ta bu ülkeye IMF tarafından 40 Milyar-ABD dolarlık kredi açılmıştır.[15] Açıklanan bu programın başarılı olamaması üzerine 2001 yılının Mart ayında yeni bir ekonomik program devreye alınmıştır. Fakat bu iyileştirme çabalarının hiç biri çözüm getirmemiş ve 2001 yılının göstergelerinde düşüş yaşanmıştır. Göstergeler aşağıdaki tabloda özetlenmektedir.

Arjantin’in Önemli Ekonomik Göstergeleri
(Kaynak: Kurt Schuler, “Fixing Argentina”, Policy Analysis, Temmuz 2002, No:445, s. 3.)

2001 yılının Kasım ayında başlayan bir dizi olumsuzluk ile kriz ortamına giren ülkede bankacılık sektörü de oldukça fazla etkilenmiştir. Bu etkilenme üç temel boyutta olmuştur:[16]
·         Finansal Kayıplar: Arjantin’de bankacılık sistemi, pek çok gelişmekte olan ülkede olduğu gibi finansal risklerin önemli bir bölümünü üstlenmiş durumdaydı. Bu finansal risklerin büyük bir bölümü gerçekleşmiştir. Gerçekleşen finansal riskler arasında; faiz hadlerindeki yükselmeden dolayı gerileyen menkul değerler cüzdanının değeri, ekonomik belirsizlik paralelinde tahsili gecikmiş alacaklardaki artış ve devalüasyondan doğan kambiyo zararları gösterilebilir. 2001 yılı içinde tahsili gecikmiş alacakların % 25 artışla 7,2 milyar pesoya çıktığı ve aynı dönemde toplam aktiflerin % 25 azalarak 127 milyar pesoya gerilediği görülebilmektedir.
·         Kredibilite Kaybı: Bankacılık sistemine en büyük zararı veren kalemlerden biri bankaların uğradığı kredibilite kaybı olmuştur. Bu kayıp kendisini gerek mevduat, gerekse dış kaynaklarda hızlı bir erimeyle göstermiştir. 2001 yılında bankaların dış yükümlülüklerinin % 32, özel kesim mevduatının ise % 19 civarında azaldığı görülmüştür.
·         Hükümet Hataları: Arjantin’de hükümetin kriz sürecinde önleyici karar almaktansa sorun giderici gibi davranması ve sorunların esas kaynaklarını da bulamayıp yanlış politikalar izlemesi krizin derinleşmesine sebebiyet vermiştir. Kriz sonrasında bankacılık sistemi hedef haline getirilmiş ve hükümet yetkilileri de gerek beyanlarıyla, gerek uygulamalarıyla bu söyleme destek vermişlerdir.

Bu krizin temellerine bakıldığında aşağıdaki faktörlerin kriz ortamını geliştirdiğini ifade edebiliriz:[17]
·         Kamu harcamalarının önemli miktarda artmış olması
·         Parasal sistem üzerinde belirsizliğin bulunması
·         Gereğinden fazla düzenlemenin yapılmış olması
·         Serbest ticaretin önünde bir çok engelin bulunması
·         Etkisiz çalışma kanunu

Arjantin, 2001’de sürüklendiği kriz ortamında 100 milyar doları aşan dış borçları üzerine moratoryum ilan etmiş ve 9 Eylül 2003’te de IMF’ye vadesi gelmiş olan 2,9 milyar dolarlık borcunu ödemeyi reddetmiştir. Arjantin hükümetince tek taraflı olarak açıklanan dış borç indirimi finans çevrelerinde geniş yankı bulmuştur. Bazı kesimler Arjantin hükümetinin bu kararının uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve alacaklılara büyük haksızlık yapıldığını iddia ederken, birçok iktisatçı da Arjantin’in bu önerisinin tek seçenek olduğu görüşünde birleşiyorlardı.[18]

Latin Amerika Krizleri içerisinde yer alan en önemli örnekler olarak görülebilecek Meksika ve Arjantin Krizleri (diğer krizler olan Brezilya, Şili ve Uruguay krizlerine benzer özellikler göstermeleri bakımından değinilmemiştir) ülkemizde yaşanmış olan krizlere benzer özellikler göstermesi bakımından oldukça önemlidir.


[1] Kenan Bulutoğlu, Yöresel ve Küresel Para Krizleri, İstanbul, Batı Türkeli, 2002, s. 204-205.
[2] Daniel Heymann, “The Austral Plan”, American Economic Review, Mayıs 1987, C.77, No:2, s. 284.
[3] M.Fatih Cin, Bilge Köksal Yalçın, M.Kemal Doğru, “Heterodoks Politikalar Işığında Türkiye'de Uygulanmakta Olan İstikrar Programı Ve Bir Değerlendirme”,http://www.istanbul.edu.tr/siyasal/dergi/sayi23-24/07.htm,
[4] Cin, Yalçın, Doğru, a.g.e
[5] Sema Bahçeci, Ortodoks ve Heterodoks  İstikrar  Programları: Seçilmiş Ülke Örnekleri Ve 1994 Türkiye Deneyimi, Ankara, DPT, 1997, s. 58.
[6] Bahçeci, a.e., s. 59.
[7] Boğaziçi Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Kulübü, “Karanlığa Giden Yolda Arjantin: Nasıl Bu Hale Geldi? IMF Ne Kadar Suçlu?”, http://www.buik.net/subcommittee/ekonomik/showarticle.asp?aid=189,
[8] Mark Allen, “Sovereign Debt Restructurings and the Domestic Economy Experience in Four Recent Cases”,
[9] H.yasemin Özuğurlu, “Rusya’da kapitalist Dönüşüm ve istikrar Sorunu”, http://www.econ.utah.edu/~ehrbar/erc2002/pdf/P310.pdf,
[11] E.Alpan İnan, “Arjantin Krizi’nin Sebepleri ve Gelişimi”, Bankacılar Dergisi, 2002, No:42, s. 58.
[12] Ali Sina Önder, “1930'dan Günümüze Arjantin Kalkınması” http://www.tcmb.gov.tr/yeni/iletisimgm/AliSinaOnder.htm,
[13] Pedro Pou, “Argentina's Structural Reforms of the 1990s”, Finance and Development, Mart 2000, C.37, No:1, s. 15.
[14] Erişah Arıcan, Gelişmekte Olan Ülkelerde İstikrar Politikaları Uygulamaları: Türkiye, İstanbul, Derin, 2002, s. 56.
[15] Jim Saxton, “Argentina’s Economic Crisis: Causes and Cures”, http://www.house.gov/jec/imf/06-13-03long.pdf
[16] İnan, a.g.e., s. 67.
[17] Ana I. Eiras, Brett D. Schaefer, “Argentina's Economic Crisis: An Absence of Capitalism”, The Heritage Foundation Backgrounder Executive Summary, 19 Nisan 2001, Sayı: 1432, s. 3-8.
[18] Erinç Yeldan, “Dış Borçların İdaresi ve Arjantin Dersleri”, http://www.bilkent.edu.tr/~yeldane/Yeldan08_19Ocak05.pdf,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Merhaba kıymetli okuyucularım,
Yorumları denetlemeden siteye koyamıyorum. Maalesef uygun olmayan içerikler paylaşan kullanıcılar oluyor ve bunun siteyi ziyaret eden insanları olumsuz etkilemesini istemiyorum. Vaktimin darlığından her zaman yorumlarınıza da yanıt veremiyorum. Anlayışınız için teşekkür ederim.